English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Enjoys

Enjoys translate Turkish

885 parallel translation
He enjoys love and skies of blue
Severken mavi gökyüzünü ve aşkı
Well, perhaps he enjoys the company of two very charming people.
Belki de sizin gibi iki çok güzel insanın arkadaşlığı hoşuna gidiyordur.
She enjoys it.
Bundan zevk alıyor.
No woman enjoys getting to be 35.
Hiçbir kadın 35 yaşına girmekten hoşlanmaz.
Case, compared to the life I lead the last man in a chain gang thoroughly enjoys himself.
Benim hayatımla karşılaştırınca... bir kürek mahkumu bile hayattan zevk alıyordur.
People flatter her so much she enjoys an occasional change.
Herkes ona yağ çekip durur. Arada bir değişiklik ona iyi geliyor.
" Who loves to smoke, enjoys a joke
Puroyu sever, şakalardan hoşlanır
A Chinese philosopher said a man understands life at fifty, and enjoys life at seventy.
Çinli bir düşünür demiş ki... "... bir insan hayatın önemini ellisinde kavrar... "
Maj. Strasser is one reason the Third Reich enjoys its reputation.
3. Reich'in şöhretiyle haz duymasını sağlayan, Binbaşı Strasser'dir.
I think your mother enjoys the excitement she causes.
Heyecan yaratmak annenin hoşuna gidiyor olmalı.
You should marry one who enjoys what you enjoy.
Ayni şeylerden hoşlanan birisiyle evlenmelisin.
Most teachers you respect, but he enjoys frightening us.
Çoğu öğretmen saygı duyuyor. Ama o bizi korkutmaktan hoşlanıyor.
He actually enjoys making me miserable.
Beni perişan etmek gerçekten hoşuna gidiyor.
She enjoys it.
Bunu yapmaktan hoşlanıyor.
Her ladyship is very kind, but Miss Chantal enjoys humiliating me and treats me like a servant.
Hanımım çok kibar. Ancak Bayan Chantal beni küçük düşürmekten zevk alıyor ve bana bir hizmetçi gibi davranıyor.
- Who enjoys all of this?
- Bunun kim tadına varıyor acaba?
My dear Myriame, any man can play the fool once, no more. Unless he enjoys the role.g
Sevgili Myriame, erkek bir kez aptallık yapar, iki kez değil, tabii bu hoşuna gitmiyorsa.
She enjoys this sightseeing sort of stuff, you know.
Bu gezi işlerinden çok hoşlanır da. Fevkalade.
I, I think he enjoys it.
Bence bu işten keyif alıyor.
He enjoys seeing us suffer, i'd bet on it.
Acınacak halimize gülüyordur, bahse varım.
See that she enjoys the brief remainder.
Kalan az zamanını çok iyi değerlendirecek.
It's always a pleasure... to meet an insurance agent who enjoys paying off expensive claims.
Zarar ziyan ödemeyi seven bir sigortacıyla tanışmak bir zevkti.
He enjoys popping the bladder with this foot!
mesanesini tekmelemekten hoşlanıyor.
- I think he enjoys it.
- Hoşlanıyor galiba.
He enjoys bending iron bars with his beautiful body.
Bu mükemmel vücuduyla demir barları eğmekten büyük zevk alıyor.
I think everyone enjoys a nice murder... provided he is not the victim.
Bence herkes kusursuz bir cinayetten hoşlanır cinayetin kurbanları olanlar hariç.
Well, sister enjoys the garden, but sister's too busy to work in it.
Şey, kızkardeşim bahçeden zevk alır, fakat bahçede çalışamayacak kadar meşgul.
Well, Mark, you're a man who enjoys a joke.
Şey, Mark, sen şakadan zevk alan birisin.
He always enjoys teasing me.
Benimle eğlenmekten her zaman zevk almıştır.
Enjoys himself.
Keyfine bakar.
And two, in laymen's terms, Aposto enjoys pain.
Ve iki, mesleki olmayan terimle, Aposto acıdan hoşlanıyor.
The weather is bad, so everyone enjoys an extra night in Rennes.
Hava kötü. Herkes Rennes'de fazladan kalmak istiyor.
If he enjoys it...
- Eğer eğleniyorsa...
Sometimes I think he enjoys seeing me suffer.
Bazen acı çektiğimi görmekten hoşlandığını düşünüyorum.
Not when he enjoys it as much as you do, Mr Shannon.
Sizin kadar hoşlanıyorsa öldürmez Bay Shannon.
Sister Alma enjoys her rural seclusion and takes utmost care of her patient,
Alma kır yerinin yalnızlığına alışır ve hastasına büyük özen gösterir.
- He always enjoys driving you.
- Seninle çalışmayı çok seviyor.
You'll tell him he enjoys my admiration and affection.
Ona benim takdirimi kazandığını söyle.
It is seldom one meets a player who enjoys truly big stakes.
Büyük bahis oynayan oyuncularla nadiren karşılaşıyoruz.
He enjoys it better if we don't look
Bakmazsak daha çok eğlenirmiş.
But he enjoys keeping his employees standing.
Çalışanları ayakta bekletmekten sadist bir zevk alıyor.
And she enjoys it.
Ve bu kadının hoşuna gidiyor.
She enjoys it a lot.
Çok hoşuna gidiyor hem de.
Look, Mum... I don't give a damn what he enjoys in this house, or on the house, for that matter.
Bu evden hoşlanmaması, umurumda bile değil.
"Alma", is an uncommon and beautiful name. ... incapable of agression a certain desire to revenge enjoys the humiliation...
"Alma", yaygın olmayan ve güzel bir isim... yetersiz saldırganlık kesin bir intikam tutkusu aşağılamaktan zevk almak...
My sweet one enjoys entrails.
Tatlım, bağırsaklara bayılıyor.
He enjoys it, when people believe I'm his girlfriend.
İnsanların, onun sevgilisi olduğumu sanmalarından hoşlanıyor.
He enjoys killing'people.
İnsanları öldürmekten zevk alır
She sure doesn't act like she enjoys it.
Hiç hoşuna gidiyor gibi görünmüyor.
- He's doing his job... he enjoys it.
Çünkü işini yapıyor ve ondan zevk alıyor.
Alright, so he enjoys a good laugh... what's wrong with that?
Tamam, bazen gereksiz, kahkaha atıyor.. bunun neresi yanlış?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]