Even for you translate Turkish
7,155 parallel translation
Even for you.
Sana göre bile.
Ah, that's really sad, Susie Q. Even for you.
Bu çok üzücü Susie Q. Senin için bile.
That was ridiculous even for you.
- Bu yaptığın senin için bile saçmaydı.
I mean, for one night of awkward pleasure, you are gonna jeopardize friendships... marriages even...
Demek istiyorum ki, tek gecelik bir zevk için, tüm dostluklarınızı, hatta evliliklerinizi tehlikeye attınız.
As for the rest of you, I don't even know how you could have sex in front of...
Siz nasıl oluyor da başkalarının önünde böyle seks yapabiliyorsunuz anlayamıyorum...
'Cause you didn't even do the fix on the girl since she was a fake for the coppers, right?
Hani şu aynasızların ayarladığı, numara yapan kıza bir şey yapmadın ya.
If even one of those samples from the hood or the van is matched to another murder or a missing person, multiple victims makes you eligible for the death penalty.
Araba yada çuvaldaki herhangi bir DNA diğer kayıp veya ölü insanlarla eşleşirse birden fazla kurban olması seni idama götürebilir.
You wouldn't even be alive today if it wasn't for john.
Eğer John olmasaydı bugün hayatta bile olmayacaktın.
You don't care for your family, can't even make sure Chuckie and me have a roof over our heads, but we're supposed to take care of you?
Senin işin. Aileni önemsemiyorsun... ben ve Chuckie'nin başımızı sokacağımız bir yerin bile olup olmadığını önemsemiyorsun,... ama bizim sana bakmamız mı gerekiyor?
I would even wear an ugly orange jumpsuit for you. Well, I'm touched.
- Senin için iğrenç turuncu tulumlardan bile giyeceğim.
You never had what it took for the job even before you lost it.
Sen kaybetmeden önce bile iş için gereken şey yoktu sende.
A little early in the day for you even, considering.
Senin için bile düşünüldüğünde biraz erken.
Because even though you deliver to 70 other eateries in the greater Los Angeles area, Art Gladner trusted you. Which is odd, considering that you have nine arrests and two convictions for a whole other type of delivery.
Çünkü koca Los Angeles bölgesinde başka 70 lokantaya teslimat da yapsan Art Gladner sana güvenmiş. 9 tutuklanman 2 de bambaşka bir tür teslimattan suçlu bulunman düşünülünce bu garip.
Well you guys need to gain confidence for acrobatic stability and that's after many hours on the floor and that's before we even start with the trampolines.
Siz çocukların akrobatik denge için güven kazanmanız gerekiyor.... Biz hareketlerimizi yapmaya başlamadan önce birkaç saat trambolinde güven kazanıyorduk.
Finding people is literally what I do, and you won't even tell me who you're looking for?
İnsanları bulurum. Kimi aradığını bana neden söylemedin?
Actually, it doesn't pay anything at all, but, well, Kurt and I were wondering if-if you had the time, or if you would even consider being the special alumni consultant for the New Directions!
Doğrusu, hiç para ödemiyor,... ama Kurt ve ben merak ediyorduk,... eğer zamanınız varsa, New Directions'ın özel mezun akıl hocası olmayı düşünür müsünüz?
Maybe someday you'll be going through this shit And I won't be there for you, and then well be even.
Belki günün birinde senin başına gelir, ben de senin yanında olmam, ödeşiriz.
The Dallas Cowboys Cheerleaders, you don't have Trinidadian roots, nor were you ever, even for the shortest time, the tambourine player for Wilson Phillips.
Cheerleaders,'ı yönetmedin. Triniadlı ataların yok, ve de hiç olmadı, kısa bir süre için bile... Wilson Philips'in arkasında tef çalmadın.
I'm all for that, but how often do you guys even talk?
Ben de bunu destekliyorum,... ama siz çocuklar ne sıklıkla konuşuyorsunuz ki?
Outta my way, tool of the state, for I am come to comfort and counsel my client, even as you seek to prison him- -
- Yolumdan çekil devletin oyuncağı... Müvekkilimi rahatlatmak ve tavsiye vermek için geliyorum. - Onu hapsetmiş olsanız bile...
I will forgive you for this eventually, but you can never forget there is no escape from me, not even death.
Gün gelecek seni bunun için affedeceğim. Ancak benden kaçış olmadığını hiçbir zaman aklından çıkaramayacaksın. Ölüm bile.
I've been feeding off her for days, and you didn't even know she was gone?
Günlerdir ondan besleniyorum sen daha gittiğini fark bile mi etmedin?
Maybe you've wormed your way into the witches'good graces and my siblings', too, but I see you for what you really are, even if they cannot.
Yavaş yavaş cadıların iyi niyetini kazanmış olabilirsin kardeşlerimin de ama ben senin gerçekte ne olduğunu görebiliyorum. Onlar göremese bile.
How can you even be arguing for this right now?
- Bunu nasıl tartışabilirsiniz?
Even if she were to regain consciousness, we can prolong her life for as long as you wish.
Tekrar kendine gelse bile hayatını ancak istediğiniz kadar uzatabiliriz.
You tasted death, and you wanted more, but the truth is everyone and everything must come to an end, even for one such as me.
Ölümü tattın ve fazlasını istedin. Ama gerçek şu ki herkes ve her şeyin bir sonu olmalı. Benim gibi birinin bile.
For you and Thea and even myself to have any hope of surviving the next encounter you need to regain that killer instinct born of a primal need to survive.
Senin, Thea'nın ve hatta benim hayatta kalabilmemiz için hayatta kalma ihtiyacından doğan öldürme içgüdünü geri kazanman gerek.
You can blame Oliver for Sara. You can even blame me.
Sara konusunda Oliver'ı, hatta beni bile suçlayabilirsin.
I'm guessing the reason you're here, even though you're a nonbeliever, is because you're hoping for some kind of pre-emptive absolution for the sins you're about to commit.
Buraya gelme sebebin, her ne kadar inançsız da olsan işleyecek olduğun günahlar için önceden bağışlanmayı ummak.
I'm not even supposed to be talking to you until it's official, but... With Roman running around killing all of these people for no good reason, you don't really want him walking away large and in charge, hmm?
Resmileşene kadar seninle konuşmamam lazım Roman'la onca insanı sebepsiz yere öldürmeniz gerçekten onu sağlıklı bir şekilde ortada gezmesini istemiyorsun değil mi?
You must reign for even longer, Grandfather.
Büyükbaba, siz daha uzun süre kalmalısınız.
How are you even paying for this guy?
Peki bu adamın parasını nasıl veriyorsun?
Well, you know, we're a little early in the investigation even for speculations.
Tahmin yürütmek için bile henüz erken.
Didn't even make me come running for you... you are a thoughtful guest.
Beni, seni aramak zorunda bırakmayan düşüneceli misafir.
Even if what you're saying is right, I've never drawn cards for you.
Bu söylediğiniz doğru olsa bile sizin için kart çekmedim.
Now, I know you been in jail for a minute, but do you even know what a debutante is?
Hapis yattığını biliyorum ama sosyeteye giren kızın ne demek olduğunu biliyor musun?
Babe, you couldn't even be there for yourself.
Bebeğim kendine bile destek olamadın ki.
Well, before things get even crazier, I wanted to thank you For all of the postcards.
İşler daha da çılgınlaşmadan bütün kartpostallar için teşekkür edeyim.
Because even if I don't use my influence on your behalf, just the fact you're my son, others will, and that can be tricky for both of us.
Çünkü, senin için nüfuzumu kullanmasam bile oğlum olduğun için birileri kullanacak, bu da ikimizi de zor duruma sokar.
Not brisket, anybody could make that, but you don't even cook for yourself.
Göğüs eti değil, onu herkes yapabilir ama sen kendine bile yemek yapmazsın.
Now we're even for the purse, you little shit.
İşte cüzdanın karşıIığı, seni küçük pislik.
I can't even pay for the oil change that they made me get to park here and talk to you.
Seninle konuşabilmem için arabayı buraya park ettirdiler ama yağ değişimi ücretini ödeyecek kadar bile param yok.
All right, even if that's true, you should attack her for using the hurricane to score sympathy points.
Pekala, bu doğru olsa bile, onu sempati kazanmak için kasırgayı kullanmakla suçlaman lazım.
Well, you know, I mean, he's got... He's got all the time in the world for... For Tom and Eve, and he can't even...
Biliyorsun bu dünyada tüm zamanını Tom ve Eve için harcıyor ve hala...
Now, I'll always respect what you were trying to do for us, and even... Appreciate it in some way.
Her zaman, bizim için yapmaya çalıştıklarına saygı duyacağım, ve hatta bir şekilde bunu takdir edeceğim.
I finally found a groom for you but but he can't even walk properly!
Sonunda sana bir damat buldum fakat... düzgün konuşamıyor!
You come to me for contrition even as my king's seed swells your belly.
Pişmanlığın yüzünden bana geldin. Kralımın seni hamile bırakdığında bile.
All my life I have longed for war, even the smallest taste, and now, you're denying me, again and again.
Hayatım boyunca savaşın hasretini çektim, en ufak parçasını bile ve sen beni defalarca reddettin.
I mean, even I'm having a hard time getting mad at you for dirtying up my suit.
Kıyafetimi kirletmene bile zar zor kızabiliyorum bak.
If you still believe that, then you're even dumber than the bag of hair I took you for.
Hala inanıyorsan sandığımdan daha salakmışsın demektir.
I have an even better surprise for you.
Benim daha büyük bir sürprizim var sana.
even for me 84
even for us 24
even for him 23
even for a moment 21
even for a second 21
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37
for your sake 205
even for us 24
even for him 23
even for a moment 21
even for a second 21
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37
for your sake 205