Everybody out translate Turkish
4,295 parallel translation
Everybody out!
Herkes dışarı!
- It just creeped everybody out.
- Kadın tüyler ürperticiydi.
Okay, everybody out.
Haydi herkes dışarı.
Get everybody out.
Herkesi dışarı çıkar.
Move! - Everybody out!
- Herkes dışarı!
Everybody out!
Herkes çıksın!
Keep everybody out!
Herkes dışarıda kalsın!
- Everybody out.
- Herkes dışarı.
Everybody out.
Herkes dışarı.
Everybody out there's drinking.
Dışarda herkes içiyor.
What happens if everybody out there sees themselves coming at them?
Peki ya dışarıdaki herkes kendilerini onlara doğru yaklaşırken görürse?
Anyway, he's taking everybody out tonight.
Hayır, domuz yaptı. Her neyse, o gece herkes dışarıda olacak.
A warning for everybody out there -
Oradaki herkes için bir uyarı.
Everybody out! Let's go!
- Gidiyoruz!
A girl crying is one thing, but a guy crying freaks everybody out.
Bir kızın ağlaması tamam ama bir erkeğin ağlaması herkesi dehşete düşürür.
He freaks everybody out.
- Herkesi deli eder.
Everybody out. No.
Herkes dışarı.
She pulls everybody out and then takes off?
Herkesi dışarıya çıkarıyor, sonra tekrar gizleniyor mu?
"I'd be really happy to buy a bottle so that you can just put it out there right now for everybody to use, because strep is going around."
"Gerçekten şişe satmak istiyorum. Herkesin kullanması için hemen orada yayınlayabilirsin çünkü pnömokok etrafta yayılıyor."
EVERYBODY PACKING, OUT FOR THEMSELVES.
Herkes birbirini paketleme derdinde.
I think one of the big tape manufacturers went out of business, so that really pushed everybody into the digital world and the Pro Tools world.
- Sanırım en büyük kaset şeridi .. üreticisi iflas etmişti, .. öyle ki herkes dijital dünya ve..
You let him make fools out of all of us, in front of everybody.
Herkesin önünde onun bir budala olarak görünmesine izin vermelisin.
Everybody knows they did it, and there's a whole Congressional investigation, they're gonna owe millions of dollars in fines, and then suddenly out of nowhere, Senator Munger, who happens to chair this committee, kills it.
Herkes onlarin yaptigini biliyor. ... ve bu meclis sorusturmasi olayi var, milyonlarca dolar cezalari var,..... ve Senatör Munger diye biri ortaya çikiyor birden, ki daha önce bu komiteyi yönetmis, ve bütün cezalar yok oluyor.
Yeah, but then I wouldn't get to hang out with everybody at work.
Evet, ama o zaman ofisten kimseyle takılamazdım.
Everybody, get out.
Herkes dışarı. Siktir!
Everybody, out the building!
Herkes binayı boşaltsın!
You're about to jet off to a country you've never been to, with a language you do not speak, bluff your way into Ivan Block's posse, somehow call him out in front of everybody he knows,
Bugüne kadar hiç gitmediğin bir ülkeye uçacaksın... üstelik konuştukları dili bile bilmiyorsun... Ivan Block'un adamlarını bir şekilde aşıp... herkesin ortasında kabahatini yüzüne vuracaksın... o da sana paranı iade edip...
They remind me of everybody who wants to take a piece out of me.
Benden bir ısırık koparmaya çalışan insanları hatırlatıyorlar.
Yeah, she wasn't even suppose to come out on the trip... but everybody felt bad, so my dad figured out how to rig up her tent, so that it would stay shut, so that she wouldn't get out.
Geziye katılmaması gerekiyormuş ama kendini kötü hissetmiş ve babam onu çadırda tutmanın yolunu düşünmüş. Dışarı çıkamasın diye çadırı sıkıca kapatmış.
She abandoned the dwarves to hook up with a prince and everybody found out.
Prensle olmak için... cüceleri terketmişti ama herkes neyin ne olduğunu öğrendi.
Can everybody get their books out, please?
Herkes kitabını çıkarabilir mi lütfen?
On a Sunday, when everybody's out of the house?
Pazar günü, evde kimse yokken mi?
And ended up knocking off a fire sprinkler, putting a hole in the wall with the water pressure that came out, and put 2 1 / 2 feet of water in everybody's rooms.
Yangın söndürmesine vurunca her şey bitti. Dışarı çıkan su basınçlı duvarda bir delik açtım ve herkesin odasına bir metre su doldu.
Everybody. Everybody's out there, and they're down here, too.
Herkes, herkes dışarıda ve aynı zamanda burada.
See, everybody, by acting out our secret shames, like Carly's traumatic sense-memory of potty training, we become more vulnerable as actors.
Görüyor musunuz, gizli utançlarımızı dışa vurarak Carly'nin travmatik tuvalet eğitimi anısı gibi daha hassas aktörlere dönüşürüz.
I mean, everybody seems to be having so much fun with them out on the table.
Yani herkes itiraf ederken çok eğleniyor gibi gözüküyor.
Pull out your phones! Everybody pull out your phones right now!
Telefonlarınızı çıkarın, millet çıkarın hemen!
Let's go ; everybody out.
Gidelim, herkes dışarı.
I'll tell everybody how amazing you were when we were going out.
Herkese biz çıkarken senin ne kadar muhteşem biri olduğunu söyleyeceğim.
I've been telling everybody about when we were going out, you know.
Herkese çıktığımız zamanları anlatıyordum ben de.
Everybody up and out now!
Herkes dıları! yukarıya çıkın!
I mean, everybody else did soon as they found out that I'm just some dork from Kansas.
Diğer herkes benim Kansas'tan bir ezik olduğumu öğrendikleri gibi gitti.
Although if we leave without an excuse, won't they get mad and then, like, ice us out of the group, and then everybody'll take sides and then it's like, "who gets the friends"?
Ama bir bahanemiz olmadan ayrılırsak sinirlenmezler mi? Sonra bizi guruptan dışlarlar ve herkes bir taraf seçmek zorunda kalır. Sonra da "Arkadaşlar kimin olacak" oluruz?
Well, that was the plan, but "wrong song" is just, you know, charting'out of the blue, and everybody thinks we should run with that and, you know, you and I still need money.
Plan öyleydi, ama "Wrong Song" birden bire listelere girdi ve herkes bunu değerlendirmemizi düşünüyor ve ikimizin de paraya ihtiyacı var.
One person "armed" if everybody else stays back out of the way.
Silahlı bir kişi beklesin diğer herkes geride bekleyecekse tabii.
All right, everybody, let's go. Out!
Pekâlâ millet, hadi bakalım, herkes dışarı!
Uttar Pradesh's politics has wiped out everybody's loyalty.
Uttar Pradesh'in politikası... herkesin sadakatini silip süpürdü.
Dude, I got calls out to everybody I know in the music business just to try to get my label started.
Dostum, şirketimi başlatabilmek için müzik işinde tanıdığım herkese seslendim.
Everybody step out.
Herkes çıksın.
It's everybody else's job to figure out who shot you.
Herkes seni vuranın kim olduğunu çözmeye çalışıyor.
Yeah. My trainer said, "everybody fails working out."
Antrenörüm dedi ki "Herkes çalışmada başarısız olur".
everybody outside 16
everybody out now 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
everybody out now 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16