English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Five

Five translate Turkish

83,542 parallel translation
So what if I can't shoot a tin can from 100 yards? The thing's five feet tall.
Ya 90 metrelik mesafeden 150 cm'lik bir teneke kutusunu vuramazsam?
Wait until you see flames, and then count to five.
Alev görene kadar bekle, sonra beşe kadar say.
And you grow, like, five inches every time I leave.
Ve her gidişimde on santim falan büyüyorsun.
The journey started five years ago, when all of you brothers and sisters said that you were lost.
Yolculuk 5 yıl önce başladı, kardeşleriniz sizlerin kaybolduğunu söylemişti.
No traffic the last five hours.
Son 5 saat trafik yoktu.
She was married five years ago.
5 yıl öncesine kadar evliydi.
We're only gonna have five minutes until the feeds are live, after I reset the security cameras.
Güvenlik kamerasını yeniden başlatınca canlı görüntü yayınına kadar sadece beş dakikamız olacak.
Wait like five minutes.
Bekle, beş dakika falan.
We've got five guys out there waiting to kick his ass the moment we let him go.
Onu saldığımız an adama dalmak için bekleyen beş adam var dışarıda.
I literally got this case five minutes ago.
Davayı beş dakika önce aldım.
Walking in this cold for five miles.
Bu soğukta on kilometre yol yürüdük.
I think... it was about five miles, maybe more.
Sanırım 10 kilometre kadar sürdüm.
Uh, is it it okay if I step outside and talk to her for five minutes?
Beş dakika dışarı çıkıp konuşsam olur mu?
I just need five minutes, and then I promise I'll leave.
Sadece beş dakikaya ihtiyacım var. Sonra söz veriyorum gideceğim.
Five minutes.
Beş dakika.
Give me five minutes alone with her.
Bana onunla 5 dakika ver.
I don't know if this is a good time, sir, but I've been a DS for over five years now and I hope I've proved myself.
Bunun iyi bir zaman olup olmadığını bilmiyorum, efendim, ama şu an beş yıldan uzun bir süredir müfettişim ve umarım kendimi kanıtlamışımdır.
I knocked off about five.
Saat beş civarı işi bıraktım.
- My Sweet Lady Kate was top five.
- My Sweet Lady Kate ilk besteydi.
Not five minutes before, he saved my life from a guy with a gun to my head.
Daha beş dakika önce beni kafama silah dayayan birinden kurtarmıştı.
Do you have a... a five-year goal?
Beş yıllık bir hedefiniz var mı?
- Come on. Every summer, five million cash-rich tourists show up, descend on the place.
Cüzdanı kabarık beş milyon turist her yaz oraya akın ediyor.
And then one day, my father's closing up... and he sees Aunt Carlotta slip five dollars'worth of pesos... out of the till, into her pocket.
Bir gün babam dükkânı kaparken Carlotta Teyze'nin beş dolar değerinde pesoyu kasadan alıp cebine indirdiğini gördü.
Five dollars?
Beş dolar için mi?
They'd read full when they were five gallons light.
19 litre eksikken tam depo gözüküyorlardı.
And even if you piecemeal five percent off to some other guy, you know, which I doubt you do, but even if you do, that's 85 % that's getting shipped across the border into Mexico.
Yüzde beş de başka birine veriyorsun, diyelim, toplamda % 85'lik kısmı Meksika'ya gönderiliyor.
Five years, three years, and I'll launder twice what we're doing right now.
Beş yıl, hatta üç yılda şimdi kazandığımızın iki katını aklarım.
Five years... $ 500 million.
Beş yıl sonra 500 milyon dolar. Bunu yapabilirim.
$ 500 million in five years?
Beş yılda 500 milyon dolar mı?
Uh, dinner should be ready in five minutes.
Akşam yemeği beş dakikaya hazır olur.
That very question was what started the War of the Five Kings.
Beş Kralın Savaşı'nı başlatan soru da buydu.
Well, I learned it when I was five.
Ben beş yaşındayken öğrendim.
- Still five gold dragons?
- Hâlâ beş altın ejder mi?
Five minutes later, he's back in the race.
Beş dakika geçer, bizimki işin başına dönmüştür.
Our guys have been around the neighborhood five different times in the last week and a half.
Geçtiğimiz bir buçuk haftada elemanlarımız beş farklı sefer civarda dolaştı.
We begin bombing in five minutes.
Beş dakika içinde bombardıman başlayacak.
My baby girl's five now.
Kızım şu an 5 yaşında.
So there's some other dude who likes "getting deep-dicked till he forgets his wife's name" standing five feet away from me right now?
Şu anda benden 5 metre uzakta duran karısının ismini unutana kadar kendini siktirmekten hoşlanan başka bir ahbap mı var?
I'll send'em out to you in about five minutes.
Yaklaşık 5 dakika içinde sana yollarım.
Five doses of Oxycodone will do that.
Beş doz oksikodon böyle yapar.
Five?
5 mi?
Twenty-five.
25.
Counsel, you can each have five minutes to speak to your clients.
Avukatlar, Müvekkillerinizle konuşmak için.... ... beş dakikanız var.
It was five minutes.
Beş dakikaydı.
But remember that thing that happened five years ago?
Beş yıl önce olan şeyi hatırlıyor musun?
Well, I did put it on the jukebox like five minutes ago.
5 dakika kadar önce istek listesine eklemiştim.
That first day within five minutes.
İlk beş dakika içinde.
You ran with the Five Points crew.
Five Points takımıyla koştun.
At least five years.
En az 5 yıl.
Four? Well, it would've been five, but I turned down Rob Lowe.
- Beş olacaktı ama Rob Lowe'u reddettim.
Carolyn, can we have the room for five minutes?
Carolyn, bize bir 5 dakika verir misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]