Five more minutes translate Turkish
581 parallel translation
Five more minutes, six more storage sheds.
Beş dakikamız ve bakacak altı depomuz daha var.
- Just five more minutes, Bessie.
- 5 dakika daha, Bessie. - Olmaz hanımefendi.
- Five more minutes.
- 5 dakika daha.
Well, we'll give them five more minutes!
Beş dakika daha bekleyelim.
Let me enjoy the sea for five more minutes!
İzin ver de beş dakika daha denizin tadını çıkarayım!
Hey, only got five more minutes. All the other fishermen will be wearing pants.
Hey, Yalnız beş dakikan var.Tüm diğer balıkçılar pantalon giyecek.
Please, five more minutes.
Lütfen, beş dakika daha.
- Five more minutes! Talk more.
- Beş dakika daha!
Look, we'll give it five more minutes :
Bak, 5 dakikamızı daha vereceğiz.
Five more minutes.
Beş dakika daha.
But don't test my patience for even five more minutes. If he hesitates, I'll nail him.
Ama sabrımı taşırmayın, tereddüt ederse yakarım onu.
Five more minutes and I'm leaving.
Beş dakika daha bekler giderim.
Just give us five more minutes.
Bizi beş dakika daha yalnız bırakır mısınız?
Five more minutes.
Beş dakika daha var.
- I'll give him five more minutes.
- Ona beş dakika daha veriyorum.
Look, I've only got five more minutes on my break.
Molamın bitmesine beş dakika kaldı.
harry : just five more minutes.
5 dakika daha.
Man : FIVE MORE MINUTES.
5 dakika daha var.
Owing to the urgency of the deficiency bill, there's a unanimous agreement - - That no senator will speak for more than five minutes on any section.
Artırım hakkındaki tasarının önemi düşünülerek oybirliğiyle maddeler hakkında beş dakikadan fazla konuşulmamasına karar verilmiştir.
Five minutes more.
Beş dakika var.
But he wasn't alone in this room more than five minutes and he did fix the lights.
Odada 5 dakikadan fazla yalnız kalmadı ve düğmeyi tamir etti.
You checked the time, it was no more than five minutes.
Saate baktınız ve beş dakikadan fazla olmamıştı.
Can't I leave for five minutes without... Look, Prexy, Prexy, four passengers can't get you in any more trouble than three.
- Seni beş dakika bırakmaya gelmiyor... - Bak, Prexy, Prexy, dört yolcu, üç yolcudan fazla sorun çıkarmaz.
Not more than five or ten minutes out either way.
En fazla 5 dakika ileri veya geridir, o kadar.
I got to have five minutes more.
Beş dakikam daha var.
I like an associate of mine to have a sense of humor. A good laugh does more for the stomach muscles than five minutes setting up exercises.
Sağlam bir kahkaha karın kaslarına, beş dakika jimnastik yapmaktan daha iyi gelir.
She says it was more than five minutes.
Beş dakikadan fazla sürdüğünü söylüyor.
Five minutes more, Mother, and you can rest.
Sadece 5 dakika ver, anne. Sonra dinlenebilirsin.
This is the first time we've had more than five minutes together.
Bu, beş dakikadan daha fazla beraber olduğumuz ilk sefer.
Shouldn't take more than five minutes if everything goes right.
Eğer işler yolunda giderse, beş dakikadan.. ... fazla zamanımızı almaz.
It was no more than five minutes ago.
- Beş dakikadan çok olmadı.
I've five minutes more.
Beş dakikam daha var.
Five minutes, no more.
Beş dakika, daha fazla değil.
But no more than five minutes.
Ama beş dakikadan fazla kalmam.
Five minutes, no more.
Beş dakikadan fazla sürmesin.
They seemed more like five minutes.
"Beş dakika gibi geçti."
We'll be back with more music after I bring you five minutes of the latest news.
Son haberlere bağlanıyoruz. Kesin.
Perhaps we should wait five minutes more?
Beş dakika daha beklesek olmaz mı?
- And this - taken not more than five minutes after the German plane had gone.
Ve bu, Alman uçağı gittikten yaklaşık 5 dakika sonra çekildi.
Not more than five minutes ago, I doctored your books!
Bay Bialystock, beş dakika önce istemeyerek de olsa hesaplarınızı düzelttim.
- We'll need more than five minutes.
- Beş dakikadan fazla gerek.
All right, we're moving, but we need more than five minutes.
Pekala, gidiyoruz. Ama beş dakikadan fazla gerek.
- Just a little bit more, just five minutes?
- Biraz daha, beş dakika daha.
e later, in a question of five or ten minutes, more ships had been reached.
Ardından, 5 ila 10 dakika içinde diğer gemilere saldırıldı.
MAN : ( ON RADIO ) It's five minutes before the hour. I promised you more about the Pop Bottle Bomber.
Saatın dolmasına beş dakika var.
- No more than five minutes, okay?
- 5 dakikadan fazla değil, tamam mı?
Don't... can't you think for more than five minutes?
Yapma... beş dakikadan sonrası için düşünemiyor musun?
A revolution takes more than five minutes.
Devrim beş dakikada olacak iş değil.
- ( boy ) Just five more minutes.
- Beş dakika sonra.
Five minutes, no more, M. Waverly, for me to pack a bag.
Çantamı hazırlamam beş dakikadan fazla sürmez, Bay Waverly.
We'll probably find out more in five minutes of friendly chat... than you guys can in a month of snooping around.
Büyük bir ihtimalle beş dakikalık dostça konuşmayla... bulacaklarımızı, siz bir ayda gözlemcilik yaparak bulamazsınız.
five more seconds 16
five more 18
more minutes 101
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes later 237
minutes late 216
minutes of fame 17
minutes a day 23
five more 18
more minutes 101
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes later 237
minutes late 216
minutes of fame 17
minutes a day 23