English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Five years old

Five years old translate Turkish

546 parallel translation
Would you mind talking to me as if I'm five years old?
Bana her şeyi 5 yaşındaymışım gibi anlatabilir misiniz acaba?
This is a very good watch, only five years old.
Bu güzel bir saat, sadece beş yıllık.
Twenty-five years old, 5'10 "...
Yirmi beş yaşında, 1.80 boyunda...
Donald's a husband who's believed everything I've told him since I was five years old.
Donald ona beş yaşından beri söylediklerimi inanan bir eştir.
Five years old?
Beş yaşından beri mi?
Smilja is five years old.
Smilja beş yaşında.
- Yeah, about four or five years old.
- 4-5 yaşlarındaydı.
Now, I want you to think back to when you were five years old... just a little girl on the farm, a very little girl... playing around the house in the backyard.
Şimdi, beş yaşınıza geri dönmenizi istiyorum. Çiftlikte küçük bir kızsın. Arka bahçede, evin çevresinde oynayan çok küçük bir kız.
Yes, he is only twenty-five years old but he is calm and masculine almost like a father.
Evet, yirmi beş yaşında olmasına rağmen, sakin erkeksi, aynı bir baba gibi.
I'm five years old.
- Kaç yaşındasın? - 5 yaşındayım.
Five years old.
5 yaşındayım.
Thirty-five years old, been married eleven years.
Otuz beş yaşımdayım ve on bir senedir evliyim.
... and he's seventy-five years old.
ve 75 yaşında.
And you're five years old?
5 yaşında mısın?
When you were five years old and came home stiff-lipped, anguished because the other boys tormented you, saying that you weren't really Vulcan I watched you, knowing that inside the human part of you was crying.
Beş yaşındayken, diğer çocuklar gerçek bir Vulcanlı olmadığın için sana eziyet edince eve suskun ve sıkıntılı geldiğinde seni izledim, içinde bir yerlerde insan yönünün ağladığını biliyordum.
Thirty-five years old, that is my age.
Otuz beş, yaşım bu.
- Sometimes I think he's five years old.
- Bazen çocuk gibi davranıyor.
Five years old and no future at all.
Daha beş yaşında geleceği kararmış.
You make me feel like a little kid. Five years old.
Senin yüzünden kendimi beş yaşında küçük bir çocuk gibi hissediyorum.
Five years old, at your first day of school.
Beş yaşında, okuldaki ilk gününde.
Now, ruling out all the cases that are over five years old - the year that Dr Dunwoody, our bat victim, resumed his practice in London - that leaves us 37 cases on which I worked with any two of the four now-dead men.
Dr. Dunwoody'nin yarasalar yüzünden Londra'da öldüğü yıla kadar yani 5 yıl kadar daha süreyi daraltırsak elimizde 37 dava kalıyor. Bu dört ölümden ikili üçlü çalıştıklarım iki vaka.
You were five years old. We were spending the summer at Lake Tahoe.
Beş yaşındaydın ve Tahoe Gölü'nde yaz tatilindeydik.
I'm not five years old.
Ben de beş yaşını geçtim.
About five years old.
Beş yıllık falan.
I haven't been back since I was five years old.
Beş yaşından beri gitmiyordum.
Ronald Borsak, five years old.
Ronald Borsak, beş yaşında.
Came here with my parents when I was five years old.
Beş yaşındayken buraya ailemle geldim.
I'm not five years old, you know.
Ben artık 5 yaşında değilim.
You couldn't have been more than five years old.
5 yaşından küçük olmalısın.
Five years old, no home, no family.
Beş yaşında, evsiz, ailesiz.
Goro, five years old, was born in Wakkanai
( Goro, beş yaşında, Wakkanai doğumlu )
Oguma Furen, five years old, born in Furen
( Kuma, beş yaşında, Furen doğumlu )
I never fought in my life. Indeed, the only time I ever raised my voice was when I was five years old, it was over some strawberries.
Daha önce hiç kavga etmedim, ve sesimi en son yükselttiğimde, 5 yasındaydım,
You know this is five years old?
Bunun beş yıllık olduğunu biliyor musun?
In my fifties... after five years of our marriage... I found out that I have a five weeks old little fetus in me.
50'li yaşımda 5. evlilik yıldönümünde 5 haftalık bir bebek burada.
Five years old?
Beş mi?
More yet. - Look, I ain't five-and-a-half years old.
- Dinle, ben beş buçuk yaşında değilim.
Will you think back to when you were, say, five or six or seven years old... something like that?
Beş, altı ya da yedi yaşınızı düşünürseniz, buna benzer bir şey aklınıza geliyor mu?
This is a man that I saw outdraw five men before I was 12 years old.
Bu adamın beş adamdan daha hızlı silah çektiğini bizzat gördüm 12 yaşımdan önce.
So you're giving in to the old man after holding out for five years.
Yani, beş yıl boyunca direndikten sonra o yaşlı adama teslim olacaksın.
But that means you're about... five hundred and fifty years old!
Yani, siz 550 yaşındasınız!
The Apaches had burnt out the old Brogan place about five years before.
Apaçiler, Brogan'ın evini beş yıl kadar önce yakmıştı.
I'm 25 years old and five months.
25 yıl ve beş aydır hayattayım.
Now, another five years, and when I count to three and snap my fingers, you will be 5 years old.
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklattığımda 5 yaşında olacaksın.
I've visited you every Christmas for five years and I can never understand this extraordinary ritual of toasting your old uncle Ebenezer.
Seni beş yıldır her Noel ziyaret ederim, ve bu amcan Ebenezer'e kadeh kaldırma geleneğini hiç anlamış değilim.
Even if she's the daughter of Chief Yang She was only five, six years old then
Şef Yang'ın kızı bile olsa o zamanlar sadece 5 yaşındaydı!
It's an old sadness I've dragged around for five years.
Bu beş yıldır peşim sıra sürüklenen eski bir hüzün.
We were learning to be good soldiers... back when you're three, four, five, six years old.
İyi askerler olmayı daha üç, dört, beş, altı yaşlarında öğreniyorduk.
I'm sixty-five years old...
65 yaşındayım... 67.
You know, I'm 65 years old now. Sixty-five.
Artık 65 yaşındayım.
- Five years old.
Daha beş yaşında, Willy!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]