Five cents translate Turkish

When I get through with her, she'll take five cents.

Onunla işimi bitirdiğimde, ancak 5 sent alacak.

If market price good, say four-and-a-half, five cents pound, Manuel, he get...

Piyasa fiyatı iyiyse, libresine 4,5 – 5 sent veriyorlarsa, Manuel'in kazanacağı...

- A telephone company once sold for five cents a share. - Five cents?

- Bir keresinde telefon şirketi, hisse başına 5 sent'e sattı. - 5 sent mi?

Telephone sold for five cents a share.

Telefon şirketi hisse başına 5 sent'e sattı.

- Five cents? They paying you 5 cents?

- Beş sent mi ödüyorlar?

Well, if you can't appreciate your five senses... then your life isn't worth five cents.

Beş duyunun keyfine varamazsan, hayat beş para etmez.

He hasn't a nickel. There isn't a store or a bar... that'll give him five cents'worth of credit.

Ona beş sentlik veresiye verecek tek bir dükkan ya da bar yok.

- Fifty-five cents.

- Ellibeş sent.

Five cents a chance.

Beş sente bir şans.

Pay the boys Saturday. Seventy-five cents a piece.

Cumartesi çocuklara, kişi başı 75 sent ödersin.

Five cents, please. Uh, please.

Beş sent, lütfen.

Her name, her face, her history... were worth five cents a day for six days.

Adı, güzelliği, hikayesi... altı gün için günde beş sent değerindeydi.

Please deposit five cents for the next five minutes.

Beş dakika daha görüşmek için lütfen beş sent daha atın.

Seventy-five cents?

75 sent ha? Bizi kandırdın.

Seventy-five cents.

- 75 sent!

Seventy-five cents, huh?

- 75 sent ha? Al sana!

Seventy-five cents.

Yetmişbeş Cent.

- Twenty-five cents.

- Yirmibeş sent.

On the name Jonathan Shields, it's impossible to raise five cents.

- Şimdi, Jonathan Shields adına gelince, 5 sent bile arttırmak imkansız

No, but we want our five cents.

Hayır, ama 5 sentimizi istiyoruz.

Those five cents will cost you!

Bu 5 sent size pahalıya mal olacak!

They paid five cents an acre.

Yarım hektarına 5 sent verdiler.

Twenty-five cents, one-fourth part of $ 1.

Yirmibeş sent, $ 1'ın dörtte biri.

- $ 3 : 35, please. - Three dollars and, uh - - Thirty-five cents.

- Üç dolar...

Five cents, Eskimo pies.

Eskimo turtası!

Five cents, please.

5 cent, lütfen.

Five cents, please.

Beş cent, lütfen.

Five cents, please.

5 kuruş, lütfen.

Thirty-five cents a hundred pounds?

Sen mi? 45 kilosuna 35 sent mi?

- Fifty-five cents'worth of memories?

- Elli beş sentlik hatıra mı?

- Forty-five cents.

- Kırk beş sent.

Now, folks... that's from the Good Book... but in this here town... it's five cents a glass.

Evet, ey insanlar bu sözler Kutsal Kitap'tandı ama bu kasabada bir bardak içki beş sent.

Five cents a glass.

Bardağı beş sent.

In Malta, sir, where there are enough chickens to lay fresh eggs for every officer in the squadron, at five cents apiece from the mess fund.

Malta'dan. Orada filodaki tüm subaylara yumurta çıkaracak kadar tavuk var, asker fonundan tanesi beş sent karşılığında.

One thousand one hundred and ten dollars and five cents.

Bin yüz on dolar ve beş sent.

Sixty-five cents a ton.

Tonu 65 sente gelir.

Not even five cents!

Beş sent bile etmez!

Seventy-five cents.

75 sent.

Thiryt-five cents a gallon.

Litresi 3,5 Liraya.

- Five cents.

- Bes sent.

Ain't nothing in his clothes except him, and he ain't worth five cents.

GiysiIerinin içinde kendisinden baska hiçbir sey yok.

Five cents.

Ben taşımam onu.

Deposit 15 cents for five minutes, please.

Beş dakika için 15 sent atın lütfen.

Five cents a bag!

Poşeti beş sent.

Four, five, six dollars and 75 cents.

Dört, Beş, Altı dolar 75 sent.

- Ah, yes. Ten cents, two five.

- Ah, evet. 10 sent, toplam 2.05 dolar.

" Two... five... cents.

İki... beş... sent.

If you can leave right away, I can get you five hours work at 22 cents an hour.

Sana saat başına 22 sent ödenen beş saatlik bir iş bulabilirim.

Ten and 11 raw sugars, which up to a month ago... were quoted at seven and five-eighths to eight cents a pound... at the last opening, had no price.

10 ve 11 ham şeker, bir ay öncesine kadar pound başına 7.65 ile 8 sent arasındayken son açılışta, fiyat verilmedi.

I'm paying you boys 15 cents an hour, after you've been in them mines all day so you'll have something to do besides go home and play with Mary Five Fingers.

Bütün gün madende çalışıyorsunuz, üstüne saatte 15 sent veriyorum... sırf eve gidip çavuşu tokatlamaktan başka yapacak işiniz olsun diye.

He's paying us 15 cents an hour, after we've been working in the mines so we'll have something to do besides play with Five-Fingered Mary.

Madende çalışıp geliyoruz, bize saatte 15 sent veriyor... sırf eve gidip çavuşu tokatlamaktan başka yapacak işimiz olsun diye.