Get on him translate Turkish
4,542 parallel translation
We tie the car bomb to Karsten, we get him on attempted murder, intimidating a witness, impeding a criminal investigation.
Arabaya bomba yerleştirmekten, cinayete teşebbüsten, bir tanığı korkutmaya çalışmaktan ve suç soruşturmasını engellemekten Karsten'ı içerde tutuyoruz.
Get him on the phone.
Telefonuna ulaş.
- You will get a full report on him.
- Onunla ilgili detaylı bir rapor sunacağız.
Get him out of the bed. Come on!
Yataktan çıkarın, hadi.
Find him. I'll get right on it.
Hemen ilgileniyorum.
Okay, when he aspirates the fluid, get him to the O.R. I'm on my way.
Sıvıyı emdiği zaman ameliyata alın. Ben geliyorum.
Get him on the gurney.
Sedyeye koyun.
Okay, let's get him on the backboard nice and slow.
Tamamdır, onu yavaşça sedyeye alalım.
But if we could get something on him...
Onu üzerine bir şeyler yıkabilirsek...
I'll get him on board.
Onu da dahil edebilirim.
We need to get him back on injections, like, tomorrow.
Ona tekrar iğne yapmalıyız, mesela yarın.
When we get a fix on him, we'll reach out to you.
Yerini bulduğumuzda sana haber vereceğiz.
If he strikes again, you should be able to get a fast read on him.
Tekrar saldırıcak olursa, ona hızlıca ulaşmalısın.
You get a read on him?
Birşey yapabilir misin?
I'm trying to get him to take his top off on Skype, but he won't.
Skype'tayken, üstünü çıkarmasını sağlamaya çalışıyorum ama yapmıyor.
That CBI team is on its way to get him now.
CBI ekibi onu almak için geliyor.
I didn't want him to get really angry at me, so I decided to shut up and just draw what's on the layout.
Bana gerçekten kızgın olmasını istemiyordum. Bu yüzden çenemi kapatıp sadece projede olanları çizmeye karar verdim.
But I can't wait till I'm 60 for him to get all of his memory back or to tell me who's sending him out on these missions.
Ama o hafızasını geri kazansın diye ya da onu görevlere kimin yolladığını söylemesi için altmış yaşına kadar da bekleyemem.
Exactly, so you gotta get to him before he gets inside a building on fire.
Kesinlikle bu yüzden onu binaya girmeden önce yakalaman gerekiyor.
I want you to get him on the phone.
Telefona bağlamanı istiyorum.
I just told him to get the cash back and put a little healthy fear of God in him before he put him on the Trailways bus.
Ona parayı geri almasını, otobüse bindirmeden önce korkutmasını istedim.
I'll get him on the monitor.
Ben monitörde onu alırsınız.
I was waiting on a radio car to take him to the hospital to get a blood sample or something.
Ben hastaneye götürmek için bir radyo araba bekliyordu Kan örneği ya da bir şey almak için.
Look, I guess I get why you thought you had to treat him the way that you did, but it's tough to be on the receiving end of that.
Bak, ben olsun sanırım size ona yaptığı gibi tedavi etmek olduğunu sanıyordum neden, ama bunun alıcı son olmak zordur.
Put him on the couch, get some blankets.
Battaniye getirin.
Come on, let's go get him.
Adam tam bir kirli çıkı. Hadi, haklayalım şunu.
If I get my hands on Pittman and figure out what makes him tick, we take everything in months.
Pittman'ı ele geçirip onu neyin tetiklediğini bulabilirsem her şeyi birkaç ayda ele geçiririz.
I... you know, be-before he lost his job, I used to talk to him every day on the phone, but now I'm lucky if I get a text.
İşini kaybettikten sonra her gün telefonda konuşuyorduk ama şimdi mesaj atarsa kendimi şanslı hissediyorum.
He's got to get out of Los Angeles, which means he needs a new passport, he needs a new identity and, given the heat that's on him, it's got to be perfect.
Los Angeles'tan çıkmak zorunda, bu demektir ki, yeni bir pasaporta ihtiyacı var, yeni bir kimliğe ve yanındaki ateşten parçayı düşünecek olursak, kusursuz olmalılar.
You need to get yourself tested and run an infectious panel, including rapid H.I.V. on him and whoever's blood was in his mouth.
Kendini ve ağzındaki kan herkime aitse HIV dahil her türlü hastalığa karşı test ettireceksin.
I may be able to tell him about it if I can get on that elevator with him.
Asansöre binebilirsek onunla konuşabiliriz.
just wait until I get my hands on him!
Onu elime geçirene kadar bekle!
Next thing you know, the right people get their mitts on him, land on a catchy slogan...
Diğer şeyi biliyorsun, düzgün insanlar onu tutup destekler ve ilgi çekici bir sloganla durumu düzeltirler.
Maybe we should just get him on the phone again, trace the call and record his voice.
Belki de yine telefonda yakalarsak aramayı takip edip sesini kayıt edebiliriz.
Okay, get him on vanc and clinda, stat.
Hemen clindamycin ve vancomycin vermeye başla.
You will get him back on track, support him, support us.
Onu tekrar rayına sokup, destekleyeceksin, bizi destekleyeceksin.
Come on. Get him a chair.
Hadi, sandalye getir.
Come on. Let's get him.
Hadi onu alalım!
Come on. Get him in.
Hadi bindir onu!
Come on, get him in there.
Şuraya bindir!
Well, I don't know alright Rosie, go and work your magic on him get him off our backs
Bilmiyorum. Tamam Rosie, git ve sihirli güçlerini onun üzerinde kullan düşür şunu yakamızdan.
There's no way that we can let him get away with this- - with spinning something like what Uncle did into this when we have this on him.
Bunun yanına kâr kalmasına izin veremeyiz asla. Bunu yaptığımızda Adam Amca'yı daha çok eğip bükecek.
Once they get him to the hospital, maybe we'll figure out what's going on.
Onlar onu hastaneye aldıktan sonra, belki ne olup bittiğini buluruz.
As soon as I get a minute I'll go check on him again.
Zamanım olunca gidip onu kontrol edeceğim.
He's on the move. Don't let him get inside.
Hareket halinde.
I'll wait... uh, you know what? Better yet, why don't you get him on the line for me right now?
Onu benim için şimdi hatta bağlamaya ne dersin?
Uh, sky-high fever, respiratory distress, but before they could get him to a bed, he collapsed and died on the ER floor.
Çok yüksek ateş, nefes alma sorunu ama onu yatağa yatırmadan önce düşmüş ve acil servisin zemininde ölmüş.
We need to get him on the table.
Onu masaya almamız gerek.
Right now, he's on the oscillator to force oxygen into his lungs, and if he can maintain his SATs, we hope to be able to get him on a normal ventilator.
Akciğerlerine oksijen ponpalanması için şu anda osilatörde, ve değerlerini koruyabilirse onu normal suni solunum cihazına geçirebilmeyi umut ediyoruz.
Let's get him on bypass.
Onu bypassa alalım.
Let me call up my man nick fury and get a trance on him.
O zaman adamım Nick Fury'i bir arayayım da şunu kendinden geçirelim.
get on the bus 30
get on the plane 30
get one free 25
get on with it 358
get on your knees 244
get one 32
get on board 38
get on the ground 258
get on the floor 76
get on your feet 76
get on the plane 30
get one free 25
get on with it 358
get on your knees 244
get one 32
get on board 38
get on the ground 258
get on the floor 76
get on your feet 76