He knows me translate Turkish
1,279 parallel translation
He knows me.
Beni tanıdı.
I'll stay, since he knows me.
Beni tanıyana kadar kalacağım.
He'sjust sort of weirdly familiar, like he knows me or we're old friends or something.
Sanki beni tanıyormuş gibi sanki çok eski dostmuşuz gibi davrandı.
He knows me as the town hero.
O beni kasabanın kahramı olarak biliyor :
Well, I think it's important that the future Prefect knows he can count on me.
Şey, sanırım önemli olan gelecek Başkanın bana güvenebileceğini bilmesi.
He even gave me the number of someone he knows.
Yemek gibi bir şey olacak. Numarasını bile verdi.
Trust me, he now knows that I am going to be watching them
Birlikte oldukları her saniye onları izleyeceğimi biliyor.
Something tells me he already knows.
İçimden bir his zaten bildiğini söylüyor.
O'Boyle stuck me on the 8 : 00 shift. He knows I got my kids all week.
Çocukların tüm hafta bende olduğunu biliyor!
You can cuff me, shackle me, gag me if you have to, just let me see Alex, make eye contact so that he knows that his granddad loves him.
Kelepçeleyin, zincir vurun, gerekirse ağzımı bağlayın ama Alex'i göreyim, gözüne bakayım böylece büyükbabasının onu sevdiğini bilebilsin.
- Not till he tells me what he knows.
- Bana bildiklerini söyleyince.
And because your sergeant knows me to be reasonable... he came in here a couple weeks ago and reasoned with me.
Ve bu yüzden senin çavuşun bir kaç hafta önce bana gelip, benimle makul bir şekilde konuştu. Değil mi Jay?
And he says he knows me?
Ve beni tanıdığını söylüyor öyle mi?
He trained at Benning and here with me, so he knows the territory.
Benning de ve burda benimle eğitim gördü bu nedenle bölgeyi biliyor.
He knows that they're going to have to come... and they're going to have to take her away... and then they'll come, and they'll take me away... and then they'll come, and they'll take you away!
O, gelip onu buradan götüreceklerini sonra gelip beni götüreceklerini sonra gelip seni götüreceklerini... biliyor.
He told me he had to go to Germany, and after that, who knows where.
Bana Almanya'ya gideceğini söyledi. Şu an kim bilir nerede?
Well, just make sure he knows it's from me, his son, okay?
Ama oğlunun gönderdiğini söylemeyi unutma olur mu? - Olur.
Batman, he knows everything about me :
- Ne Batman, benim hakkımda her şeyi biliyor.
The president is not gonna make any decisions until he knows what we're dealing with so... give me all the parameters Tony.
Başkan ne ile uğraştığımızı öğrenene kadar bir karar vermeyecek... Bu yüzden bana tüm bildiklerinizi anlat Tony.
He'll exploit everything Angel knows about me and go for the jugular.
Angel'ın hakkımda bildiği herşeyi şah damarıma ulaşmak için kullanacak.
Or maybe he knows that I suspect he's up to something and he's going to kill me.
Belki de ondan şüphelendiğimi anladı. Şimdi de beni öldürmek için dışarı çıkarıyor.
He already knows it's me.
O zaten benim olduğumu biliyor.
Well, if you said it to him like you said it when you said it to me, then it means that he knows that you know.
Şey, eğer onu aynen bana söylediğin gibi ona da söylediysen, o bildiğini biliyor demektir.
Because he knows the rules – he's gotta graduate to stay living with me.
Çünkü kuralları biliyor. Burada kalabilmesi için mezun olması gerek.
Trust me, he knows.
İnan bana biliyor.
Luke knows, but he didn't tell me.
Luke biliyor, ama bana söylemedi.
Believe me, he knows I play better, harder, Moonier than any guy they could possibly find, plus I smell better.
Bulabilecekleri herhangi bir adamdan daha iyi, daha Moon gibi çaldığımı biliyor. Üstelik daha güzel kokuyorum.
He knows I'm behind this, he'll come after me.
Bunun arkasında benim olduğumu biliyor, peşime düşecektir.
He knows I need money, so he's helping me out with extra stuff to do.
Paraya ihtiyacım olduğunu bildiği için bana ek iş veriyor.
H-he knows about me, Brother!
Oradan içimizi gördü.
Always thinks he knows what's best for me.
Her zaman benim için neyin iyi olduğunu düşünür.
I'm starting to wonder what he really knows about me.
Hakkımda neler bildiğini, merak ediyorum.
My instincts tell me Clark knows a lot more about that cave than he's letting on.
Clark'ın o mağaralar hakkında bizden daha çok şey bildiğini hissediyorum.
Look, he knows full well what he's doing. And he's just waiting for us to buy into it, and then he'll laugh and point in our faces and say, " I got you guys to believe me!
Ne yaptığını çok iyi biliyor, sadece bizim de sazan gibi atlamamızı bekliyor, böylece gülüp suratımıza
So Ethan comes up to me... all worried, asking how she is, like he knows something... and I gotta figure that's the only way he knows.
Ethan'da bana gelince merak eder hâlde, onun nasıl olduğunu merak ediyor, sanki bir şeyler biliyor gibi. Bilmesinin tek yolunun bu olduğunu anladım ben de.
He obviously knows me better than you do.
Demek ki beni senden daha iyi tanımış.
Some Dutch doctor rang me up, God knows how he got my number, claimed to be a world expert.
Dünyaca ünlü olduğunu söyleyen bir Alman doktor aradı, numaramı nereden bulduysa.
Well, he knows somebody who's getting me a hair system at cost.
Alarm sistemini unutuyorsunuz, pahalıdır.
He asked me to tell you, so he knows that you know.
Benden sana söylememi istedi, yani bildiğini biliyor.
Because he knows when he dies, it'll kill me.
- Çünkü biliyor ki öldüğünde, bu beni mahvedecek
Because he knows if he touches me he'll never get his shit back.
Bana dokunduğunda hiçbirşeyi geri alamayacağını biliyor.
I don't know how he knows so much about me, but he does.
Hakkımda bu kadar şeyi nereden bildiğini bilmiyorum. Ama biliyor işte.
And if he knows what's good for him, he'll stay away from me and my family.
Ve kendisi için iyi olanı biliyorsa, benden ve ailemden uzak duracaktır.
Talks smack about Evan to get me all angry, knows all these great lines and then lies about what he does.
Beni sinirlendirmek için doğrudan Evan hakkında konuşuyor, tüm güzel replikleri biliyor ve daha sonra da yaptığını yalanlıyor.
He knows more than me.
Benim bildiğimden daha çok şey biliyor.
- Because he knows you love me secretly
- Çünkü ben gizliden sevdiğini biliyor
Sebastian knows him, he told me.
Sebastian onu tanıyor, bana söyledi.
"I am a mystery to he who knows me not." "
Her kim beni tanımaz ise, onlar için gizemli biriyim.
My father knows we were friends with Hazama so he warned me
Babam bizim, Hazama ile dost olduğumuzu bildiğinden ötürü haberdar etmek istemiş.
And he knows he can't get anything keeping me alive.
- Bir, iki!
You said he knows me.
Bunun arkasında kim var?
he knows everything 100
he knows what he's doing 82
he knows who i am 27
he knows 635
he knows too much 20
he knows something 60
he knows i'm here 16
he knows my name 30
he knows you 50
he knows who you are 17
he knows what he's doing 82
he knows who i am 27
he knows 635
he knows too much 20
he knows something 60
he knows i'm here 16
he knows my name 30
he knows you 50
he knows who you are 17
he knows that 97
he knows nothing 39
he knows it 49
he knows we're here 21
mexico 335
metro 61
merci 624
melanie 499
menu 31
merida 43
he knows nothing 39
he knows it 49
he knows we're here 21
mexico 335
metro 61
merci 624
melanie 499
menu 31
merida 43