English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Help her out

Help her out translate Turkish

1,028 parallel translation
He feels obligated to help her out, her and her boy.
Kendini ona ve oğluna yardım etmekle yükümlü hissediyor.
We've got to go back and help her out.
Devam edemeyiz, dönüp ona yardım etmeliyiz.
I help her out.
Ona yardım ediyorum.
She asked if I could help her out.
Ona yardım edip edemeyeceğimi sordu.
So, if we could get married, just long enough to satisfy the attorneys, it would really help her out and I would consider it a favour.
Yani, sadece avukatları ikna edecek kadar evli kalırsak bu annem için çok büyük bir yardım olur ve ben de bunu bir iyilik olarak görürüm.
Someone who could move in here, and by paying a modest rent, help her out.
Buraya taşınıp mütevazı bir kira ödeyerek yardımcı olacak biri.
And they might be able to help her out with some pretty heavy anxiety.
Ciddi bir ankisiyete sorununa karşı yardımcı olabilirler.
Help her out.
Çıkmasına yardım et.
Help her out.
Ona yardım et!
Your brothers and sisters help her out.
Kız ve erkek kardeşlerin ona yardım ediyorlar.
Fay told me, that you were going to help her out, when I came by this afternoon.
Fay senin ona yardımcı olacağını söylemişti. Bu öğlen uğradığımda.
Could you help her out, please?
Tanrım! Çıkmasına yardım eder misiniz?
Help her out.
Kıza yardım et.
So I decided to try to help her out.
Ona yardım etmeye karar verdim.
We could help her out.
Ona yardım edebiliriz.
If I help her out of feelings of obligation, I may find myself resenting her.
Ona borçluluk duygusuyla yardım edersem, ona gücenebilirim.
- Go help her out, Adler.
- Yardımcı ol Adler.
I was just taking her hand to help her out of a car.
Sadece elini tutmuştum... ve ona arabadan inmesi için yardımcı oluyordum. O anda anladım.
I was just taking her hand to help her out of a car.
Sadece elini tutmuştum ve ona arabadan inmesi için yardımcı oluyordum.
- All right. - I want all y'all to pitch in, help her out, do what you can, all right?
Hepinizin, elinizden geldiğince ona yardımcı olmanızı istiyorum anlaşıldı mı?
And he wants everybody to help her out.
Hepimizin ona yardım etmemizi istiyor.
I'm glad we were able to help her out.
Onu kurtarmada yardımcı olduğumuz için mutluyum.
Help Madame von Buliowski out and send her home.
Madam von BuIiowski'yi kurtar ve eve gönder, hemen.
Folks that throw dirt on you aren't always trying to hurt you. And folks that pull you out of a jam aren't always trying to help you.
Üstüne pislik atan kişiler her zaman seni incitmek istezler üstüne reçel atan kişilerde her zaman sana yarım etmezler.
I understand you try to help him out because of our family and his family. Well, that's nice. I understand.
Ailelerimizin yakınlığı yüzünden ona yardım etmeye çalışmanı anlıyorum bu güzel, anlayabiliyorum ama kendine dikkat et, her şeyi mahvetme.
'Changing her name to Linda Gilbert didn't help her make it,'or keep her out of an asylum.
'İsmini Linda Gilbert olarak değiştirmek ona yardımcı olmadı.''veya onu akıl hastanesinde uzak tutamadı.'
Come on, help me carry her out.
Dahi, onu dışarı taşımamda bana yardım et.
Help me carry her out!
Hadi, yardım et!
If you help me carry Sleeping Beauty up out of the cellar and load her into our car, and drive her out to some deserted road where a suicide can take place, I promise you we'll talk this thing over.
Eğer Uyuyan Güzel'i aşağıdan alıp arabaya taşımama ve bir intiharın gerçekleşebileceği ıssız bir yola götürmeme yardım edersen söz veriyorum hepsi sona erecek.
You sort of help him out, easy now.
Ona her türlü yardımı yaptın.
Now, unless you're willing to volunteer permanent assignment on this tub, you'll help survey each and every ship in this fleet for damage, or I just might be tempted to loan you guys out to Beta company.
Bu gemide sürekli kalmaya gönüllü olmasanız bile filodaki her bir geminin hasarının incelenmesine yardım edeceksiniz. Aksi halde, sizi, Beta bölümüne geçici eleman olarak veririm.
Now, unless you're willing to volunteer permanent assignment on this tub, you'll help survey each and every ship in this fleet for damage, or I just might be tempted to loan you guys out to Beta company.
Şimdi, sen bu fıçıda kalıcı görev için gönüllü oluncaya kadar bu filodaki her ve tüm gemilerin hasar taramasını yapacaksın ya da şimdi siz çocukları Beta grubuna ödünç vermek için teşvik edilebilirim.
And this'll help things Turn out for the best
Bu yardımcı olur sonuçta Her şeyin iyi olmasına
I'd help her if I knew how or even where she is, but I can't find out.
Nasıl yapacağımı ya da nerede olduğunu bilsem, ona yardım ederdim.
Drew, help me get her out of the back seat, will you?
Drew, onu arka koltuktan çıkarmama yardım eder misin?
Get out of here. Go out there and help her.
Oraya git ve ona yardım et.
But let me talk to her, and we'll see if we can't help you out.
Ama onunla konuşayım. Bakalım size yardımcı olabilir miyiz.
We thought we'd help some of them come back standing up instead of stretched out in those boxes we plant.
Alında her gün su verip büyüttüğümüz bitkiler gibi sessiz ve sakin olmamaları için elimizden geleni yapmayı düşünüyoruz.
I thought maybe you could just get her out. Help her.
Belki onun bu ortamdan çıkmasına yardım edebilirsin, diye düşünmüştüm.
But I swear, I'll do everything I can to help you out. Everything.
Ama yemin ederim sana yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Maybe all I'm here to do is... help a little old lady across the street... or get her cat down out of a tree... or deliver this lunch to Miz Melny.
Belki de burada olma sebebim bu yaşlı kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım etmek ya da kedisini ağaçtan indirmek ya da bu yemeği Bayan Melny'e ulaştırmak içindir.
We're going to need all the help we can get... When "Love In The Rinse Cycle" comes out.
"Aşk ve Rüzgar Dalgası" için her türlü yardım gerekli.
I don't know, but we got to help that girl, get her to a town, and hope nobody finds out that I broke parole.
Bilmem ki, yardım etmeliyiz onu bir şehre götürmeliyiz ve umarım ki kimse, benim şartlı serbest bırakıldığımı anlamaz.
Please help me get her out.
onu indirmeme yardim et.
We needed your help to keep track of her, when we found out it was Kate who wrote the anonymous letters of threat to her father.
Babasına gelen, o isimsiz tehdit mektuplarını yazanın... Kate olduğunu öğrendiğimizde, onu takip edebilmek için senin yardımına ihtiyacımız vardı.
Bob, there is a groundbreaking new book that has just come out. Ah! Now, not everything in this book, of course, applies to you, but I'm sure that you can see, when you see the title, exactly how it could help.
Bob, olay yaratan yeni bir kitap çıktı, henüz yayınlanmadı, kitaptaki her şey sana göre değil, fakat... eminim başlığı, görür görmez, sana yardım edebileceğini anlayacaksın.
But when Joe gets here... which should be any time now... he's gonna help you out, he's gonna take care of you.
Ama Joe sana yardım edecektir... her an gelebilir... sana yardım edecek, seninle ilgilenecek.
And anyway, he never lifted a finger to help me around the trailer, so I threw him out.
Her neyse bende hiç kılımı kıpırdatmadım.Ve kendimi üzmedim.
I'd love to help you out, but Garvey's gonna be in there to check on her soon.
Sana yardım etmek isterdim ama Garvey birazdan onu kontrol etmek için içeride olacak.
- Every time Mr. Burns has a birthday... all his employees have to help out at the party... and I always get some terrible job.
- Bay Burns`un doğumgünlerinde bütün çalışanları partide yardımcı olarak çalışmak zorunda....... ve bana her zaman korkunç bir iş düşüyor.
She'd somehow thought that I could help her get out.
Bir şekilde onun çıkmasına yardımcı olacağımı düşündü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]