How is everything translate Turkish
780 parallel translation
How is everything?
- İşler nasıl gidiyor?
How is everything?
NasıI gidiyor?
- Well, how is everything?
- Evet, nasıl gidiyor?
- How is everything?
- Nasıl gidiyor?
How is everything?
İşler nasıl?
How is everything at the ranch?
Çiftlikte işler nasıl?
How is everything?
Durumlar nasıl?
How is everything in Brooklyn?
Brooklyn'de işler nasıl? Her zamanki gibi mi?
- How is everything?
- İşler yolunda mı?
Never felt better, Charlie. How is everything in your happy life, huh?
Hiç daha iyiolmadım, Charlie. mutlu yaşamında her şey nasıl, huh?
Well, well, and how is everything?
Evet, nasıl gidiyor?
How is everything?
Nasıl gidiyor?
- Hello, Bunny, how is everything?
- Merhaba Bunny, nasıl gidiyor?
How is everything?
- Nasıl gidiyor?
How is everything going?
Nasıl gidiyor?
How is everything going?
İşler nasıl gidiyor?
Well, Hassan, how is everything?
Ee Hassan, nasıI gidiyor?
Eslam, how is everything?
NasıI durumlar?
How is everything, Brenda?
İşler nasıl, Brenda?
- How is everything?
- Her şey yolunda mı?
How is everything?
Her şey nasıl gidiyor?
Hello, how is everything.
Merhaba, her şey nasıl gidiyor.
Lucy, what we want now is for us to explore how to resolve everything without going into battle.
Lucy, şu anda sadece savaşa girmeden işleri yoluna koymanın yolunu arıyoruz.
- How's it been? - Everything is lovely.
Nasıl gidiyor.
Yes, it's funny that everything is the way it is, on account of how you feel.
Evet, neler hissettiğine bakılırsa, her şeyin böyle olması garip.
How this phantom knows everything is beyond me.
Bu hayalet hiçbir şeyin elimde olmadığını nasıl biliyor.
But it sure is a surprise to me to find how much I like everything over here.
Ama buradaki şeylerin böylesi hoşuma gitmesi büyük sürpriz işte.
You'll see how rotten everything is. It's truly ingenious.
Ustalıkla hem de.
How far it seems, how different everything is.
O zamanlarla bu zamanlar arasında dağlar kadar fark var.
And if I knew how, this is where I'd say thanks for everything.
Nasıl olduğunu bilseydim, burası her şey için teşekkür edeceğim yer olurdu.
I did everything I could to make it up to him, but you see how it is.
Onunla uzlaşmak için her şeyi yaptım ama durumu görüyorsun.
So this is how you thank me for everything I've done for you.
Yaptıklarım için bana böyle mi teşekkür ediyorsun?
How unfair everything is.
Her şey ne kadar adaletsiz.
All I can think of is how much everything must have cost.
Tek düşünebildiğim her şeyin kaça mal olduğu.
Mr. Holden is explaining how everything works.
- Günaydın. Bay Holden bana etrafı gezdirip her şeyin nasıl çalıştığını anlatıyor.
It's amazing how compact everything is.
- İlginç. Burada her şey derli toplu.
All night long you've been telling my lady how good everything is...
Tüm gece boyunca leydime Vivar'dan gelen şeylerin ne kadar...
I can't wait to show you how lovely everything is.
Sana her şeyin ne kadar güzel olduğunu göstermek için sabırsızlanıyorum.
And I just wanted to tell you how marvelous everything is!
Her şeyin ne kadar harika gittiğini size söylemek için aradım!
I think what surprises me most is how ignorant I am about everything concerning this court of yours. For an accused man that's a mistake.
kavrama konusundaki kendi cehaletim.
It's just that you always harp on your principles and drone on about how important everything is.
Hepsinin büyük anlamı varmış hepsi önemliymiş gibi ilkelerinle kafamızı şişirdin.
How is he? Let's go inside, I will tell you everything.
- İçeride sana söyleyeceğim.
Have you seen how neat everything is?
Her şey ne kadar güzel, görüyor musun?
So how can you say I'm free... if everything I do is planned ahead of time?
Her hareketim önceden planlanmışsa,.. ... nasıl özgür olabiliyorum?
All night you have been telling her how good everything from Vivar is.
Tüm gece boyunca leydime Vivar'dan gelen şeylerin ne kadar... - Güzel olduğunu anlattın durdun.
Think about how lovely it is here. How lovely everything could be if someone didn't always try to spoil it.
Buranın ne kadar hoş olduğunu, biri mahvetmeye çalışmasa ne kadar güzel olacağını.
Have a good night. I'll see how everything is in the morning.
Sabaha her şeyin nasıl olduğuna bakacağım.
In this essential movement of the spectacle, which consists of recapturing... within itself everything that existed in human activity... in a fluid state, in order to possess it... in a coagulated state, as things which have become the exclusive value, by their formulation in negative of lived value, we recognize our old enemy... who knows so well how to appear at first glance... something trivial and, self-evident when it is, on the contrary, so complex,
Gösterinin temel uygulamasi dahilinde, ilk bakista önemsiz ve apaçik görünen fakat aslinda çok karmasik ve metafiziksel inceliklerle dolu olan eski düsmanimiz metayi taniriz ; gösterinin bu temel uygulamasi, insan eylemlerinin tüm akiskan yönlerini onlara donuk bir sekilde sahip olmak için kendi bünyesinde toplamasi
If this is just nerve gas, how come I know everything in such detail?
Bu sinir gazıysa, nasıl herşeyi ayrıntısıyla biliyorum?
I know how difficult everything is for you right now.
Şu anda her şeyin sana çok zor geldiğini biliyorum.
How come everything is under the camp?
Nasıl oluyor da her şey bu kampın altından çıkıyor?
how is it going 154
how is she 970
how is your family 18
how is he 1093
how is your father 39
how is it 499
how is your mother 26
how is your wife 20
how is everyone 28
how is he doing 52
how is she 970
how is your family 18
how is he 1093
how is your father 39
how is it 499
how is your mother 26
how is your wife 20
how is everyone 28
how is he doing 52