English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm doing great

I'm doing great translate Turkish

434 parallel translation
I convinced myself I was so great and so beautiful and yet, I'm stuck here, doing editing
Kendimi çok harika ve güzel olduğuma inandırdım buna rağmen, burada takılıp kaldım, kurgu yapıyorum.
- I'm doing fine, Mr. Maine, just great.
- Ben hayatımdan memnunum Bay Maine.
And I am sick of the great German army. - And I am sick of doing my duty!
Ve Büyük Alman Ordusundan da bıktım.
He took after his great-grandfather. And he said, " If I fight alongside our German colleagues, it may look like I'm doing it to avoid the concentration camps.
Alman meslektaşlarımızın yanında savaşırsam bunu toplama kamplarına gitmemek için yaptığımı zannedebilirler dedi.
I'm doing great.
Gayet iyi gidiyorum.
You're doing great and I'm making money.
Sen başarılısın bense para kazanıyorum.
If you speak of an industry manager or the head of a bank who donates money to a university everybody says : What a great man he is! But I have worked 13 years in this free country, doing what I've been told to.
Üniversitelere para verdiklerinde herkesin : "Ne kadar iyi bir adam" dediği fabrikatör ve bankacılardan söz ediyorsanız şunu bilin ki bu ülkede 13 yıl çalıştım.
I'm not doing as great as you are now - but I'm sure my good days will come
Bunu yapmaya hakkın yok! Hadi ordan!
I think you're doing yourself a great injustice.
Sanırım kendinize büyük bir haksızlık ediyorsunuz.
I'm doing great.
İyi gidiyor.
I get a small commission but I'm doing great.
Henüz işin başındayım. Ufak bir komisyon alıyorum... ama çok iyi gidiyor.
I'm doing a great stunt.
Ben de müthiş bir gösteri yapıyorum.
I thought I was doing great with you.
Seninle iyi anlaştığımızı düşünüyordum.
He's gonna write a great book, Max, and I'm gonna lecture while he's doing it so we can have something to live on.
Harika bir kitap yazacak Max, o yazarken ben geçimimiz için ders vereceğim.
I'm doing great. I'm sitting here in the Hilton.
Hilton gibi büyük bir yerde oturuyorum.
- Oh, I'm doing great, Dave. Just great.
- Çok iyiyim David, çok iyi.
I'm doing a great job here.
Harika bir iş çıkardım.
You are my friend and a great director, but I'm not doing commercials ever again.
Sen dostumsun. Harika bir yönetmensin. Ama reklam filmi yapmıyorum.
- l don't need anything. I'm doing great.
- Hiçbir şeye ihtiyacım yok. İşler harika gidiyor.
What Would I Be Doing, Tramping Around The Sewers Of This Great Metropolis?
Bu koca şehrin lağımında aylak aylak dolaşarak ne yapıyor olabilirim?
- I'm doing great!
- Harikayım!
I'm not doing that great myself.
Bu, kendimi harika hissettirmiyor.
"Mum, help me please, I don't know what I'm doing, I don't know where I'm going." And I'd say, " Great, because now we can be honest with each other.
"Bak anne" yardım et lütfen, ne yaptığımı, nereye gittiğimi bilmiyorum " dersen harika derim, çünkü ancak o zaman birbirimize dürüst olabiliriz.
I'm doing great.
- Peki ne kadara ihtiyacın var?
I'm sure you're doing a great job.
Eminim işinizi iyi yapıyorsunuzdur.
I'm doing great.
Harikayım.
Well, I'm doing great.
Evet, aslında çok iyi.
I'm doing fucking great!
Muhteşemim!
I was out sick this week and I'd like to take this opportunity to express my gratitude to Gil Chesterton and to my brother Niles for doing such a great job of filling in for me.
Bildiğiniz gibi haftanın büyük bir kısmında hastaydım. Ve bu vesileyle yerime bakarak harika bir iş çıkarttıkları için Gil Chesterton ve kardeşim Niles'a en içten şükranlarımı sunuyorum.
I think you're doing great, Mr. Jenkins, and I like listening to you too.
Sanırım gayet iyi gidiyorsunuz, Bay Jenkins ve sizi dinlemekten hoşlanıyorum.
When I was leaving work today, my boss calls me in, tells me what a great job I'm doing... and says I have as much promise as anyone she's hired since she's been at the firm.
Bugün işten çıkarken patronum beni yanına çağırdı ve çok iyi çalıştığımı söyledi. Firmaya geldiğinden beri işe aldığı herkes kadar gelecek vadediyormuşum.
Wolf, I'm not gonna fire you. You're doing a great job.
Wolf, seni kovduğum yok, hadi ama, harika iş çıkarıyorsun.
I was doing great before I knew about you!
Benim de hayatım, senin hislerini öğrenmeden önce, harikaydı!
Yeah, I'm doing great.
Evet, çok iyiyim.
"but I'm doing great. " I'm living my dream.
Ama şimdi çok iyiyim, hayalimi yaşıyorum.
Yeah, I'm just doing great.
Evet, harikayım.
I love my job, and I'm doing great at it.
İşimi seviyorum ve çok iyiyim.
I'm doing great.
İyidir.
I'm doing this because when I look at you, I see a great kid.
Bunu yapıyorum çünkü sana baktığımda, harika bir çocuk görüyorum.
I was doing great, then out of the blue, it snuck up on me.
Çok iyiydim, sonra durup dururken birden bire hastalandım.
- I'm doing great.
- Mükemmel.
- I'm doing great, and you?
- Çok iyiyim. Ya sen?
I'm doing great, sir.
Çok memnun oldum, efendim.
I was doing great too.
Ben de harikaydım.
Cos things are going so great and you're doing so well, and I've got the Atlanta mall, so we've got more money coming in,
Her şey çok güzel gidiyor, sen çok güzel gidiyorsun, ben de Atlanta Alışveriş Merkezi'ni kaptım, yani artık daha fazla paramız olacak.
I'm doing great.
Çok iyiyim.
Yes, and while I'm doing that, Ross has a great computer story for you.
Evet ve ben bunu yaparken, Ross da sana harika bir bilgisayar hikayesi anlatır.
Uh, I'm doing great.
Ben çok iyi yaparım.
I'm doing great.
Will, iyi misin?
No, I'm sure she's doing fine. She has a great guardian after all.
Hayır, ama umarım iyidir çünkü onun iyi bir koruyucusu var.
I'm doing great things.
Harika şeyler yapıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]