English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I feel bad

I feel bad translate Turkish

3,690 parallel translation
Hey, I feel bad, but your dad gave me this Tory Burch purse on vacation.
Hey, kötü hissediyorum. Baban tatilde bana bu Tory Burch marka çantayı aldı. 640 00 : 23 : 20,006 - - 00 : 23 : 21,973 Senin stiline daha çok uyuyor.
And I feel bad for the frogs.
O kurbağalara çok üzülüyorum.
I feel bad that I scared Paul.
Paul'u korkuttuğum için üzülüyorum.
But I feel bad about not telling her.
Ama ona anlatmazsak kötü hissedebilirim.
I mean, I feel bad about it, but it's the job.
Yani, kötü hissediyorum, ama iş bu.
I feel bad.
Kötü hissediyorum.
I MEAN, I FEEL BAD FOR BOTH OF THEM'CAUSE SHE PROBABLY WAS SHOCKED AND DIDN'T KNOW WHAT TO DO IN THE MOMENT.
Yani, ikisi için de üzgünüm çünkü kız muhtemelen şok oldu ve o an ne yapacağını bilemedi.
I, uh, and I can't make him feel worse just'cause I feel bad.
Ben söyleyemem. Sırf ben öyle hissediyorum diye ona da kendisini daha kötü hissettiremem.
I feel bad that Shelley picked me over you, the doctor with all the qualifications.
Shelley, tüm nitelikleriyle doktor olan sen yerine beni seçtiği için kötü hissediyorum.
I feel bad about what happened, too
- Affedersiniz. - Hayır.
And I feel bad about that.
Bu yüzden çok üzgünüm.
Yeah, I feel bad for him.
Aksine üzücü. - Evet, adama acıdım.
- I feel bad about before so I brought you an official Jerry's Cadillac beer koozie.
Yaptıklarımdan ötürü büyük pişmanlık duyuyorum bu yüzden de sana resmi bira soğutucumdan getirdim.
I can't let myself feel bad, because if I feel bad, then I feel everything, and...
Kendimi kötü hissedemem. Çünkü eğer kötü hissedersem, her şeyi hissederim ve bunun üstesinden nasıl geldiğimi hepimiz gördük.
I feel bad for whoever gets that phone call.
Telefonu açacak insana üzülüyorum.
Nothing, I just... look, I feel bad enough about it, ok?
Bir şey yok, ben bak, yeterince üzgünüm zaten, tamam mı?
No, I just... I feel bad about canceling.
Randevuyu iptal etmek canımı sıktı.
I feel bad enough.
- Yeteri kadar kötü hissediyorum zaten.
I feel bad because of you.
- Senin yüzünden kötü hissediyorum.
I'm on a little bit of a bad streak, but I feel much better now that you're here.
Biraz kötü bir seri geçiriyorum ama burada olduğunuz için kendimi çok daha iyi hissediyorum.
Just like I would feel bad for you if Max turned out to be a frog.
Tıpkı eğer Max bir kurbağa çıkarsa, sana üzüleceğim gibi
But if I can convince Ed to take some kind of a magic bullet that'll suppress his anger, he'll believe it and feel less angry. Nope, bad idea.
Olmaz, kötü bir fikir.
I mean, I feel bad saying that.
Bunu söylemek üzüyor beni.
- I'm not feeling well, and when I don't feel well, it's usually bad news.
- Pek iyi hissetmiyorum ve iyi hissetmediğimde genellikle haberler kötüdür.
I kinda feel bad leaving Leatherhead down there.
Derikafa'yı burada bırakmak içime kötü bir his doğuruyor.
YOU KNOW, I'D FEEL BAD IF... ALL RIGHT.
Bilirsin işte, kötü hissederdim eğer...
It seems if I don't do anything, you may feel very bad!
Bir şey yapmazsam eğer, çok kötü hissedebilirsin!
I don't, but you know, I just feel bad for the kids.
İstemem ama çocuklar adına üzüldüm.
Mm. I don't feel bad about that at all.
- Hiç de üzülmüyorum.
I don't want that to make you feel bad about who you are.
Bunun, seni kim olduğunla ilgili kötü hissettirmesini istemiyorum.
Now I don't feel so bad.
Şimdi vicdanım rahatladı.
I do feel bad about this.
Bunun hakkında kötü hissediyorum.
I feel like you want me to think that's bad?
Bunun kötü olduğunu düşünmemi ister gibi bir halin var sanki.
Anyway, I do feel bad about Clive.
Neyse, Clive için kötü hissediyorum.
No, I only feel bad that I'm interrupting.
Hayır, bu rahatsız edici olacağı için kendimi kötü hissederim.
I just feel bad that Cynthia missed her audition.
Sadece, Cynthia seçmeyi kaçırdığı için kötü hissediyorum.
Am I supposed to feel bad for you? No.
Senin için kendimi kötü hissetmek zorunda mıyım?
I know that you like to think of yourself as a bad boy, Oliver Queen, but... I feel like we're ready to take the next step.
Kendini yaramaz çocuk olarak düşünmenin hoşuna gittiğini biliyorum Oliver Queen ama bence ilişkimizi bir adım ileriye götürmeye hazırız.
I feel really, really bad about what happened, and I wanna tell you something.
Olanlar konusunda kendimi çok kötü hissediyorum ve sana bir şey söylemek istiyorum.
I feel like we're buddies ls there something bad about me?
Çok iyi arkadaşmışız gibi hissediyorum. Bende kötü olan bir şey mi var?
I feel so bad for McGee.
McGee için üzülüyorum.
I feel really bad.
Kendimi çok kötü hissediyorum.
- NO. I WOULD FEEL LIKE A BAD PERSON.
Kötü biriymişim gibi hissediyorum.
You don't have any idea how many times I've had a bad day and the only thing that would make me feel better was watching your show.
Kötü bir gün geçirdiğimde moralimi düzelten tek şeyin programın olduğunu biliyor muydun?
- But why are you wearing that shirt? - I'm not gonna let you make me feel bad about myself! !
O tişörtü neden giydin?
Brad and I feel he's a bad influence on you and maybe it's time to slow it down.
Brad'la ben, üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu düşünüyoruz... Belki biraz ağırdan almanın vakti gelmiştir.
I'm sorry, but I don't like to be made to feel like a bad person in my own home, okay?
Özür dilerim ama kendi evimde bana kötü bir insan gibi davranılması hoşuma gitmiyor.
Look... I know how bad you must feel.
Bak... kendini ne kadar kötü hissettiğini biliyorum.
I don't wanna make him feel bad.
Kötü hissetmesini istemiyorum.
Oh, my God. I feel so bad for her.
- Tanrım, çok kötü hissettim şimdi.
Well, then, you shouldn't feel bad, because I can't imagine myself ever getting married.
O zaman üzülmene gerek yok. Kendimi gelinlik giyerken hayal bile edemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]