I feel great translate Turkish
1,075 parallel translation
I feel great sadness'tis a bitter cake
Tatlı bir acı gibi.
- I feel great.
- Harika.
They say you're very sick, son. I'm not sick. I feel great.
Jordan Peters arkadaşımdı, ama onur kodu gereği siz Federaller buraya geldiğinden beri tuhaf davrandığını anlatmam gerek.
I feel great.
Kendimi çok iyi hissediyorum.
No, I feel great.
Hayır, harika hissediyorum.
I feel great.
Kendimi harika hissediyorum.
Boy, I feel great.
Kendimi harika hissediyorum.
- I feel great.
- Harika hissediyorum.
I see. Well, I feel great!
Anladım.Kendimi harika hissediyorum.
Since I left the pod, I feel great.
Poddan çıkalı beri çok iyiyim.
Wait a minute I feel great
Bir dakika, kendimi harika hissediyorum
I feel great.
Harika hissediyorum.
- Terrific, incredible, I feel great!
Harikaydı. İnanılmazdı. Muhteşem bir duygu.
I feel great...
Kendimi harika hissediyorum.
God, I feel great.
Kendimi harika hissediyorum.
I FEEL GREAT.
Harika hissediyorum.
- Yeah. I feel great.
Harika hissediyorum.
A lot of them do work out... and when they do, I feel great... because I'm making someone happy.
Birçoğu işe yarar da ondan... ve öyle olunca, kendimi harika hissediyorum... çünkü başka birini mutlu ediyorum.
Every time I see her, I feel great.
Onu ne zaman görsem, Harika hissederim.
- I feel great.
- Kendimi çok iyi hissediyorum.
I feel great.
Harika.
I feel great!
Harika hissediyorum!
I feel great. Feel fine.
Harikayım.
- I feel great. - Do you?
- Ben harika hissediyorum.
I feel good, I feel great, I feel wonderful.
İyi hissediyorum, müthiş hissediyorum, harika hissediyorum.
Son-of-a-bitch! I feel good, I feel great, I feel wonderful!
İyi hissediyorum, müthiş hissediyorum, harika hissediyorum.
God, I feel great. I'm almost happy.
Kendimi öyle iyi hissediyorum ki neredeyse mutlu olacağım.
He walks around going, "God, I feel great!"
Etrafta "Tanrım, harika hissediyorum!" diye gezip duruyor.
I mean, you know, if I were actually to sort of confront the fact... that I'm sort of sharing this stage... with-with-with this starving person in Africa somewhere... well, I wouldn't feel so great about myself.
Yani eğer, Afrika'nın herhangi bir yerinde açlık çeken bir insanla bir nevi aynı sahneyi paylaştığımın gerçekliği ile yüzleşmiş olsaydım, kendim hakkımda bu kadar da iyi hissetmezdim.
I feel like I got a great break on a used car.
FrenIer harika ama araba eskimiş gibi.
I don't feel so great about the next scene.
Sonraki sahne pek içime sinmedi.
You'll have a beautiful wife, great kids, lovely home, and i'll be your bachelor friend who you feel you have to invite to your dinner party.
Güzel bir karın olacak, muhteşem çocuklar, güzel ev, ve senin her zaman bekar bir arkadaşın olacağım akşam yemeği davetini hissediyorum.
How do you think i feel now that i found out... you're not only a great guy, but that... you're the best goddamn lover in the world?
Ne hissettiğimle ilgili ne düşündüğünü şimdi anladım... sen sadece müthiş bir adam değilsin, ama... Dünyadaki en kahrolası aşıksın?
That makes me feel great, and I'm real happy.
Bu beni iyi hissettiriyor, ve gerçekten mutluyum.
Well, I feel the late Chief had made great contributions to the hospital and I feel from now on...
Merhum başhekimimiz hastanemize büyük katkılarda bulunmuştu. Ben de diyorum ki, şu andan itibaren...
You're just trying to say all great stuff so I'll feel even worse that you're not around.
Bu güzel şeyleri, sen yokken kendimi daha kötü hissedeyim diye söylüyorsun.
I feel like I'm at the bottom of a great sewer. "
"Büyük bir kanalizasyonun aşağısında gibiyim."
I feel great today.
Bu senin.
I don't feel that there's any great interest in it.
Bence bu insanların ilgisini çekmezdi.
That was great. I feel very good about this.
Ben bu konuda çok mutluyum.
It's unbelievable. Something great's happening in this country. I can feel it.
İnanılmaz derecede güzel şeyler oluyor ve ben zengin olmak istiyorum...
Look Doctor, let's make this easy. L feel great about what I did.
Bakın doktor işimizi kolaylaştıralım.
I know Tommy makes you feel great.
Onun sana yaşam enerjisi verdiğini biliyorum.
I feel great.
Kendimi harika hissediyorum!
I feel a great deal of sadness still, yes, but uh... it wasn't as overwhelming to me.
Tamam hâlâ çok büyük bir acı duyuyorum, ama eskisi kadar altında ezilmiyorum.
And yet I feel a great sadness in my bosom. "
Ve göğsümde büyük bir üzüntü ile yaşıyorum "
Did you ever reach a point in your life... where you say to yourself "This is the best I'm ever gonna look, the best I'm ever gonna feel, the best I'm ever gonna do, and it ain't that great"?
Hayatında hiç şöyle bir şey oldu mu "Bu en iyi göründüğüm, en iyi hissettiğim en iyi şekilde yaptığım an, ama hiç de iyi değil"?
I feel great.
- Yuvarlanan kral oldun iyice.
- Great. - The more I get to know you... I just feel sorry for you.
- Seni tanıdıkça... sana sadece acıyorum.
- I just feel great.
- Harika hissediyorum.
I feel a great affection, a - a great respect... admiration a - and attraction toward you.
Sana karşı büyük bir sevgi, saygı hayranlık ve çekim duyuyorum.
i feel nothing 63
i feel you 138
i feel your pain 36
i feel like dancing 23
i feel like shit 51
i feel fantastic 19
i feel the same way 123
i feel bad 209
i feel sorry for you 124
i feel like crap 25
i feel you 138
i feel your pain 36
i feel like dancing 23
i feel like shit 51
i feel fantastic 19
i feel the same way 123
i feel bad 209
i feel sorry for you 124
i feel like crap 25