I knew translate Turkish
65,301 parallel translation
Oh, I knew I'd die... eventually.
Öleceğimi biliyordum. Er ya da geç.
I told him everything I knew about you.
Senin hakkında her şeyi anlattım.
I knew that.
Biliyordum zaten.
I knew he wouldn't want to leave any evidence behind.
Arkasında kanıt bırakmak istemeyeceğini biliyordum.
After I shot Elena, I knew I was sick.
Elena'yı vurduktan sonra hasta olduğumu biliyordum.
Once Boyd showed up at my door, I knew you were in this, that you'd used him to hook me in.
Boyd kapıma geldiğinde bu işin içinde olduğunu anlamıştım.
Wasn't my case, but I knew the guys who drew it.
Soruşturmayı yürütenleri tanıyorum.
Bitch, I knew it!
Kaltak! Biliyordum!
I knew how you were. I did nothing to help.
Durumunu biliyordum, ama sana yardım etmedim.
'Course, I knew that when you left that sweet Davis Main gig.
O efsane Davis Main işini bıraktığında anlamıştım gerçi.
Well... I knew the bar was gonna be an issue, right?
Baronun sorun yaratacağını biliyordum zaten.
Kim, I knew you were good, but i didn't know you were this good.
Kim, iyi olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.
On its own, I knew the tape would be somewhat flimsy, but it was a start.
Tabii ki bu kasetin güçsüz bir kanıt olduğunu biliyordum ama başlangıçtı.
I knew it was 1216.
1216 olduğunu biliyordum.
I knew she would do something to steal it.
Rolümü çalmak için bir şey yapacağını biliyordum.
You know, I knew 4 for Texas was gonna stink, even before Sinatra shit all over it.
4 Teksaslı'nın, Sinatra içine etmeden önce de başarısız olacağını biliyordum zaten.
I shed blood for them, and they decided I knew too much, so they sent Copeland to kill me.
Onlar için kan döktüm, ve onlar çok şey bildiğime karar kıldılar, bu yüzden de Copeland'i beni öldürmek için gönderdiler.
They did it because you told them I knew about kr-whatever. Yes.
Yaptılar çünkü sen onlara KR her ne cacıksa bildiğimi söyledin.
I knew that they would do whatever it takes to get their hands on the blueprints for the kr-20.
Kesinlikle. KR-20'nin planlarını ele geçirmek için her şeyi yapacaklarını biliyordum.
I knew I shouldn't get my hopes up, but I swore I'd never put myself in that position again.
ama kendimi bir daha bu duruma sokmayacağıma yemin ederim.
I told you I knew about you and Kat, that you were sleeping with my assistant.
Seni ve Kat'i biliyorum dedim. Asistanımla yattığını biliyorum.
The truth is, I knew you'd come back sooner or later, that it was only a matter of time before you realized what a huge mistake - it was to dump me.
Gerçek şu ki, er ya da geç tekrar geleceğini biliyordum, beni bırakmanın ne büyük bir hata olduğunu anlaman an meselesiydi.
I knew something wasn't right.
Bir şeylerin yolunda olmadığını biliyordum.
Weatherbee just asked me if I knew anything about Jason.
Weatherbee bana Jason hakkında bir şey bilip bilmediğimi sordu.
If I knew who the buyer was, I would plead the case myself.
Eğer alıcıyı bilseydim, meseleyi ben kendim dile getiririm.
And they told me you didn't want to come and see me, which I knew was a lie.
Bana da senin gelip beni görmek istemediğini söylediler ki yalan olduğunu biliyordum.
I knew it.
Biliyordum.
'Cause I knew I was coming to get you.
Çünkü seni almaya geleceğimi biliyordum.
I thought she was sweet until I knew she was duplicitous.
İki yüzlü olduğunu öğrenene kadar sevimli buluyordum.
I only came in because I knew this was important to you.
Bunun önemli olduğunu bildiğimden geldim.
I was at that Omega Theta party, and I-I just went to lie down and he, uh... next thing I knew, he was on top of me.
Ben Omega Teta partisindeydim. Ve uzanmaya gitmiştim... Sonra hatırladığım şey o üzerimdeydi.
And... and I knew that nothing would ever be the same again.
Gerçeği öğrendiğinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladım.
I knew this was laced with something.
Bunun içinde bir şey olduğunu biliyordum.
Uh, for example, if I were to say, "I can't wait to eat this almond cookie," but there were people around that knew the almond cookie was poisoned, that would be dramatic irony.
Mesela ben "Bu bademli kurabiyeyi yemek için sabırsızlanıyorum" dersem ve çevremde kurabiyenin zehirli olduğunu bilen birileri varsa bu, dramatik bir ironi olur.
I thought we knew all our parents'friends.
Aile dostlarımızı tanıdığımızı sanıyordum.
I thought we knew everything about them.
Haklarındaki her şeyi bildiğimizi.
Hmm. I already knew that.
Biliyoruz herhâlde.
Foley knew I might take down Axe.
Foley, Axe'i indirme olasılığım olduğunu biliyordu.
Because he knew Ernie, bless him, would tell me about it and I would come over to try to destroy it or steal it or whatever.
Çünkü Ernie'nin, sağ olsun bana söyleyeceğini ve benim de gidip kaseti yok etmeye veya çalmaya çalışacağımı biliyordu.
I'm not saying Ms. wexler knew what Jimmy was doing or had any involvement.
Bayan Wexler Jimmy'nin neler yaptığını biliyordu veya buna yataklık etti demiyorum.
Isn't it because you knew that it was precisely the thing that would worry me so much that I'd say anything to talk you down?
Hastalığının beni özellikle çok telaşlandırdığını ve rahatlaman için sana herhangi bir şey diyeceğimi bildiğinden mi?
And your mom, you know, I think she knew we were skipping, but she'd always stop what she was doing and gimme a pack of Little Debbie's.
Annen de aslında ektiğimizi biliyordu bence ama ne zaman olsa işini bırakıp bana bir paket Little Debbie verirdi.
The truth is, I only really knew I'd made it once the female impersonators started doing me in their acts.
Açıkçası zenneler sahnede taklidimi yapmaya başladığı zaman başarılı olacağımı anlamıştım.
- that had the vision. I was the one that knew - Come on.
O vizyonu olan bendim, bu iki kadının hala sunabilecekleri bir şey olduğunu bilen bendim.
I just... knew.
Sadece... biliyordum.
You knew I've been looking, that finding my son was everything.
Aradığımı biliyordun, oğlumu bulmak her şey demekti.
Hey. Rocha knew I betrayed him, and he still saved my life.
Rocha ona ihanet ettiğimi biliyordu ve hayatımı yine de kurtardı.
Since whoever broke into my house knew that I'd be at the drive-in.
Çünkü eve giren her kimse sinemada olacağımı biliyordu.
You and Sam both knew, and I was just this idiot in the middle?
Sam de sen de biliyordunuz ve ben de ortadaki keriz miydim?
I mean, I barely knew you.
Seni çok az tanıyorum.
I was terrified of this, of standing in your doorway and just shattering everything that you once knew by telling you the truth.
Söylemeye ödüm patladı. Kapının önünde dikildim ama her şey paramparça olacaktı.
i knew it 3235
i knew you'd like it 33
i knew it was coming 17
i knew it all along 22
i knew it was too good to be true 27
i knew you could do it 105
i knew you'd come 123
i knew you had it in you 28
i knew it was you 83
i knew that 414
i knew you'd like it 33
i knew it was coming 17
i knew it all along 22
i knew it was too good to be true 27
i knew you could do it 105
i knew you'd come 123
i knew you had it in you 28
i knew it was you 83
i knew that 414