I left it translate Turkish
6,062 parallel translation
I left it there..... because I didn't think it right that he should disappear completely.
Onu orada bıraktım çünkü çocuğun tamamen yok olmasının doğru olmadığını düşündüm.
I left it at the club that night.
- O gece kulüpte bırakmıştım.
I left it here in'94.
94'te buraya bırakmışım.
I left it in the ignition and now it's not there.
Kontakta bıraktım. Gitti.
I had a life back in Ohio, and I left it all behind for her.
Ohio'da düzenli bir hayatım vardı ve bütün hepsini onun için arkada bıraktım.
It's all I have left.
Elimde bir tek bu kaldı.
It's all I have left.
- Elimde tek kalan onlar.
I don't care how we left it.
Nasıl ayrıldığımız umurumda değil.
It was in the laundry you left me... ~ I'd lost it?
- Kayıp mı etmişim?
I left my bracelet in the top drawer of my dresser, and now it's gone.
Dolabın üst çekmecesinde bileziğimi bıraktım ve şimdi kayboldu.
I thought you left it for me.
Benim için bıraktın zannettim.
With 5 miles left to go, it seemed like Tanner was on his last leg, but I was having problems of my own...
8 km kala... Tanner son anlarını yaşıyor gibi görünüyordu. Ama benim de kendi sorunlarım çıkıyordu.
I could see the shapes even though it's blurry with my left eye before.
Bulanık olsa bile sol gözümle şekilleri görebiliyordum.
- Would it be awful if I were left alone with my loader?
- Yükleyicimle yalnız kalsam çok mu kötü olur?
But I realized that I left the tape in the camera, and now it's gone.
Ama sonra kaseti kamerada bıraktığımı fark ettim. Şimdi de onu bulamıyorum.
So I accidentally left a tape in there, and I want it back.
Kazayla bir kaset bırakmışım içinde ve geri istiyorum. - Neden?
And I left the scissors on top of it while I went to finish my Christmas shopping, and I...
Noel alışverişimi tamamlayana kadar makası onun üzerine koymuştum.
I'm pumping out heartfelt anecdotes and witty observations left and right, and this one is spinning it all into gold.
İçten gelen hikayelerim ve oradan buradan yaptığım zekice gözlerimle her şey yolunda. Ve zaten bu hepsini altına çeviriyor.
So I was thinking, I have some... [sighs] pretty sloppy seconds left over from P.F. Chang's in the fridge, and I don't think that I want it anymore.
Buzdolabında P.F. Chang's'den aldığım yemekten biraz kaldı, artık canım istemiyor.
Unless it's about how I left after the kiss.
Tabii öpücükten sonra gitmemle alakalı değilse.
Maseo called me that before he left, And I looked it up, but it wasn't in my chinese dictionary.
Maseo gitmeden önce bana öyle dedi ve baktım ama Çince sözlüğümde bulamadım.
It means I have some humanity left.
Biraz insanlığımın kaldığı anlamına gelir.
I only had a very small piece of being with Muhammad, but it never left me'cause they were personal times and they were very special.
Ben Muhammed ile çok az zaman geçirdim. Ama bunu asla unutamam çünkü hayatımın en özel ve güzel zamanıydı.
It's just Mr. Chris says my diction is sloppy, and I don't have a lot of time left before the show tonight.
Çünkü Bay Chris diksiyonumun kaba saba olduğunu söyledi. Ve gösteriden önce pek de zamanım kalmadı.
I know things got heated with your family when Baatar and I left Zaofu, but don't you think it's time to forgive and forget?
Biliyorum Baatar ve ben Zaofu'yu terkettiğimizde ailenle aramız bozuldu, ama sen de tüm bunları unutmanın zamanı gelmedi mi?
I tried calling you on your cell, but you left it here.
- Cebini aradım ama burada bırakmışsın.
No, I still have some left, and I think I'm gonna be eating it later.
Hayır, hâlâ biraz var ve daha sonra yiyeceğim.
After you left, I ate cookie dough off the stomach of a 20-year-old, and then I vomited and all the girls laughed at me, and then it came out that they all think I'm fat and old.
Sen gittikten sonra, 20 yaşındaki birinin karnından kurabiye hamuru yedim ve sonra kustum. Bütün kızlar bana güldü ve sonra fark ettim ki benim şişman ve yaşlı olduğumu düşünüyorlarmış.
You know, I keep trying to figure it out... how do you live with the man who's lost two months of his life and left you at the altar?
Seni düğün günü mihrapta bırakıp 2 ay ortalarda olmayan bir adamla hala nasıl beraber olduğunu anlamaya çalışıyorum.
I mean, it's just like. They picked up right where they left off.
Bıraktıkları yerden yeniden başladılar demek istemiştim.
I'm talking about the fact that the minute I left classical music and pursued the music that I loved, you couldn't deal with it.
Sevdiğim müziğin peşinden gidip klasik müziği bıraktığım dönemdeki bir türlü kabul edemediğin gerçekten bahsediyorum.
I forgot them on the day of our first win, and it's worked ever since. Now scooch to the left.
İlk maçı kazandığımızda da unutmuştum ve o günden beri işe yarıyor.
Before she left for the night, I took a picture of her in her homecoming dress, standing in front of it.
Kızım geceye gitmeden önce arabanın önünde fotoğrafını çekmiştim.
I mean, the crowd loved it, and I made a friend named Wayne, but Julia left early.
Yani demek istediğim, kalabalık buna bayıldı, ve Wayne adında yeni bir arkadaş edindim, ama Julia erken gitti.
I left my purse down there, and Manny knows that I would never leave town without it.
Çantamı aşağıda bıraktım ve Manny onsuz asla şehirden ayrılmayacağımı bilir.
I haven't felt it since I left Fowlerton, since you left me.
Fowlerton'dan ayrııdığımdan beri böyle hissetmemiştim, beni terk ettiğinden beri.
I think it's abundantly clear that his left carotid artery was severed by a fence post.
- Bence, sol şahdamarının bir çit parçası tarafından yarılmış olması fazlasıyla açık.
When I left, I had given it to him!
Ayrıldığım zaman ona verdim!
And the more I think about it, who's to say he wasn't born left-handed, huh?
Ve belki de adam solak doğdu, kim bilir?
When he abruptly left to join Scream, I understood why Dave did it.
Scream'e katılmak için bizi aniden bıraktığında bunu neden yaptığını anlıyordum.
Halfway out the city everyone said, "God dee-nam-it! I left all the food on!"
Yani bir-iki günlük yiyeceğimiz vardı ama "Şehrin yarısı perişan halde" deyip, tüm yiyeceğimizi dağıttım.
I saw it with him when he left the house.
Evden çıktığında yanında görmüştüm.
I didn't see who left it.
Kimin bıraktığını görmedim.
Though it was Meryt who spoke these words, it was Leah I felt there beside me, and I knew that she had never truly left.
Bunları söyleyen Meryt olmasına rağmen Leyya yanımdaymış gibi hissettim ve biliyordum ki aslında hiç gitmemişti.
Well, I guess there's nothing left to do besides show that bitch your bank balance, make her realize she slept with an old guy for no reason, and call it quits.
Sanırım ona banka hesabını gösterip sebepsiz yere bir yaşlı adamla yattığını göstermekten başka yapacak bir şey... kalmadı.
You know, I think, um... a lot about what it would have been like if I hadn't left.
Biliyor musun, gitmemiş olsam her şey nasıl olurdu diye uzun uzun düşündüm.
It's many years since I left Atlantis.
- Atlantis'i terkedeli yıllar oldu.
You see, I get to see her come out of her room, and she has this glow when she sees those presents that Santa left for her, and I-I just think that Christmas is not gonna be the same without... without it, so, there you go.
Odasından çıkarken görürdüm ve Noel Baba'nın ona getirdiği hediyeleri görünce yüzü aydınlanırdı. Bunsuz Noel asla eskisi gibi olmaz diyorum. İşte hepsi bu.
I planted my phone before I left, then I used a missing phone app to find it.
Ayrılmadan önce telefonumu orada bıraktım, ve kayıp telefon yazılımını kullandım.
I saw Lance through his cancer treatment, but after all the years, the high, the lows, neither of us had anything left. I mean, it was all amicable. Do you know what he was doing in town?
Lance'in kanser tedavisi gördüğünü biliyordum ama onca yıldır yaşanan inişler ve çıkışlar bizden geriye bir şey bırakmamıştı.
I'd much rather spend whatever days I have left on this earth making rotten banana jokes with you. It's just my mom...
Şu hayatta ne kadar günüm kaldıysa seninle muz şakaları yaparak geçirmek isterim ama annem işte...
i left it at home 22
i left it in the car 21
i left 189
i left him 35
i left her 26
i left you 28
i left him a message 17
i left a message 44
i left messages 17
i left you a message 28
i left it in the car 21
i left 189
i left him 35
i left her 26
i left you 28
i left him a message 17
i left a message 44
i left messages 17
i left you a message 28
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287