I meant to say translate Turkish
565 parallel translation
I meant to say...
Ciddi diyorum...
Well, what I meant to say was I didn't expect to see either of you.
Kastettiğim, ikinizi de görmeyi beklemediğimdi.
I suppose that is what I meant to say.
Ben sanırım öyle demek istemiştim.
Lots of things I meant to say, should've said them last night.
Söylemeye niyetlendiğim bir çok şey, dün gece hepsini söylemem gerekirdi.
What I meant to say was, I belong aboard a boat but I'll do anything I can.
Söylemek istediğim şuydu, ben geminin içine aidim fakat elimden geleni yapacağım.
I meant to say a new monastery
Yeni manastır demek istemiştim.
Well, you see... What I meant to say was that because of this...
Söylemeye çalıştığım, bu yüzden...
I meant to say something, but it slipped my mind.
Söyleyecektim, ama laf karıştı.
I meant to say that Gråvik haunts in an unconventional manner.
Gråvik'in ruhunun alışılmadık şekilde geldiğini söylemek istemiştim.
Yes, of course, but what I meant to say was... there were no other footprints.
Evet ama asıl söylemek istediğim başka ayak izi olmadığıydı.
What I meant to say is, rest easy here till I come back.
Size söylemek istediğim ben gelene kadar burada kalıp dinlenin.
What I meant to say... was that if you really tried... you might perhaps go a bit further back than the field you were telling me about...
Demek istediğim... bir deneseniz bana anlattığınız araziden belki biraz geriye gidebilirdiniz...
No, I meant to say two flame throwers.
Hayır, demek istediğim iki alev püskürtme silahı.
No, well, what I meant to say, Professor Kelp, was that... I have to go to football practice.
Yok, demek istediğim şu ki Profesör Kelp futbol antremanına gitmek zorundayım.
No, what I meant to say was :
Yok, demek istediğim su :
I meant to say that it should be hauled away as garbage.
Aslında çöp olarak hurdaya çekilip çıkartılması gerekir demek istedim.
That is n Piedras Negras... I meant to say.
Piedras Negras'da, demek istedim.
- I meant to say that my wife's Granuda's daughter.
- Olamaz.
I meant to say that it's my fault because she called me yesterday evening.
Dün akşam beni aradığı için benim hatam demek istedim.
I meant to say he's in the operating theater.
Yani ameliyathanede demek istedim.
What I meant to say... was that I drove out to Parker Motors... but when I got there, Parker's car was gone.
Evet, efendim. Komiser, Kolumbo, eminim sürücü belgeniz vardır.
I meant to say I'm sorry about your partner.
Ortağınız için çok üzüldüm.
What I meant to say is
Demek istediğim...
I began a letter to Schoenbein and could not remember what I meant to say.
Schoenbein'a bir mektup yazmaya başlamıştım lakin ne yazacağımı hatırlayamadım.
I meant to say the chicken.
Tavuğu kast etmişimdir.
What I meant to say was... it might very well be a poltergeist intrusion... instead of a classic haunting.
Klasik bir perili ev vakasındansa bir hortlak baskını söz konusu olabilir... demek istiyorum.
I meant to say cheerio.
"Hoşçakal," demek istemiştim yani...
This whole conversation is probably not what I meant to say.
Sana söylemek istediklerim bunlar değildi aslında.
What I meant to say was...
Demek istediğim...
What I now want to say to you my son... is meant for you when you are a grown man... the now mighty invaders... will now have been thrown off our land for quite some time.
Oğlum şimdi sana söylemek istediğim şey... ancak büyüdüğünde sana anlamlı gelecek... Şimdinin güçlü işgalcisi... belli bir zaman sonra ülkemizden atılmış olacak.
But I didn't say he meant nothing to me.
Bana bir şey ifade etmediğini söylemedim.
I only meant to say,
Sadece şunu demek istedim...
I just took the long way to say that when I said that was a beautiful dress and you look wonderful in it I sincerely meant it.
Ben sadece size, elbisenizin ne kadar güzel olduğunu ve içinde ne kadar hoş olduğunuzu söylemenin uzun yolunu seçtim. İçtenlikle söylüyorum bunu.
Say, I meant to ask you... What did the old lady say when I told you this was my last fight?
Sormayı unuttum, bunun son dövüşüm olduğunu duyduğunda annem ne dedi?
Uh, before we say good-bye... - I'd like to tell you that your friendship has meant a great deal to me... and our evenings together, they've been wonderful.
Vedalaşmadan önce arkadaşlığının benim için çok şey ifade ettiğini ve birlikte geçirdiğimiz akşamların harika olduğunu söylemek istiyorum.
I didn't mean to say that. I meant to be nice and say, "What a convenient location," and such.
Kibarca ne kadar münasip bir semt olduğunu söylemek istemiştim.
I meant to ask you, during my daughter's... While she's been unconscious, did she say anything?
Sormak istediğim kızım bilinci kapalıyken her hangi bir şey söyledi mi?
But I imagine what you really meant to say was "money and woman."
Ama ben "para ve bu kadın" demek istediğini düşünmeyi tercih ederim.
And she couldn't come right out and say "Don't go to the Point", but I knew what she meant.
Bana tam olarak gelip "West Point'e gitme." diyemezdi ama ben anlamıştım.
I didn't say she meant that Millicent is going to her doom.
Millicent'in felakete gimeyi amaçladığını söylemedim.
... when the late Mr. Welenmelon and I were married, we wanted to have a lot of children, that is, a large family, is what I really meant to say.
Bay Welenmelon ile evlendiğimizde çok çocuk yapmak istedik. Yani büyük bir ailemiz olsun istiyorduk.
Well I don't know whether that sign was meant to be a... a signal for applause or to hiss me... but, I hereby publicly empower the examining magistrate to address his entire intentions out loud.
Bu işaret ne anlama geliyor? "Alkışlayın" mı "Islıklayın" mı? Sayın Yargıca izin veriyorum.
I only meant to say that in time, we'll be able...
Duyarsa ölür.
I always say the law was meant to be interpreted in a lenient manner.
Her zaman kanunların esnek olarak yorumlanması gerektiğini savunurum.
I meant to say as I was coming here...
Söylemek isterim ki, buraya gelirken...
I meant to say...
Yani ben...
I really meant to say 30 per cent.
Aslında yüzde 30 demek istemiştim.
I only meant to say, why are you here at this time of day?
Bu saatte buraya neden geldiniz demek istemiştim?
What I meant to say is
Benim...
She will never know what I really meant to say.
Gerçekte ne demek istediğimi asla bilmeyecek.
No, I meant what does one say to your boss?
Hayır, patronunuza ne söylemeliyiz, onu soruyorum.
i meant every word 19
i meant no harm 22
i meant 546
i meant it 146
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant no disrespect 29
i meant to tell you 58
i meant to call you 19
i meant you 39
i meant no harm 22
i meant 546
i meant it 146
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant no disrespect 29
i meant to tell you 58
i meant to call you 19
i meant you 39
i meant to call 19
i meant to ask you 25
i meant to ask 21
i meant me 26
i meant that 30
i meant to 53
i meant no offense 16
to say the least 206
to say good 30
to say goodbye 37
i meant to ask you 25
i meant to ask 21
i meant me 26
i meant that 30
i meant to 53
i meant no offense 16
to say the least 206
to say good 30
to say goodbye 37
to say 74
to say what 25
i mean 97485
i mean it 1883
i mean everything 35
i mean you no harm 50
i mean no disrespect 26
i mean no harm 17
i mean really 45
i mean yes 37
to say what 25
i mean 97485
i mean it 1883
i mean everything 35
i mean you no harm 50
i mean no disrespect 26
i mean no harm 17
i mean really 45
i mean yes 37