English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I shot her

I shot her translate Turkish

831 parallel translation
I went down to ask her where he was, and she wouldn't tell me, so I shot her.
Babamın yerini sormak için ona gittim, ama söylemedi. Ben de onu vurdum.
I shot her!
Vurdum onu.
I shot her.
Karımı vurdum.
Well, no, they shot her before I could get around to hiring her. Oh.
Bir sene önce, bu düş, bu melek gökten iniverdi.
She said it very loud, like a shriek, and then they shot and she fell, and I wanted to got to her, but we were all tied by the wrists in a long line of girls and women.
Çok hızlı söyledi bu sözleri, daha çok haykırdı meydanda, sonra onu da vurdular. Yere düştüğünde yanına gitmek istedim, fakat bütün kadınları ve kızları bileklerinden birbirine bağlamışlardı.
Me. I tell you now, whoever shot Larry Kinkaid ain't coming back here for you to... fuddle with your lawyers'tricks for six months and then be let off because Davies or some other whining old woman claim he ain't bad at heart.
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Got to get 10 with every shot before I'm satisfied.
Hayır. Beni memnun etmek için her atışta on adam vurmalısınız.
When you saw Lambert on the street, you made him the personification... of every handout, every word of advice, and in a rage you shot him.
Lambert'i caddede gördüğünde, onun her sadakasını, her öğüdünü kişileştirdin ve öfke içinde onu vurdun.
I followed him and shot him with her gun.
Adamı takip ettim ve kızın silahıyla vurdum.
- Who? All I know is, some big shot's running interference for her.
Bütün bildiğim, önemli birinin kadını kolladığı.
The man who had shot Officer Rowlins was not among them.
Memur Rowlins'i vuran her kimse onlardan biri değildi.
Every time I miss a shot.
Her ıskaladığımda.
She told Vern her brooch came from his girl that I shot in a hold-up.
Vern broşun geldiği yeri söylemiş soygunda vurduğum bir kızdan.
So when I came tearing over here to help, he was getting pretty bad so she shot him, as any decent woman would do.
Yardım çağırısı duyup geldiğimde, karının üzerine çok geliyordu o yüzden de her namuslu kadının yapacağı gibi, onu vurdu.
If I were younger and had an offer like that, I wouldn't mind getting shot.
Geçken bana da böyle bakacak biri olsaydı, her gün yatar uyurdum.
They wouldn't care about Nini if I'd shot myself over her.
Prensi vurmuş olduğunu düşünmeselerdi kimse Nini'yi umursamazdı.
I'd say anything they'd want me to say, just for a shot.
Bir kullanımlık için, söyletmek istedikleri her şeyi söylerim.
I just gave her a shot.
Ona sakinleştiriciyi daha yeni yaptım.
- I would've give her a shot.
- Bıraksaydın da dersini verseydim.
Here. I think we ought to use her in the shot.
Fotoğrafta onu da kullanalım.
I didn't sleep for a week after each one and then I never forgot how they looked when I shot them.
Her birinden sonra bir hafta uyumadım ve sonra onları vurduktan sonra nasıl göründüklerini hiç unutmadım.
I gave her a shot to relax her.
Rahatlaması için iğne yaptım.
It isn't as though I'd shot her or taken a knife and stabbed her, is it?
Onu vurmakla veya bıçaklamakla aynı kefede değil, öyle değil mi?
They said I shot Mrs. Bull with an air gun, but they are lying as usual. Shilling.
Bayan Bull'u havalı tüfekle vurduğumu söylüyorlar ama her zamanki gibi yalan.
Only if I'd married a rich woman I wouldn't have shot her.
Sadece zengin biriyle evlenseydim, onu vurmazdım.
I'm the best shot in the county, and I think I could outride you at any time.
Ben çok iyi nişancıyımdır, binicilikte de sizi her zaman geçerim.
One shot from you, I'll kill her.
Sizden bir atış olursa, onu öldürürüm.
She was always near him and when I left the club she twisted him around her little finger and made him... shot himself.
Szymaniak'a her zaman yakın oldu ve kulüpten ayrıldığımda.. ... onu parmağında oynattı ve kendini vurmasına sebep oldu.
I almost shot her.
Az kalsın onu vuruyordum.
thus named because it sat for two months being shot at by the English who didn't know who was in it. I escaped on August 25, 1944.
Almanlara her mahkûmu eli kolu bağlı verecek kadar alçalan Avrupa'daki tek kurum.
"I made them for her before they shot her to death."
İsminin Bayan Jean Michelin olduğuna inanıyorum.
I'd have shot her, but she's got the best lookin'legs I ever seen.
Onu vururdum ama gördüğüm en güzel bacaklara sahip.
I shot you for 467 days.
467 gün seni her gün kurşunladım..
You mean I own everything if I do all the getting shot at.
Tüm kurşunları ben yersem her şeye sahip olacağımı söylüyorsun.
The reason I walk this way, ma'am, both my toes next to the big ones... shot off by the original Bad Bob.
Bu şekilde yürümemin nedeni, her iki parmağımın gerçek Bad Bob tarafından vurulmuş olmasıdır.
I swear, whoever shot this man never left the building.
Yemin ederim, bu adamı her kim vurduysa binadan hiç ayrılmadı.
I didn't want to mention it in front of her, but I shot a guy the other day.
Onun önünde söylemek istemedim ama geçen gün, bir adam öldürdüm.
" With each attack of suffocation I had to give him a shot of naphtha,
Her boğulma nöbetinde, ona bir doz neft vermek zorunda kaldım.
She's gone for the Rangers. I shot at her, I'm sure I hit her.
Komandolara haber vermeye gidiyor, ona ateş ettim.
When I was very little, every evening before supper my father would pour a shot glass full of whiskey, mumble a prayer :
Ben küçükken, yemekten önce her akşam babam bir shot bardağı dolusu viski koyar, bir dua geveler -
I want you morons to find her... and as for that garbage man, I want him shot on sight.
Siz moronlardan onu derhal bulmanızı istiyorum... ve o çöpçü adama gelince, görür görmez vurun onu.
I suppose if we had guns like gangs do nowadays I'd have shot every cop on sight.
Şimdiki çeteler gibi silahlarımız olsaydı önüme çıkan her polisi öldürürdüm.
I mean, he's already shot down more girls than he's ever gonna shoot down Jerries :
Her zaman olduğundan çok daha fazla kızı düşürüyor halen.
That's good, the shot I gave her would've jeopardized a baby.
Yoksa ona verdiğim ilaç bebeği tehlikeye atardı.
Tonight after I shot him, where did they take her?
Ağabeyine ateş ettiğimden sonra bu gece kızkardeşini nereye götürdüler?
I hate to do this, but if you don't keep quiet, this whole thing's going to be shot.
Bunu yapmak istemem ama sessiz olmazsan her şey biter.
If you know what's good for you, you better get on that phone and tell Mr. Big-shot Farmer that I said he'd better let me on that stage or I'll crucify him in 150 newspapers every day for the rest of his useless life.
Hakkında hayırlı olmasını istiyorsan hemen şu telefonu al ve Sayın Farmer Haşmetlerine de ki, bıraksın şu stüdyoya gireyim, yoksa kalan o beş paralık ömrünün her günü, 150 gazetede ona demediğimi bırakmam!
Tell her I've been shot.
Ona vurulduğumu söyleyin.
I am able to catch any ball shot from outside of the penalty area!
Penaltı noktasının dışında, hangi topla çekilirse çekilsin her şutu kurtarabilirim.
Then, when I got shot everything went black.
Tam o sırada vuruldum zaten, ve her yer karardı.
I called her and she shot me down.
Yanılıyormuşsun. Az önce aradım ve beni geri çevirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]