I went over there translate Turkish
293 parallel translation
Say I went over there to that man now.
Şimdi o adamın yanına gideceğimi söyle.
I went over there today looking for you.
Bugün sana bakmaya oraya gittim.
I went over there, all right.
Oraya gittim.
I saw a strange woman when I went over there
Oraya gittiğimde tuhaf bir kadın gördüm.
They just finished when I went over there.
Ben oraya gittiğimde onlar yeni bitirmişti.
in front of your house, and I went over there this morning to take a look at it, and- -
- ve bu sabah bir göz atmak için, oraya gittim...
- Yeah. - I went over there for a purpose, man.
Oraya gitmemin bir amacı vardı, dostum.
That's what I went over there to fight for.
İşte ben bu yüzden savaştım.
In fact, she sent me for a job and I went over there and I got it.
Aslında beni bir iş görüşmesine yolladı, gittim ve işe girdim.
I had a date with him today, I went over there and rang the bell, but he wasn't there,
Seni tekrar görmek ne hoş Franz. Gerçekten. Ne oldu?
I went over there... and rang the bell, but he wasn't there.
Oraya gittim zili çaldım yerinde yoktu.
So, I went over there.
Ben de oraya gittim.
The toilet stinks so I went over there instead, you know. Help! Help!
Tuvalet kokuyor, oraya gitmedim onun için imdat imdat
I went over there and I looked in a window round the back.
Oraya gittim ve arka pencereden içeriye baktım.
At 11, this Thursday, I went over there... I found his corpse
Bu perşembe saat 11'de aşağıda cesedi buldum.
And I went over there to take a look.
Ne olduğuna bakmak için oraya yürüdüm.
I went over there to talk to her so that she be comin'back to you... but I know she still be goin'back there sometimes... for her clothes and stuff she be keepin'over there...
Gidip onunla konuştum, tekrar sana geri dönsün diye ama orada bıraktığı giysi ve eşyaları için halen ara sıra oraya gittiğini biliyorum- -
I suppose now everyone thinks I went over there to destroy the evidence.
Sanırım herkes, benim oraya giderek, kanıtları yok etmeye çalıştığımı zannedecek.
Sorry, I went over there.
Affedersin, şuraya gitmiştim.
I didn't want you blaming me for screwing up the rest of your life, so I went over there to get your guys back together!
Hayatının geri kalanını berbat ederken beni suçlamanı istemedim. Sizin tekrar birleşmeniz için gittim.
I felt guilty so I went over there, and there were these....
- Bu sizin suçunuz değil. Kendimi suçlu hissettim ve oraya gittim.
I went over there, I gave him compassion, told him how I felt- - made it worse.
Oraya gittim, ona şefkat gösterdim. Kendimi nasıl hissettiğimi anlattım.
When I went over there, the only thing in the fridge... olives.
Oraya gittiğimde, buzdolabındaki tek şey, zeytinlerdi.
I went over there to make sure he really knew that we were broken up.
Gerçekten ayrıldığımızı söylemek için gitmiştim.
I went over there.
Tanrım.
I went right over there, I told him what you said, but he don't want to go.
Oraya gittim. Söylediklerini ona ilettim.
I drank a shot at that stall over there then went down a side street into another bar.
Oradaki barda bir duble içtim ve sonra caddenin karşısındaki başka bir bara gittim.
I used to wonder over there what kind of people went to those things
Orada hep merak ederdim, bu tür şeylere ne tür insanlar katılır diye.
Well, then I went over to the car, and there were flames, like, all over ( STAMMERING ) the top of the...
Sonra arabaya doğru koştum,... her yerde alevler vardı Üstü... çok özür dilerim...
You know, when I went to Ladakh in western Tibet and stayed on a farm for a month... well, there, you know, when people come over in the evening for tea, nobody says anything.
Batı Tibet, Ladakh'a gitmiştim ve orada bir çiftlikte bir ay kadar kalmıştım akşam saatlerinde insanlar çay içmeye gelirlerdi ve kimse konuşmazdı.
- I just went over there to look around.
Etrafa bakınmak için gitmiştim.
So I went over to the dorm to pick her up, only she wasn't there.
Yatakhaneye onu almaya gittim ama orada yoktu.
And still, I couldn't believe what had happened over there on the other side of the gate, where the people went in, disappeared, or everything got quiet.
Ama, insanların içeri girdiği ve ortadan kaybolduğu o kapının diğer tarafında neler olup bittiğine hâlâ inanamıyordum. Ve her şey tekrar sessiz bir hal aldı.
I'm telling you, it went down right over there.
Sana diyeceğim o ki buraya yakına bir yere düştü.
So shaking all over, I went to the construction site of a building... going up on 2nd Avenue and signed a lease... on a two and a half bed-sitter apartment... that isn't even there yet.
Caddede yükselen bir inşaata gidip... henüz ortada olmayan... iki buçuk odalı bir daire için... sözleşme imzaladım.
Jack came over because there was some mix-up with a tape and I went down to my car to get the right tape and...
Jack kasetlerdeki bir karışıklık yüzünden gelmişti. ve ben de arabama doğru kaseti almaya gitmiştim...
WHEN I WENT OUT, THERE IT WAS, HOVERIN'UP IN THE SKY OVER ECHOING HEIGHTS LIKE TO SCARE ME TO A HORRIFYIN'DEATH.
Havada öylece yankılanıyordu, tıpkı ölümün sesi gibi beni korkuttu.
So I went over to the bushes and there she was... - lying there, rotting away.
Bende çalılıkların oraya doğru gittim ve onu orada uzanmış şekilde buldum.
And maybe I went dinky dau over there.
Belki orada aklımı da kacırdım.
I just went over there and disarmed them.
Oraya gittim ve hepsini silahsızlandırdım.
I went over to Todd's, and he had two friends there.
Todd'un evine gittim, iki arkadaşı daha vardı.
We went over budget on some of the items but I don't think there's gonna be a problem.
Bütçenin biraz üzerine çıkmışız ama sorun çıkacağını zannetmiyorum.
I wonder what would happen if you went over there and ordered him to stand on his head.
Oraya gidip kafasının üzerinde durmasını emretsen ne olur acaba.
- So I went to the hospital... to go over Agent Mulder's medical charts and blood work, and there are traces of the same drug in his system.
- Ajan Mulder'ın muayene ve kan tahlili sonuçlarını almak için hastaneye gittim. - Yani? Aynı ilaca onun kanında da rastlandı.
I wish I could've seen those two boys in action, before Miss Thing over there, went Nancy Drew on us.
Keşke o iki çocuğu iş üstünde görseydim... şu kadın gelip burnunu sokmadan önce.
I had dinner over there one night, and I excused myself. I was very crafty. I went upstairs, and I checked out the place.
Bir gece akşam yemeği için oradayken bir bahane uydurup üst kata çıktım ve keşif yaptım.
I went over to him and asked him how much he thought there was.
Yanına giderek ona orada kaç kilo olduğunu sordum.
" I tried, I went over to the red barn, nobody was there.
Denedim, eski çiftliğe gittim, kimse yoktu.
Bernie's glasses went over there and I was over here and Joe was chucked upside down. This was one time where people went,
Bernie'nin gözlükleri bir tarafa uçtu ve ben bir tarafa düştüm ve Joe yuvarlandı.
I gotta say, I'm actually kind of glad we went over there tonight.
Söylemem lazım, aslında bu gece oraya gittiğimiz için memnunum.
I've been here all weekend and early this morning went over every X-File in the cabinet there.
Bütün hafta sonunu ve bu sabahı Gizli Dosyalar dolabındakileri inceleyerek geçirdim.
i went shopping 18
i went 167
i went for a walk 44
i went home 97
i went too far 34
i went inside 19
i went to 26
i went to the bathroom 21
i went there 77
i went to college 32
i went 167
i went for a walk 44
i went home 97
i went too far 34
i went inside 19
i went to 26
i went to the bathroom 21
i went there 77
i went to college 32