I went too far translate Turkish
193 parallel translation
I went too far.
Çok açık sözlü oldum.
I'm sorry. I went too far.
Yine aşırıya kaçtım galiba.
I went too far.
Çok ileri gittim.
It was only a joke, but I went too far.
Sadece şakaydı, ama çok ileri gittim.
Maybe I went too far, but he has to understand the conditions back here.
Belki haddimi çok aştım ama gerideki adamların halini görmek zorunda.
If I went too far earlier on I'd like to apologize.
Biraz ileri gittim. Özür dilemek istiyorum.
I went too far.
Fazla ileri gittim.
And I'm sorry if I went too far, but I did need this ride.
Garip davrandıysam üzgünüm ama biri beni götürmek zorundaydı.
You think I went too far?
Sence fazla mı ileri gittim?
yes that's what they told me when I went too far in the violence. I hate violence, but we need it.
Şiddetten nefret ederim, fakat ona ihtiyaç duyarız evet, şiddetin ötesine gittiğimde bu onların bana söylediği şeydi.
I went too far with him. I know it.
Biraz fazla ileri gittim biliyorum.
Dr. Long thought I went too far.
Dr. Long çok ileri gittiğimi düşündü.
I'm sorry, I went too far.
Üzgünüm, çok ileri gittim.
But this one time, I, um... I went too far.
Ama bir seferinde, şey... çok ileri gittim.
I think I went too far this time.
Galiba bu sefer biraz ileri gittim.
All right, maybe I went too far, but you know something?
Pekâlâ, belki çok ileri gittim, ama şunu biliyor musun?
I went too far railing on Feuillade.
Feuillade hakkında biraz ileri gittim galiba.
I went too far. I overseasoned it.
Çok ileri gittim. Fazla baharat koydum.
- If I went too far, I'm sorry.
- İleri gittiysem özür dilerim.
- I went too far too soon.
- Hemencecik dalıverdim.
- Come on, kids. I went too far.
Çok ileri gittim.
I went too far, didn't I?
Biraz uzattım, değil mi?
Tyler h-h-hadn't put Zachary to bed because he he was crying, and I wanted to hush him up and, and I just, I went too far.
Eve geldim. Tyler, Zachary'yi yatırmamıştı. Çünkü durmadan ağlıyordu.
I guess I went too far, right?
Sanırım fazla ileri gittim, öyle mi?
Okay, maybe I went too far.
Belki fazla ileri gittim.
I went too far with you.
Sana karşı haddimi aştım.
Well, personally, I think she went a bit too far.
Şahsen ben, biraz ileri gittiğini düşünüyorum.
Well, today, I went into Milford, as usual, to do my shopping... with the special intention of buying a far too expensive present for Fred's birthday.
Bugün, her zamanki gibi alışveriş için Milford'a gittim. Fred'e doğum günü için çok pahalı bir hediye alacaktım.
I went out too far, fish.
Çok ileri gittim, balık.
I am sorry I went out too far.
Üzgünüm, çok ileri gittim.
I just went out too far.
Sadece kendimi kaybedip çok ileri gittim.
I think you went too far.
Sanırım haddini çok aştın.
I'm afraid I went a bit too far.
Korkarım ki fazla ileriye gittim.
I think I went too far.
- Fazla ileri gittim galiba.
I think we went too far this time, Bubba.
Sanırım bu sefer çok ileri gittik, Bubba.
Well, maybe I went a little too far.
Belki biraz fazla ileri gittim.
I mean, don't you think you went a bit too far?
Sence de biraz fazla ileri gitmedi mi?
I think you went a little too far in allowing Lestrade all the credit.
Bütün başarıyı Lestrade'e bırakarak biraz fazla ileri gittin, Holmes.
And then far away I heard a scream and everybody running,... and so I went, too.
Sonra uzaktan gelirmiş gibi bir çığlık ve koşuşturmalar duydum,... ve ben de o yöne gittim.
I think you went a little too far this time.
Bence bu sefer biraz fazla ileri gitmişsin.
Though I do admit maybe I went a bit too far.
Ama fazla ileri gittiğimi kabul ediyorum.
"As far as my dad went, it was better there too" I got to Jersey to see him and my sisters about once a week
Babamla ilişkilerim düzeliyor gibi, ve haftada bir kızkardeşlerimi ziyaret ediyorum.
She's went to bed'cause she was drinking far too much... on which, I need another sherry.
Yatmaya gitti çünkü Çok fazla içiyordu... O yüzden, Başka bir şaraba ihtiyacım var.
It's true that at a certain point, I possibly went too far, but it should be allright.
Bu doğru ama, bir noktada, fazla | ileri gitmiş olabilirim. ama öyle yapıIması gerekiyordu.
I wanted to thank you for stopping things before they went too far.
Daha fazla ileri gitmeden durdurduğun için sana teşekkür etmek istedim.
What are you going to do? Guess I went a little too far this time, Earl.
Bu sefer biraz fazla ileri gittim galiba, Earl.
I guess he wanted to get something from her but just went a little too far.
Sanırım ondan bir parçayı hatıra almak istedi ama biraz ileri gitmiş olmalı.
I went a little too far.
Biraz fazla ileri gittim.
They went too far, but I can't believe it's deliberate.
Çok ileri gittiler ama bunu kasten yaptıklarına inanmıyorum.
I believe in the military, but he went too far.
- Ben de öyleydim.
Listen, I really feel bad about what I said, to your friend, I know he's Jewish, and I went way too far with that whole oven thing,
Dinle, arkadaşına söylediğim şey için gerçekten... üzgünüm. Yahudi olduğunu biliyordum... ve ocak esprisiyle çok ileri gittiğimin farkındayım.
i went shopping 18
i went 167
i went for a walk 44
i went home 97
i went inside 19
i went to the bathroom 21
i went to college 32
i went to 26
i went over there 16
i went there 77
i went 167
i went for a walk 44
i went home 97
i went inside 19
i went to the bathroom 21
i went to college 32
i went to 26
i went over there 16
i went there 77