English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / In my heart

In my heart translate Turkish

4,397 parallel translation
You're always in my heart.
Daima kalbimdesin.
♫ The entire world knows what's in my heart. ♪
"Tüm dünya kalbimde ne olduğunu biliyor."
I know in my heart that he killed Derek.
Tüm kalbimle biliyorum ki o Derek'i öldürdü.
Just you... you dwell in my heart.
Sadece sensin kalbimde yaşayan.
You're in my heart forever, you know?
Sonsuza kadar kalbimdesin.
Your words are like tiny little daggers in my heart!
Sözlerin küçük bıçaklar gibi kalbime saplanıyor!
And I knew in my heart there was nothing bad about this boy.
Ve biliyordum ki, kalbimde bu çocuk hakkında kötü tek bir şey bile yoktu.
♪ Forever you'll stay in my heart ♪ ♪ Ooh... ooh... ♪
♪ Forever you'll stay in my heart ♪ ♪ Ooh... ooh... ♪
♪ Forever you'll stay in my heart ♪
♪ Forever you'll stay in my heart ♪
At that moment I swear in my heart.
O anda içimden yemin ettim.
The light in my heart went out
Sönüverdi yüreğimdeki ışık
I discovered that the love in my heart was being saved for you.
Kalbimde keşfettiğim sevgi senin içinde saklı.
♪ I guess there's no more sunshine in my heart... ♪
# Sanırım artık kalbimde gün ışığına yer kalmadı #
I knew those Saints had no food left... so I asked for a desire that had been planted in my heart.
Rahiplerin erzaklarının tükendiğini biliyordum ve kalbimde yeşeren büyük bir arzu ile dua ettim.
More than I can hold in my heart.
Kalbime bile sığmayacak kadar.
There's a rage in my heart too.
Benim içimde de öfke var.
Father, you dwell in my heart, my mind, my soul.
Babacığım. Sen benim, kalbimde, beynimde canımda yaşıyorsun.
"Take a peak in my heart."
Oh, hadi kalbimin doruk noktasına çık.
Then I will be able to feel clearly in my heart how you treasure me.
O zaman bana ne kadar değer verdiğinizi açıkça hissedebileceğim.
Steadily in my heart
# Kalbime kuruluyor sağlamca #
My love for her is seared in my heart, and carved onto my body.
Biz aşkımızı hem kalbimize kazırız hem vücudumuza kazırız.
Everything I feel in my heart is for you, Ceren.
Yani ben... Kalbimden çıkan bütün duygular Ceren diye çıkıyor dışarı ya.
"But... my sweet-innocent mom dwells in my heart."
Ama benim tatlı-masum annem kalbimde yaşıyor...
"But... my sweet-innocent mom dwells in my heart."
Ama benim tatlı-masum annem kalbimde yaşıyor.
I... I take his heart in my hand.
Kalbini avucumun içine alıyorum.
I let my heart get in the way of my professionalism.
Duygularımın işime engel olmasına izin verdim.
"I only wanted to save you, " But have i killed my own heart in the process? "
Sadece seni kurtarmak istedim ama bu süreçte kendi kalbimi öldürdüm mü? "
Even though only one in a million, as my dubious therapist said, succeed in mentally, bodily and in her heart ridding herself of her sexuality, this is now my goal.
Şüpheci terapistimin sadece milyonda bir demesine rağmen mental olarak beden olarak ve kalp olarak kendimi cinsellikten kurtarmaya karar verdim.
Well, my heart was in my mouth, as you can imagine.
Tahmin edebileceğiniz gibi kalbim ağzıma geldi.
♪ If my heart was torn in two ♪
♪ Eğer kalbim ikiye parçalanmış olsaydı ♪
My heart pounds in my breast
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi.
He doesn't seem to have any fight left in him, and that's what breaks my heart.
- O mücadele edecekmiş gibi görünmüyor, ve bu kalbimi kırıyor.
My heart's not in it.
Hiç havamda değilim.
I realized that I haven't been selling any houses because my heart's not in it.
Şu sıralar hiç ev satamadığımın farkına vardım çünkü işimi sevmiyorum.
You're both going. Tom, my heart is not in my under-boob.
Tom, kalbim mememin altında değil.
I didn't want to write, but my Corporal said there'd be a Molly-sized hole in your heart if I was killed.
onbaşım bana bunun için emi rverdi..
I had met operators before in my research on Blackwater but no one as close to the heart of JSOC's covert operations.
Blackwater hakkındaki araştırmalarımda operasyonda yer alanlarla görüştüğüm oldu. Fakat MÖHK'nın içinden birisiyle hiç görüşmemiştim.
In my room, breaking my heart, you jerk.
- Odamda. Kalbimi kırıyorsun, pislik.
The remains of heart's flame, cooled by the bringer of rain, who brought death to my city and tore me from the life I knew. Smothered by Crassus, who cast me off in chains for the pleasure of a savage.
Yüreğimin alevlerini, şehrime ölüm getirip hayatımı çalan Yağmur Getiren ve vahşi bir adamın zevkleri için beni zincire vuran Crassus söndürdü.
She said my father has a small heart, but he has the biggest heart in the world.
Babama, onun küçük bir kalbi olduğunu söyledi ama dünyanın en büyük kalbi babamdadır.
But he's inflicted a wound on my heart.
Ama asıl yara benim kalbimde.
"l lost my heart in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim. Ben kalbimi senin yoluna serdim. Ben kalbimi senin yoluna serdim.
"l lost my heart in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim... Ben kalbimi senin yoluna serdim. Ben kalbimi senin yoluna serdim.
"l lost my heart in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim. Ben kalbimi senin yoluna serdim.
"I lost my heart, darling, in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim, canım.
"I lost my heart, beauty, in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim, güzelim.
"l lost my heart in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim... Ben kalbimi senin yoluna serdim.
"I lost my heart, darling, in your lane."
Ben kalbimi senin yoluna serdim, canım... Ben kalbimi senin yoluna serdim, canım.
It's in my heart.
Kalbimde.
Aw, look, she made a little heart in my steamed milk.
Ohh, şuna bak, kız sütün kremasına benim için küçük bir kalp yapmış.
♪ My body's in the car ♪ My heart is getting gas ♪ You tell me that you love me
â ™ ª Bedenim arabada â ™ ª â ™ ª Kalbim benzin alıyor â ™ ª â ™ ª Beni sevdiğini söylüyorsun â ™ ª â ™ ª Sonra bir kibrit yakıyorsun â ™ ª â ™ ª Deliliğinde yanarken â ™ ª

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]