In my view translate Turkish
300 parallel translation
In my view, it's all very irregular.
Bana kalırsa bu yanlış olur.
No finer year, in my view.
Daha iyi bir yıl olmadı, bence.
I'm assuming, of course, a dead body like this will attract a certain amount of attention, quite unjustifiably, in my view.
Böyle bir cesedin bir hayli ilgi toplayacağından eminim. Bana göre gereksiz şekilde.
In my view, a splendid example of reciprocity.
Kanımca, karşılıklılığın müthiş bir örneği.
In my view and be seen.
- Herşeyden eminim.
The bodies will remain in my view for the next twenty-four hours And will then be cremated.
Cesetler oldukları yerde 24 saat gözetimim altında kalacak ve sonra yakılacaklar.
The plot described above constitutes, in my view the most dangerous single conception that the terrorists could possibly have devised to endanger the life of President De Gaulle.
Yukarıda sözü edilen komplo, benim fikrimce... Cumhurbaşkanı De Gaulle'ün hayatını tehlikeye atmak için... teröristlerin tasarlamış olduğu... en tehlikeli plandır.
In a sense, the people I fought with in the war were, in my view, all heroes, in the sense that they were... tremendous believers in what we were trying to do.
Bir bakıma benim gözümde, harpte birlikte savaştığım kişilerin hepsi kahramandı. Yapmaya çalıştıkları şey bakımından muazzam inançlı kimselerdi.
In my view, your mother might have some bourgeois prejudices.
Annenin bir çeşit burjuva önyargısına sahip olduğunu düşünüyorum.
In my view, everything hinges on the last one.
Bence her şey sonuncuya bağlı.
Cliffjumper, what are you doing? I've got Megatron dead center in my view finder.
Autobotlar bizi bu gezegene getirerek kendi sonlarını hazırladılar.
Well, sir, in view of your reputation on this side of the water... I had an idea that my body in its present condition... might be very interesting to you.
Bu bölgedeki ününüzü dikkat alınca vücudumun şu anki durumu ilginizi çekebilir diye düşündüm.
I've just dined in state, at my sitting - room window. From which there is a devine view of the lake, shimmering in moonlight.
Biraz önce oturma odamın ayışığında parlayan, ilahi görünümlü manzarası eşliğinde akşam yemeğimi yedim.
Your Excelency : In view of unfavourable criticism of my conduct in the performance of my duties as Warden of Sing Sing Prison,
Yüksek Katınıza, Sing Sing hapishanesinin müdürü olarak görevlerimi yerine getirirken yaptığım icraatlara yönelik olumsuz eleştiriler karşısında istifamı sunuyorum.
My boy, the disciplinary committee has agreed... under pressure from your soft-hearted teacher... Such magnanimity, Mr Viot... out of consideration for your family and concern for you and in view of the celebration of our Commemoration Day tomorrow to excuse your behaviour
Evladım, yüce gönüllü, yumuşak kalpli öğretmenin Bay Viot'un baskıları sonucu disiplin komitesi ailene duyduğu saygı ve sana duyduğu şefkat nedeniyle ve ayrıca yarın ki Anma Günü kutlamalarını da göz önüne alarak davranışını bağışlamaya razı oldu.
In view of what you've just told me, I'll risk examining my patient.
Bana şimdi söylediklerinizin ışığında, hastamı kontrol etmeyi riske atacağım.
And from my point of view, it's very refreshing... to fiind someone like yourself who's not entirely in tune, shall we say, with Manderley.
Ve benim fikrimce, sizin gibi birini bulması çok hayat verici bir şey, yani Manderley'e tamamen uyum sağlamamış birini, demek istiyorum.
- You should have seen the view from my room in London.
- Londra'daki odamdaki manzarayı görecektin.
In view of the fact that this family refuses to let me in on their little intrigues I'll handle the telephone in my own way.
Bu ailenin, beni gizli entrikalarına dahil etmediğini gördüğüme göre telefon meselesini kendi yöntemimle halledeceğim.
And in view of my failure... Correction... comparative failure...
Ve başarısızlığımdan ötürü düzeltiyorum nispi başarısızlığımdan ötürü başka çarem olmadığını düşünüyorum efendim ama kabul etmeyeceğiniz umuduyla size istifamı sunuyorum.
In view of that, and in order that you may be able to adopt a style of living befitting a member of the D'Ascoyne family, I have decided to appoint you my private secretary at a salary of £ 500 per annum.
Bu nedenle ve D'Ascoyne ailesine mensup birine yaraşır bir hayat sürebilmen amacıyla seni özel sekreterim olarak atamaya karar verdim yılda 500 pound maaşla.
In view of that, I feel it would be more fitting that you should cease to be an employee here. - Oh. - And become instead my partner.
Bu nedenle, buranın bir çalışanı olmaya son verip ortağım olmanın daha uygun olacağını düşünüyorum.
In view of the fact that your evidence had put the rope round my neck you could hardly expect a glance of warm affection.
Boynuma ipi dolayan şeyin senin ifaden olduğunu göz önüne alırsak... daha sıcak bir bakış beklememelisin.
This here is not to protect me, but to spare You the view of a blood stained hook in my flesh.
Bunu kendim için değil sizin için söylüyorum : Çengel etime geçebilir.
For 30 years I've seen this view in my dreams.
Otuz yıl boyunca rüyalarımda bu manzarayı gördüm.
In view of the above... and in the light of my examination of the patient... it is my professional opinion... that it will be necessary for Mr. Van Gogh... to undergo extended observation and treatment in this institution.
Bunun ışığında ve hastaya yaptığım muayene ışığında profesyonel görüşüme göre Bay Van Gogh'un bu tesiste ciddi bir şekilde gözlemlenip tedavi görmesi gerekli olacaktır.
In front of my house, blocking my view.
Cesaret ettiğinde, sen danışmandın.
In view of my position, I hardly think it ethical to express my opinion.
Etik olarak benim bir görüş bildirmem doğru olmaz.
Understandably, in view of my concern on the advice of the Professor and Mr. Alcamo
Her halükarda, anlayacağın üzere telaşlandık. Ben ve Prof. Berardelli'nin yardımı ile, ve Avukat Alcamo ile de beraber... polise baş vurmanın mantıklı olduğunu düşündüm.
Rest assured that my decisions always have in view the ultimate good
Emin olun ki aldığım kararlar görünürde daima en hayırlı sonuca hizmet eder.
In spite of your pessimistic view of my military career, I'd like to announce that I've just made prisoners of the general in command of Paris at the Hotel Meurice.
Askeri kariyerime kötümser yaklaşımına rağmen sana az önce Hotel Meurice'de Paris'in kumandanını tutukladığımı bildirmek için aradım.
In view of my lack of modesty, allow me to show you my car which I'm still driving in. Do you like it? - Very nice!
Arsızlığımdan dolayı, hala kullanmakta olduğum arabamı size göstermeme izin verin.
In view of the fact that the security of this institution has been breached, I am well within my authority.
Bu tesisteki disiplinsizlik durumunu göz önüne alırsak yetkilerimin farkındayım.
I never gave these stories much credence but particularly in view of some other things that have happened I find them difficult to put out of my mind.
Ben, bu masallara fazla kulak asmadım ama daha sonra olan bazı şeyleri düşününce bunları kafamda bir türlü yerli yerine oturtamıyorum.
In view of the attempt on his life I'm sure you can understand my reasons for secrecy.
Hayatına kastedilmesin diye... olayı gizli tutmak istememi anlıyorsunuzdur.
" All those named as beneficiaries in my will - except freedmen - will have my belongings on condition that they out up my body and eat the pieces in full view of everyone.
" Benim geleceğimde kendini fayda sahibi diye tanımlayan herkes özgür olanlar dışında, ardımda bıraktığım benim vücudumu parçalara ayıran ve beni herkesin önünde yiyenlerin bulunduğu servete sahip olacaklar.
In view of the situation we're in I have changed my plans as follows :
İçinde bulunduğumuz durumdan ötürü planımı değiştirdim artık şu şekilde olacak :
In view of the situation, I would request you treat my visit as primarily a personal one.
Son gelişmeler göz önüne alındığında ziyaretimi kişisel olarak algılayabilirsiniz.
It was my duty to say the Hitler that, of the point of view of the armament, the war was lost and it said in some memoranda.
Hitler'e, silâh ve teçhizat bakımından savaşın kaybedildiğini söylemek benim görevimdi. Bu konuda birçok bildiri yayınladım.
As for my own view, uh, I thought through as best I could... the meaning of Southeast Asia to the United States in the 1950s, Looking backward and looking forward... in terms of what I know about the dynamics of societies and so on.
Tamamen benim bakış açımla, elimden geldiğince derinlemesine düşündüğümde Güneydoğu Asya'nın Amerika Birleşik Devletleri için 1950'lerdeki anlamı bu zamanın gerisi ve ilerisi değerlendirildiğinde toplum dinamikleri ve bu gibi şeyler bazında önemliydi.
In view of my position, commanding officer, 12th Gurkhas, I refused.
Gurkha alayındaki görevimden ötürü onu reddettim.
Is it possible for me to hire a television set to view the programme in the privacy of my own room?
Kendi odamın mahremiyeti içinde televizyon kiralayıp... programı izlemem mümkün mü?
President Frankenstein has appointed my great-grandmother, Thomasina Paine, in view of her experience in the field, as the minister for domestic security.
Başkan Frankenstein, büyükannem Thomasina Paine'i üstün deneyimlerinden dolayı, ulusal güvenlik başkanlığına atadı.
Well, in view of my past experience, with Reuben, I'll take yours.
Reuben ile edindiğim tecrübelerden sonra sanırım size inanmam gerek.
Bloody hell! It may seem drastic but in my opinion a wider view is called for
Çok garip gelebilir ama benim fikrim daha geniş bir bakış açısı gerektiği yönünde.
And I thought I should come to see you in view of my interest in you.
Sana olan ilgimden dolayı seni görmeye gelsem iyi ederim diye düşündüm.
I wonder if you can understand if you can take the long view the view of a person in my position.
Anlayıp anlayamayacağını benim pozisyonumdaki birinin gözüyle bakıp bakamayacağını merak ediyorum.
I specifically asked for a sea view in my written confirmation, so please make sure I have it.
Yazılı teyidimde deniz manzarası konusunu özellikle belirttim... o yüzden deniz manzaralı olduğuna emin ol.
But in my conscious opinion, which is so fundamental to my whole view of life... I mean, I would just have to change totally to not have this opinion.
Ama bilinçli bir şekilde düşününce ki bu hayata bakışımın kökenini oluşturur Böyle bir fikre kapılmamak için tamamen değişmem gerekir.
As for the laughter at my expense I'll overlook it in view of the general gaiety.
Bana gülmelerine gelince ortamın genel neşesi içinde onu görmezden geleceğim.
For then my thoughts, from far where I abide... intend a zealous pilgrimage to thee... and keep my drooping eyelids open wide... looking on darkness which the blind do see... save that my soul's imaginary sight.... presents thy shadow to my sightless view... which, like a jewel hung in ghastly night... makes black night beauteous and her old face new.
Bedenim çalışmaz olunca, beynimin işlemeye koyulduğu andır. Yola çıkar düşüncelerim, senden uzakta kaldığım yerden, Durmak bilmez seni bulmadan, o kutsal yolculukta ;
in my opinion 572
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my bed 49
in my mind 161
in my experience 382
in my dreams 78
in my world 69
in my defense 150
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my bed 49
in my mind 161
in my experience 382
in my dreams 78
in my world 69
in my defense 150
in my house 118
in my case 131
in my day 121
in my hand 30
in my head 141
in my family 33
in my eyes 40
in my own way 47
in my dream 57
in my book 75
in my case 131
in my day 121
in my hand 30
in my head 141
in my family 33
in my eyes 40
in my own way 47
in my dream 57
in my book 75
in my home 30
in my life 110
in my apartment 37
in my pocket 58
in my office 200
in my car 54
in my professional opinion 37
in my 68
in my hands 18
in my time 45
in my life 110
in my apartment 37
in my pocket 58
in my office 200
in my car 54
in my professional opinion 37
in my 68
in my hands 18
in my time 45