English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / In or out

In or out translate Turkish

4,832 parallel translation
He hasn't been in or out.
Hiç gelip gitmedi.
Nothing goes in or out of arkham without being okayed.
Onay verilmeden Arkham'dan ne bir şey girebilir ne de çıkabilir.
You in or out?
İçeride misin dışarı da mı?
Now, there's no trains for half an hour so nothing's coming in or out but then what appears to be Dryden's vehicle, carrying him and Carly, enters.
Yarım saat boyunca tren gelmiyor. Bu yüzden gelen giden kimse yok ama sonra Carly ve Dryden'ı taşıyan araç kameraya giriyor.
I really wanna do this, but I'm not gonna beg, so you need to decide whether you're in or out.
Gerçekten bu tatili istiyorum ama yalvarmayacağım. Bunu isteyip istemediğine karar vermen gerekiyor.
I don't want anybody coming in or out of the school.
Okula giriş-çıkışların yasaklanmasını istiyorum.
See anyone go in or out of the farmhouse?
Şu çiftliğe giren veya çıkan kimseyi gördün mü?
- Nothing is getting in or out.
Hiçbir şey içeri giremez veya dışarı çıkamaz.
You in or out?
Var mısın yok musun?
Is it possible to get the camp on lockdown - - no one in or out?
Kampı kapatıp giriş çıkışları kapatmamız mümkün olabilir mi acaba?
No way to get messages in or out.
Hiçbir şekilde mesaj alıp gönderemiyoruz.
In or out?
Var mısın yok musun?
Are you in or out?
Var mısın, yok musun?
No one can teleport in or out of the building without showing up on our feed.
Kimse adamlarımıza görünmeden o binaya ışınlanarak girip çıkamaz.
I don't want Elena traveling or out in the open without three of us there to protect her.
Üçümüzün koruması olmadan Elena'nın gezmesini veya ortalıkta olmasını istemiyorum.
Everything depended on whether or not Edmond Halley could get Newton's book out to the wider world.
Her şey, Edmon Halley'in Newton'un kitabını Dünya'nın daha geniş bir kesiminde yayımlayıp yayımlamamasına bağlıydı.
Or kept Steve out of checkmate.
Ya da Steve'in şah mat olmasını engelleyecek.
So you have a choice, Violet - - you could either walk out of here alive or I'll take you out and dump what's left of you in the lake.
Şimdi bir seçeneğin var Violet. Ya buradan canlı çıkarsın ya da seni ben çıkarıp arta kalanlarını göle atarım.
Before you blacked out, do you remember having any breathlessness, pain in your chest or your arm?
Bayılmadan önce herhangi bir nefes darlığı, göğsünde veya kolunda ağrı olup olmadığını hatırlıyor musun?
You, pull out those firing circuits in one piece or they won't work.
Sen, ateşleme devrelerini, tek parça haline getir yoksa işe yaramazlar.
They're still in and out of consciousness and not sure where they are or why they're here.
Bilinçleri gidip geliyor. Nerede olduklarını ve neden burada olduklarını bilmiyorlar.
Well, either he got out of here in a hurry, or someone else came through looking for him.
Ya aceleyle çıkmış evden ya da başka biri onu aramaya gelmiş.
Okay, we either got to smuggle Laura out in a big giant bag or get Tommy out of here, stat.
Tamam, ya Laura'yı koca bir çantaya koyup kaçırmamız gerek ya da Tom'u buradan çıkarmamız gerek, hangisi?
Or what he needs is to figure out what he wants in his life.
Ya da ihtiyacı olan hayatını istediği gibi düzenleyebilmek.
Whatever obstacles presented themselves during the day or night, we could seek out and find each other again in bed.
Gündüz veya gece boyunca kendilerine sunulan engeller ne olursa olsun birbirimizi arayıp yatakta tekrar bulabilirdik.
Now, after I sign off on this, we will begin an operation to lure a kidnapper or kidnappers out of hiding, using information seized last night in a raid on the residence of Jonas Clarenbach.
Konuşmamız biter bitmez, dün gece Jonas Clarenbach'ın evine yapılan baskında elde ettiğimiz bilgileri kullanarak çocukları kaçıran ya da kaçıranları ortaya çıkarmak için bir operasyon başlatacağız.
Get out of here or I'll peg you in the head!
Defol yoksa kafanı parçalarım senin!
I don't want her showing up out of nowhere, getting in touch with the twins or Brandon or something.
Damdan düşer gibi ortaya çıkmasını, ikizlerle veya Brandon'la falan görüşmesini istemiyorum.
He'd been in like a bar fight or something, and Dani went out, found him, cleaned him up, and he's I guess been sober ever since.
Bir bar kavgasına girmiş. Dani dışarı çıkıp onu buldu, üstünü başını temizledi. Ve o zamandan beri içki içmiyor.
You want to end up in a cell, too, or you want to get out of my face?
Sen de hapsi boylamak ister misin yoksa karşımdan yıkılmak mı tercih edersin?
Or, now that your elicit affair is out in the open, he finds the whole relationship a tad lackluster and has run off to havana with a showgirl.
Belki de artık ilişkiniz apaçık ortada olduğu için ona bu iş artık heyecansız gelmeye başlamıştır ve koluna da bir manken takıp Havana'ya kaçmıştır?
Or he just ditched it out in Hillman somewhere.
Ya da bir uçurumdan aşağı falan atmıştır.
First off, by law, we have to tell you that we're not associated with the airport or the Minnesota Department of Tourism in any way, but the airport is kind enough to lease out this space so that we can offer assistance to travelers such as yourself.
Yasal olarak ilk söylememiz gereken şey havaalanıyla veya Minnesota Turizm Departmanı ile bir ilgimizin olmadığıdır. Havalimanı bu mekânları kiralama inceliğini gösterdiği için sizin gibi turistlere seyahat rehberliği önerebiliyoruz.
Stay out of that habit for an hour or two longer, you shall have no delay in finding him.
Şu alışkanlıktan bir iki saat uzak dur hiç beklemeden bulursun.
I didn't force you to drink so much vodka or to make out with that poster of "The Most Interesting Man in the World."
Sen çok fazla vodka içmek için benzorlamadım ya da "Dünya'nın En İlginç Adamı." posteriyle yiyişmen için de.
You can cut me in on the job, you can get out of town tonight, or I just hurt the two of you badly.
Beni işe sokabilirsiniz, bu gece şehirden uzaklaşabilirsiniz ya da ben ikinizin iyi bir canınızı yakarım.
Give me a name, Henry, or I'm gonna drag you out, throw you in the trunk, fly you to Papua New Guinea, and have your head stuck on a pole.
Yoksa seni dışarı sürükleyip, bagaja atıp Papua Yeni Gine'ye uçurup kafanı bir kazığa geçireceğim.
Do they order in or eat salads out of those tupperware bowls?
Sipariş mi veriyorlar yoksa şu plastik kaselerde salata mı yiyorlar?
If we were gonna get people out, we were gonna have to make it happen and deliver the Vietnamese to the big airplanes in some form or fashion.
Eğer insanları çıkaracaksak, bunu yapmalıyız ve Vietnamlıları öyle ya da böyle o büyük uçaklara ulaştırmalıyız.
It can keep you out or it can keep you in.
Sadece sen çıkabilir ve sadece sen girebilirsin.
Okay? Or you think it's gonna be in a fold-out on Playgirl magazine, baby?
Yoksa Playgirl dergisi içinde bir ekte mi olacak, bebek?
Get out of my car, or I'll shoot you!
İn arabamdan aşağıya yoksa seni vururum!
Something we can't really determine till all of Grant's illicit flings are plied out of the woodwork in the next decade or two, but putting all that aside, for all the skinny-dipping and starlets, the man got stuff done.
Mesela bundan 10 ya da 20 yıl sonra adamın cinsel hayatı yeniden ortaya çıkınca insanlar onun hakkında ne düşünür bilemeyiz....... ama bütün bunlar bir yana, adam o haliyle bile hala genç kızlarla çıplak yüzüyor ve işleri yoluna koyuyor.
Are you in or are you out?
Var mısın, yok musun?
Or... you can get in that car, get out of here, keep on being lucky.
Veya o arabaya binip buradan gidersin ve şanslı olmaya devam edersin.
lfforevery pound offish you're taking out you're essentiallytaking out 5 pounds ofwild fish no matterwhetherit's a pond or it's in the ocean how can that be sustainable?
Her kiloluk offish için ise Eğer dışarı alıyorsun Aslında dışarı alıyorsun vahşi balık 5 lira Bir su birikintisi olursa olsun olsun ya da okyanusta var Bu nasıl sürdürülebilir olabilir?
I'm just not in a social, or a Belle... or a helping-out kind of place right now.
Ama bu aralar hiç sosyal ya da Belle ya da birilerine yardım edecek modda değilim.
You tell me where Vance is right now, or they're gonna carry you out of here in sandwich bags.
Vance'in şu an nerede olduğunu söyle ya da seni buradan parçalar halinde çıkaracaklar.
Since Agent J left the premises, approximately eight minutes have passed, with sources on the ground reporting no movement into or out of the house.
Ajan J'in evden ayrılmasının üzerinden yaklaşık sekiz dakika geçti. Bölgedeki kaynaklarımız evin içinde ya da dışında hareket olmadığını...
Get out here now or I'll kick the door in.
Hemen dışarıya çık yoksa kapıyı kırarım.
Listen, I know you're not great with door handles, but can you blow out a window or something so I could climb in there?
Dinle, kapı tokmaklarıyla aranın çok iyi olmadığını biliyorum ama camlardan birini açabilir misin ya da kırabilir misin? Böylece camdan tırmanıp içeri girebilirim, belki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]