Is that so translate Turkish
32,283 parallel translation
Is that so bad?
Bu çok mu kötü bir şey?
there was data suggesting but now the preponderance of evidence is that so there's this billion dollar industry that's basically selling people fish oil as snake oil.
Başlarda yararlı olabileceğine dair kanıtlar vardı ancak artık balık yağının işe yaramadığına dair kanıtlar ağır basıyor. Yani balık yağı satarak insanları kandıran milyar dolarlık bir endüstri var.
Is that so?
- Sadece bu kadar mı?
Is that so?
- Öyle mi? - Evet.
Is that so? You know, I planned to strike this base and destroy these defiant Protectors for some time.
Biliyor musun, bu üsse uzun zamandır saldırmayı ve bu küstah Koruyucular'ı yok etmeyi istiyordum.
Oh, that is so nice.
- Çok iyisiniz.
The Fed won't insure their money, so I do, which is why I'm on the hook for the $ 17 million that was on that truck.
Federal yasalar paralarını koruma garantisi vermiyor ama ben veriyorum. Bu yüzden o kamyondaki 17 milyon doların.. peşindeyim.
Oh, that is so you, running away from a fight!
İşte bu sensin, kavgadan hemen kaç!
Anyway, I think what's really bothering me is I'm just so scared that my son's gonna wind up in one of these rooms one day, but, you know, without headphones.
Her neyse, sanırım bu beni gerçekten rahatsız ediyor, oğlumun bir gün bunun gibi odada kendini bulmasından çok korkuyorum.
So I figure all I got to do is make sure that they win.
Yani tek yapmam gereken kazanmalarını sağlamak.
All I know is that those two thugs think that we're the only people in here, so hopefully Sly and Cabe know what's going on and are trying to figure out how to get us free.
Tek bildiğim bu iki herif burada yalnızca bizim olduğumuzu sanıyor yani umarım Sly ve Cabe neler döndüğünü biliyordur ve bizi nasıl kurtaracaklarını bulmaya çalışıyorlardır.
With so few moments to himself, it is here that the Führer comes to clear his mind and enjoy his favorite pastime.
Kendisine ait az zamanı olan Führer, kafasını boşaltmak ve sevdiği şeylerle vakit geçirmek için buraya geliyor.
That is so offensive. A lisp doesn't make you gay.
Peltek konuşmak insanı eşcinsel yapmaz.
What is it about me that scares you so much?
Benden niçin bu kadar korkuyorsun?
Lucy, what's so important about this new job that these Mason Industries people need you to be there at midnight?
Lucy, Mason Endüstrisindeki bu iş gece aranacak kadar önemli mi?
All right, so what you're telling me is that room 105 was a hidden office? Yes, inside the Capitol.
Pekâlâ, şimdi sen 105 numaralı odanın gizli ofis olduğunu mu söylüyorsun?
So, every single person that worked on room 105 is dead.
Demek 105 numaralı odada çalışan herkes ölmüş.
That was my question exactly, so I asked Hector to recreate 105 from the debris using the architectural drawings, and this is what he came back with.
Benim sorum da tam olarak bu. Hector'dan mimari çizimleri kullanıp 105 numaralı odayı tekrar oluşturmasını istedim. Geldiği nokta burası.
So whoever sent Katarina that ticket killed the real Abbott and is waiting for her in Frankfurt.
O zaman Katarina'ya e-posta'yı gönderen aslında Abbot'u öldüren kişi ve onu Frankfurt'ta bekliyor.
So, he went to one of your known associates to try to get away from you, and that's not raising a red flag?
Ne yani senden kaçmaya çalışırken senin iş arkadaşlarından birine gitti. Bu, kırmızı bayrak çekmek değil mi?
So, that's what this is... a test?
Ne yani bu bir test mi?
So, we all know that the honeycomb pattern on Jane's right hand is made up of two subtly different shades of ink.
Jane'in sağ elindeki balpeteği deseninin birbirinden azıcık farklı iki ton mürekkepten oluştuğunu biliyoruz.
So, you're telling me that state senator Quinn Donahue is head of the Irish mob?
Yani eyalet senatörü quinn donahue'nun İrlandalı çetenin başı olduğunu mu söylüyorsun?
S... So, is that Liv, like Olivia?
Liv, Olivia'nın kısaltılmışı mı?
Who is this guy trying so hard to be real that you can't see how fake these people are?
Kim bu adam ya, bu insanların ne kadar kolpa olduğunu görmemek için elinden geleni yapan?
So the combustion engine is nothing more than a device that creates a controlled explosion.
Yani yanmalı motor, kontrollü patlamalar yapan bir cihazdan başka bir şey değildir.
- That is so cute.
- Çok tatli.
That is so funny.
Çok komik.
- Oh, my God, dude, that is so awesome.
- Tanrim, müthis bir sey.
So when a woman is flooded with that hormone, she will act in a certain way that is very universal.
Bir kadin, bu hormonla dolup tastiginda evrensel olarak belirli bir sekilde hareket eder.
So this is that contraction I described to you earlier.
Bu size önceden bahsettigim kasilma.
But for now, we just gotta put that control gap in there so that everything is where it needs to be, okay?
Simdilik her sey yerli yerinde olsun diye kontrol araligini koymamiz gerekiyor.
- You remember how much I love beer? - That is so...
Birayi ne kadar sevdigimi hatirliyor musun?
[agent over phone] The director really likes you for this, but, you know, the network execs and everybody in LA really don't know you that well, so I'm just trying to figure out
Yönetmen bu is için seni çok istiyor. Ama kanal yöneticileri ve Los Angeles'takiler seni pek tanimiyor.
So that's the wrong reason to eat fish is to increase your HDL cholesterol.
Yani HDL kolesterolünü artırmak için balık yemek ya da balık yağı kapsülü almak yanlıştır.
And so it's engineered as this growth food which is great if you're a little but if you're an adult person... that extra growth hormones is not a good thing.
Yani hızlı büyümeyi sağlamaya yönelik bir gıda olarak yavru inekler için çok faydalıdır ama yetişkin bir insan için fazladan büyüme hormonu iyi bir şey değildir.
The casein that they use to bind the cheese is so full of chemicals.
Peyniri tutturmak için kullandıkları kazein, kimyasal maddelerle dolu.
So many people might argue that even though eating an unhealthy diet is not good for them they don't want to jeopardize the fun aspect of it. they continue eating unhealthy things.
Birçok insan sağlıksız beslenmenin kendilerine iyi gelmediğini bilse de işin eğlencesini tehlikeye atmak istemediklerini ve bu yüzden sağlıksız beslenmeye devam ettiklerini savunur.
I encourage people just to go ahead and buy whatever produce they can afford whatever produce looks the freshest and whatever's on sale so that's where they're going to save money is not worrying about
İnsanlara bütçelerinin yettiği, o hafta manavda en taze görünen ve indirimdeki ürünleri almalarını tavsiye ediyorum.
My big concern is not that we're going to wipe out of sheer ecological stupidity but that we're going to take so much with us.
En büyük endişem ekolojik anlamdaki müthiş aptallığımız yüzünden kendimizi yok edecek olmamız değil, beraberimizde birçok şeyi de dibe çekecek olmamız.
So I think a lot of the resistance that people feel is because we're so conditioned to eat these things we've been conditioned from a very young age.
Bence insanların direnmesinin en önemli nedeni, sürekli bunları yemeye şartlanmış olmamız. Çok genç yaştan itibaren buna şartlanıyoruz.
I believe there's a system in place and the world is so asleep intuitively that people just follow the system without questioning and it's because they're asleep.
Bence bir sistem işliyor ve dünya öyle bir uykuda ki içten içe insanların hiç düşünmeden, sorgulamadan sisteme uyduğunu unutmuşlar.
- Yeah, I know. I had the same reaction, but she was so sweet with Louie and she got got him giggling, and we all know that kid is a tough laugh.
Hep aynı tepkiyi veriyorum ama Louie'ye karşı çok iyiydi ve onu devamlı güldürüyordu.
I understand that, but this is a priority for the president, so anything you can do to speed it along.
Anlıyorum ama bu, Başkan için öncelikli bir mesele. - Hızlandırırsak... - Olur.
I'll send in a doctor. If that baby is born on the plane, he or she becomes an American citizen, so why not take her to the hospital, where she can deliver it safely?
Bebek uçakta doğarsa Amerika vatandaşı olacak.
My point is that there's a reason why your reflexes are so good.
Demek istediğim reflekslerinin iyi olmasının bir sebebi var.
So, if you pick up your hand and that is your intel on Kirk, then on the life of my daughter, you have my word that my intel on you will be destroyed.
Elini kaldırırsan ve o gerçekten de Kirk'le ilgili istihbaratsa kızımın hayatı üzerine yemin ediyorum ki elimdeki tüm verileri yok edeceğim.
Very good. Now, based upon this battle, I calculate that you have less than a one percent chance of staging a successful rebellion against the Empire, so this is where we must part ways.
Şimdi bu savaşa dayanarak yaptığım hesaplamalara göre İmparatorluk'a karşı yaptığınız bu isyanın yüzde birden daha az olumlu sonuçlanma olasılığı var o yüzden burada yollarımızı ayırmak zorundayız.
Mm-hmm. So, is that your place... The Alley?
- Mekanın The Alley mi yani?
What is so genius about the new system is that it's completely self-explanatory.
Bu yeni sistemin dahice olmasının nedeni tamamen kendiliğinden anlaşılabilir olması.
Oh, that is so nice.
Çok güzelmiş.
is that so bad 44
is that so hard 22
is that so terrible 16
is that so wrong 39
is that so hard to believe 19
is that so much to ask 19
is that you 2352
is that it 2484
is that right 2297
is that your dog 17
is that so hard 22
is that so terrible 16
is that so wrong 39
is that so hard to believe 19
is that so much to ask 19
is that you 2352
is that it 2484
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that understood 245
is that your car 43
is that your daughter 28
is that all you care about 23
is that what you want 740
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that understood 245
is that your car 43
is that your daughter 28
is that all you care about 23
is that what you want 740
is that a 177
is that a threat 163
is that all you got 152
is that all 744
is that clear 774
is that what this is 151
is that all you've got 42
is that what i think it is 170
is that better 164
is that what this is about 217
is that a threat 163
is that all you got 152
is that all 744
is that clear 774
is that what this is 151
is that all you've got 42
is that what i think it is 170
is that better 164
is that what this is about 217
is that him 366
is that bad 219
is that true 1272
is that possible 215
is that her 187
is that all of it 17
is that bad 219
is that true 1272
is that possible 215
is that her 187
is that all of it 17