English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Is that true

Is that true translate Turkish

8,260 parallel translation
Is that true?
Bu doğru mu?
Is that true?
- Bu doğru mu?
Is that true?
Doğru mu?
I bet you all have to look the other way a lot with Julio, huh? - Is that true?
Bahse girerim, hepiniz Julio'yu sıklıkla görmezden gelmek zorunda kalıyorsunuzdur, ha?
Is that true?
- Bu doğru mu? - O, pek İngilizce konuşmaz.
- Kirstie, is that true?
- Bırakın gitsin! Kirstie, bu doğru mu?
That is true.
Doğru ama.
If what Cisco says is true that Ronnie merged with Martin Stein then he's not alive anymore.
Cisco'nun, Ronnie ve Martin Stein'in birleştikleri ile ilgili söyledikleri doğruysa Ronnie artık hayatta değil demektir.
It's true that Noorie I are getting engaged... but there is a reason for that -
Noorie ile nişanlanacağımız doğru ama bir sebebimiz var...
That part is true, but...
Orası doğru ama...
That is simply not true.
Bu hiç doğru değil.
Is it true that Fury asked you to spy on Coulson because of these GH-325 transfusions?
Fury'nin verdiği Coulson'ı gözetleme görevine KE-325 naklinin sebep olduğu doğru mu?
Is it also true that Coulson himself asked you to put a bullet in his head because of it?
Peki bu yüzden Coulson'ın senden kafasına sıkmanı istediği doğru mu?
- Is that still true?
- Bu hâlâ geçerli mi?
Hey, uh, is it true that this patient pretty much blackmailed the hospital into taking someone else's donor heart?
Bu hastanın başka bir hastanın kalbini almak için hastaneye şantaj yaptığı doğru mu?
What if what Keith said, what if some of that is true?
Ya Keith'in söylediklerinin, onların bazıları doğruysa?
Is it true that you were hiding at the residence of Barbara Stanwyck?
Barbara Stanwyck'in rezidansında saklandığınızı söylüyorlar, doğru mu?
- But that's not true, is it?
- Ama bu doğru değil, değil mi?
But that is simply not true.
Ama bu sadece doğru değildir.
Claire has been doing a lot of events, that is true, as she has in every campaign that I have ever run.
Claire bir çok etkinliğe katıldı, bu doğru, daha önceki bütün kampanyalarımda olduğu gibi.
That is not true.
Bu doğru değil.
That is not true.
- Bu doğru değil.
None of that is true!
Söylediklerinin hiçbiri doğru değil.
That he'd been in the house plenty of times, which is true, but... he still wouldn't say how the hair got on the pillow.
Eve bir sürü kere girip çıktığını söyledi ama hala saçının nasıl yastığın üzerinde bulunduğunu açıklamıyor.
Isn't it true that every word you have told this court since you stood up in the witness box is a lie?
Tanık kürsüsüne çıktığınızdan beri söylediğiniz her şey yalan, öyle değil mi?
Oh, dude, none of that is true.
Dostum, bunların hiçbiri doğru değil.
That is 100 % true.
Bu tamamıyla doğru.
Is that true?
Doğru mu bu?
Is it true, Miss Prasad, that Anglo-Indians often face... such hardship?
Melez Hintlilerin böyle bir zorlukla sıkla karşılaştıkları doğru mu Bayan Prasad?
Reverend Richard, is it true that you'll be representing yourself?
Rahip Richard, bugün kendinizi temsil edeceğiniz doğru mu?
It is true that I could never have issued such an order myself. I did propose this.'
Böyle bir emri kendime vermemiş olmam doğrudur. Bunu teklif ettim. "
Is that true?
Eh.
Detective Bosch, is it true that the victim was a prostitute and that her body was found in a dumpster?
Dedektif Bosch, kurbanın bir fahişe olduğu ve cesedinin çöp konteynırında bulunduğu doğru mu?
But if what you're saying is true and Jamie really is Ghost, then I need to know that for sure.
Ama eğer dediğin şey doğruysa, Jamie gerçek Ghost'sa, bunu kesin olarak bilmem gerek.
Well, it's easy to say the townspeople, but, like, everything you've been taught is true from the day you were born, like, I don't know, racism or something like that, can be every bit as oppressive as some outside force.
Kasaba halkının demek kolay ama ama doğduğumuz günden beri size öğretilen her şey doğrudur ırkçılık ya da onun gibi bir şey mesela dış bir güç kadar zulmedici olabilir.
- That is true.
- Evet öyle.
That is true, but I don't think I could break with tradition to quite that degree.
Doğru ama gelenekleri o dereceye kadar yıkabileceğimi sanmıyorum.
! Don't you realize that even if everything you're saying is true, because of how it was obtained, none of it can be used against...
Söylediğiniz her şey doğru bile olsa, edinilme şekli yüzünden hiçbirinin kullanılamayacağının...
True, but it does mean that the current theory of what killed her is wrong, certainly enough to reopen the case.
- Doğru ama bu şu anki teorinin yanlış olduğunu, davanın tekrar açılması gerektiğini gösterir.
That is true.
- Doğru.
Is it not true that Wired...
Wired'ın şey yapmadığı...
You're going to bury my research, and you've had my team murdered. Is that all true?
Araştırmalarımı yok edeceğin ve ekibimi öldürdüğün doğru mu?
♪ Is it true that'neath that armor... ♪
# Gerçek mi o zırhın altındaki #
I guess it's true that no publicity is indeed bad publicity.
- Gerçekten reklamın kötüsü olmuyormuş. Değil mi?
No, that is not necessarily true.
- Bu tam doğru sayılmaz. - İyi iş.
- That is true.
Çok doğru.
That is true.But it was some strange people among them,
Doğru. Ama aralarında bazı yabancı insanlar vardı.
Well, that is not true.
Bu doğru değil.
But it is now clear it was not resistance, rather an extraction, one that revealed your true purpose.
Lakin artık belli oldu. Direniş değil, bilakis özütlemeymiş. Asıl amacını ortaya çıkardı.
How do you even know that what your father told you is true?
Babanın söylediğinin doğru olduğunu nereden biliyorsun?
And is that not true?
Doğru değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]