It happens translate Turkish
10,339 parallel translation
It happens.
Oluyor.
Later on, if it happens by coincidence that that date is another day when he feels like talking, he'll show up.
Sonra tesadüfen konuşmak... istediği günün o gün olduğu... ortaya çıkınca gelecek.
If it happens this weekend, uh, how are we approaching it?
Eğer bu haftasonu olursa. Konuya nasıl yaklaşacağız biliyor musunuz?
If it happens, I will deal with it.
Bunun icabına, gerçekleştiği zaman bakarım.
Then it happens.
Olan sonra oluyor.
It happens.
Olabilir.
It happens.
Olur böyle şeyler.
- Is that how it happens?
- Böyle mi oluyor yani?
Is that how it happens?
Böyle mi oluyor?
If it happens, it will happen quickly and you must be prepared.
Gerçekleşirse eğer, çok çabuk olup biter. O yüzden hazırlıklı olmalısın.
It happens. Probably just a loose bulb.
Muhtemelen ampulü gevşemiştir.
It happens every single day.
Her gün olan şeyler.
It happens, let's go.
- Önemli değil, gidelim haydi.
I'm busy just now, as it happens.
Şimdi meşgulüm.
- Terrible, as it happens,
- Bildiğin gibi son derece korkunçtu...
I'm not sure I do, as it happens.
Maalesef şu durumda bildiğimden pek emin değilim.
~ No. Cos it happens.
Çünkü bu olur.
You know it happens.
Biliyorsun bu olur.
~ Protection officers get close to - ~ It happens, but it didn't with me.
- Koruma memurları yakınlaşır - - Olur, ama benimle olmadı.
This is how it happens.
Böyle oluyor işte.
She knows how it happens, right? All of it?
Olayların nasıl gerçekleştiğini tümüyle biliyor değil mi?
I'm here to stop that, because if it happens, your fate will be sealed.
Buraya buna engel olmaya geldim, çünkü bu olursa kaderin mühürlenecek.
It happens in real life, too.
Bununla gerçek hayatta da karşılaşırsınız.
It happens...
Böyle şeyler çok olur.
It happens often.
Sık olan bir şeydir.
As it happens, I intend to make an arrest very soon, sir.
Aslında çok yakında bir tutuklama yapmak niyetindeyim. Hatta bu gece.
That way if something happens, it happens to both of us, okay?
Böylece bir şey olursa ikimize de olacak, tamam mı?
I'm sick of saying sorry cos it happens to people all over the world, all the time, people just deal with it, this kind of thing happens a lot.
Özür dilemekten yıldım. Çünkü bu tüm dünyada, daima olan bir durum. İnsanlar bunu hallediyor, böyle şeyler hep oluyor.
What if it happens again? Severide needs to take a hard look at rice,
Severide'ın yumruklarını kaldırıp üzerime gelmek yerine Rice'ı doğru düzgün izlemesi lazım.
It happens all the time.
Bu sürekli olur.
Because it illustrates what happens
Çünkü sana olan değeri bir türlü gösteremedim.
It's your company. You should decide what happens to it.
Şirketine olacaklara sen karar vermelisin.
We were supposed to try it out, see what happens.
Sadece deneyip neler olduğunu görmemiz gerekiyordu.
So it just... happens whenever.
Yani eserse oluyor.
So, this is where it all happens, huh?
Demek tüm olay burada dönüyor öyle mi?
Whatever happens, I know you'll get it where it needs to go.
Ne olursa olsun onu gitmesi gereken yere ulaştıracağına şüphem yok.
It's a surge of activity that happens in the brain
Beyin içinde gerçekleşen aktivitenin bir dalgalanmasıdır.
It's all pretty theoretical, isn't it, what happens when we die, unless something like this happens to you or someone you love.
Bu oldukça kuramsal, değil mi, öldüğümüz zaman ne olduğu konusu sen ya da sevdiğin birine bunun gibi bir şey olmazsa.
It just happens.
Hayatın düzeni bu.
It's also used to restore life, and that's why I wanted you here... to ensure that happens.
Ayrıca hayata geri döndürmek için kullanılır, ve bu yüzden sizi burada istiyorum. Olanları garantiye almak için.
Yeah, I hate it when that happens.
Çok sinir bozucu olmalı.
-'Cause whatever happens, it's gonna be hilarious.
- Çünkü ne olursa olsun, acayip komik olacak.
And it always happens, Glenn.
Hep böyle oluyor Glenn.
And what do you think happens to the partner she left behind when it all gets exposed?
İşler açığa çıktığında arkada kalan yardakçısına ne olacak?
It just so happens, Joe, that I already did.
Şu işe bak ki Joe, patakladım bile.
Whatever happens, I'll make sure it only happens to me.
Ne olacaksa, sadece bana olmasını sağlayacağım.
It takes hundreds of milliseconds for that judgment to sort of crystallize and form, and a lot happens during that process.
Milisaniyelerle ölçülen bir sürede düşünceler şekil almakta ve bu sürede pek çok şey gerçekleşmekte.
Now, I'll let you decide whether that was meant to distract you, or if it just happens to be true.
Şimdi bunun dikkat dağıtmaca mı yoksa gerçek mi olduğunu anlaman için seni yalnız bırakacağım.
- It's what happens when you leave it to the men.
- Kararı adamlara bırakırsan olacağı bu.
Everything that happens here you caused, and you're powerless to do anything about it.
Buradaki her şeye sen sebep oldun ve bu konuda yapabileceğin bir şey yok.
If anything happens to the boy... it'll be a case of abetment of suicide
Eğer oğlana bir şey olursa... intihara teşvikten dava açılacak.
it happens sometimes 54
it happens a lot 19
it happens to the best of us 28
it happens to all of us 18
it happens all the time 140
it happens every day 16
it happens to everybody 16
it happens to be where josh lives 16
happens 83
happens to the best of us 37
it happens a lot 19
it happens to the best of us 28
it happens to all of us 18
it happens all the time 140
it happens every day 16
it happens to everybody 16
it happens to be where josh lives 16
happens 83
happens to the best of us 37
happens all the time 118
happens to me all the time 16
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it has 378
it happened again 60
happens to me all the time 16
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it has 378
it happened again 60