It has happened translate Turkish
704 parallel translation
It has happened before to other men.
Daha önce başkalarının da başına gelmişti.
It has happened many times before
Bunu daha öncede yaptım.
It has happened to me without my wanting almost without my knowing
Başıma geldi işte ben istemeden, hatta bilmeden.
It has happened, you know.
Bu mümkün, sen de biliyorsun.
Well, it has happened, but rarely.
Aslında oldu, ama pek nadir.
But it has happened.
Ama olan oldu.
It has happened with you, Christine.
Sizle de böyle oldu Christine.
But since it has happened, why not face it?
Ama artık olan oldu, neden yüzleşmiyoruz?
It has happened, I know, Mr. Berger.
Evet, bu oldu Bay Berger ; bir ya da iki kez.
That it has happened to it?
Ne oldu?
- Yes, it has happened before, but not to me.
- Evet, daha önce de olmuştu, ama bana değil.
It has happened to me of course but it's so easy to make money.
Daha önce çalıştım tabii ama aslında para kazanmak çok kolay.
It has happened before.
Bu daha önce de oldu.
But it has happened, doctor.
Maalesef oldu, Doktor.
It's the first time anything like that has ever happened to me.
Böyle bir şey ilk defa başıma geliyor.
He has killed a man but I would like to tell you how it happened
Bir adam öldürdü fakat nasıI olduğunu anlatmak istiyorum.
Yeah, but nothing has happened yet, has it, Ollie?
- Bu adamları komutana götürün.
- Has it happened, then?
- Oldu mu yani?
Holmes, if anything has happened to Tobel, if his invention falls into the hands of Germany, it will be a major disaster for England.
Holmes, Tobel'in başına bir şey gelirse ve icadı Almanların eline geçerse İngiltere için büyük bir felâket olur.
Nothing has happened to it.
Hiçbir şey olmadı.
- I know it has. It's happened to us.
Biliyorum, olan bize oldu.
It's something that has never happened to me before... something I never expected would happen... but suddenly it is as if nothing else existed... even my music, which used to mean so much to me. Yes.
Evet.
One of two things has happened, either the woman he bumped into was an accomplice in which case, she has the pearl, or he managed somehow to conceal it in his flight.
İki şeyden biri oldu, ya çarptığı kadın bir işbirlikçi idi, bu durumda inci o kadında bulunuyor, ya da kaçışı sırasında bir şekilde onu saklamayı başardı.
It's no use pretending it hasn't happened, because it has.
Olmamış gibi davranmanın bir yararı yok, çünkü oldu.
What is it that has happened?
Ne olmuş?
- Has it happened before?
- Daha önce de olmuş muydu?
You see, it isn't the first time something like this has happened.
Anlıyorsunuz ya, böyle bir şey ilk defa yaşanmıyor.
It's the first time that this has ever happened to me!
Başıma ilk defa böyle bir şey geliyor!
And anybody who sits around and lets it happen keeps silent about something he knows has happened, shares the guilt of it just as much as the Roman soldier who pierced the flesh of Our Lord to see if He was dead.
Ve her kim bir şey yapmaz, olanlara göz yumar ve bildiklerini söylemez de susarsa, o da işlenen suça ortak olur. Tıpkı öldü mü diye bakmak için... İsa'nın vücudunu mızrağıyla delen Romalı asker gibi.
Has it happened again?
Tekrar mı rahatsızlandı?
Oh la la, madame. - It - It has really happened, eh?
Bu gerçekten oldu.
This has never happened to me before either, damn it.
Lanet olsun, ben böyle bir hissi ömrümde yaşamadım.
As you say, she's lost her only child... but if there's any shadow over Rhoda because of what has happened... then I have to live under it... and my husband does, too.
Sizin de dediğiniz gibi tek evladını yitirdi ama eğer olanlar yüzünden Rhoda zan altında kalıyorsa bununla yaşamak zorunda kalan benim ve bir de kocam tabii.
It's such a little while ago, and so much has happened.
Aradan biraz vakit geçti ama çok şey oldu.
She doesn't see anything as it is, and she blames herself for everything that has happened to you.
Hiçbir şeyi olduğu gibi görmüyor ve başınıza gelenler için kendini suçluyor.
- Has it happened?
- Gerçekleşti mi?
It was just a Christmas present she happened to get for some fellow who has the initials M.C.... The robe is not mine. M.C.!
Noel için aldığı bir hediyeymiş, şeye isminin baş harfleri M.C. olan birine...
It's happened, so something has caused it, and when we find the cause we'll have our solution.
Olduğuna göre, bir şey ona neden oldu, ve nedeni bulduğumuzda çözümümüzü de buluruz.
So much has happened in these weeks, I can't press it all into myself.
Şu son haftalarda o kadar çok şey oldu ki hepsini içime atamıyorum.
- What has it happened?
- Neler oluyor?
Matter of fact, it's the most touching thing that has happened to me in a long time.
İşin aslı, uzun süredir başıma gelen en üzücü şey.
And yet so much has happened since then, that it seems more like an eternity.
Ancak o günden bu güne o kadar fazla şey oldu ki çok uzun zaman geçmiş gibi.
And what else has happened to it?
Peki onun başına başka ne geldi?
It's a miracle. It's a wonderful thing that has happened to me.
Geçen hafta, başkentte kadınların namusu hakkında konuşurken serserinin biri neredeyse bir izdihama yol açıyordu.
I am afraid to tell you what has happened. It may shock you too much.
Korkarım anlatacaklarım sizi epey sarsacak.
Has it happened before?
Daha önce de böyle oldu mu?
Something terrible has happened to him, I know it has.
Korkunç bir şey geldi başına, eminim.
- Has it already happened?
- Bir şeyler yaşadınız mı?
Since it was but a dream and nothing has happened to her, she will be obedient again.
Öyle ama bu rüyadan beri ona bir şeyler oldu. O yine itaatkar olacaktır.
It has just happened.
Evet, böyle oldu.
How many times has it happened before, you being like that?
Daha önce kaç kez böyle oldun?
it has been a long time 28
it has been a while 26
it has begun 40
it has 378
it hasn't 96
it has been 74
it has nothing to do with you 93
it hasn't happened yet 22
it hasn't been easy 41
it has to be 232
it has been a while 26
it has begun 40
it has 378
it hasn't 96
it has been 74
it has nothing to do with you 93
it hasn't happened yet 22
it hasn't been easy 41
it has to be 232