It looks lovely translate Turkish
55 parallel translation
- I think it looks lovely.
- Bence çok hoş görünüyor.
It looks lovely
Çok hoş durdu.
It looks lovely, dear.
Çok güzel görünüyor, hayatım.
- It looks lovely.
- Sevimli görünüyor.
Well, I think it looks lovely.
Bence elbise çok hoş görünüyor.
- Why, it looks lovely.
- Çok güzel görünüyor.
- Yes, it looks lovely like that.
- Çok güzel görünüyor.
It looks lovely.
Güzel görünüyor.
Well, it looks lovely where it is now.
Şu an ki yeri de gayet güzel.
- I think it looks lovely on you now.
- Bence şimdi çok yakışıyor.
Oh, dear, it looks lovely.
Tatlım, çok hoş görünüyor.
They've finished the park... and it looks lovely.
Parkı nihayet bitirmişler çok da güzel gözüküyor.
- It looks lovely.
- Çok iyi bakıyorsun.
It looks lovely, anyway.
Güzel görünüyor, neyse.
It looks lovely down, too, but there's something really... great... about it when it's up like this.
Salıkken de çok güze ama böyle topladığında bir başka güzel oluyor.
It looks lovely this morning. - Ah.
Bu sabah çok hoş görünüyor.
It looks lovely.
Çok yakışmış.
It looks lovely.
Çok güzel görünüyor.
Hey, it looks lovely.
Çok güzel olmuş.
It looks lovely on you.
Sana çok yakıştı.
It looks lovely.
Harika görünüyor.
It looks lovely, Miss.
Çok yakıştı, küçük hanım.
She looks lovely and doesn't know it.
Harika görünüyor, ama farkında bile değil.
I've never been inside, but it looks so lovely driving past.
İçeri hiç girmedim ama önünden geçerken güzel gözüküyor.
It just looks lovely.
Tam dört dörtlük.
- Looks as though it might be a lovely day.
- Güzel bir gün olacağa benziyor.
And with our lovely Lieutenant Stewart dead, it looks like you're the last of the line.
Ve sevgili Stewart'ın ölümünün ardından, görünüşe göre grubun sonuncususun.
Isn't it lovely! - Looks pretty ordinary.
Çok güzel, öyle değil mi?
It looks lovely on you.
Üstüne de çok yakışmış.
'A little child looks at...'... a meadow rose'... so beautiful as it flowers'... how lovely it is!
# Küçük bir çocuk bakarken... # Yaban gülüne... # Açarken ne kadar da güzel...
You have a lovely package from Sean, and it looks like flowers.
Sean'dan sevimli bir paketin var ve çiçek gibi görünüyor.
I've been meaning to tell you how lovely that dress looks on you. - Thank you. - I lusted after it myself, but saw the price tag and got sticker shock.
Hem cinslerimi savunursam eğer, kadınlar dünyaya bir görev için gelir, oda nesillerin devam etmesi.
And it looks like I'm gonna bring this lovely little game to a close because full colors!
Görünüşe göre bu hoş, küçük oyunu bitiriyorum çünkü... renk!
And it looks like I'm gonna bring this lovely little game to a close... because... full colours!
Görünüşe bakılırsa bu küçük ve sevimli oyun burada bitiyor. Çünkü bende renk var!
that these guys are too dark... lt's a silly rose. I like this palette. it looks lovely.
Bunu çok beğendim.
The time. Looks like it's up, you lovely people.
Görünen o ki doluyor sevgili dostlar.
I mean, I think your hair looks lovely as it is.
Saçınız bu haliyle çok güzel görünüyor.
The God Delusion lt looks lovely doesn't it?
TANRI ALDATMACASI Güzel görünüyor değil mi? Zararsız ve ılımlı.
It looks lovely.
Hoş görünüyor.
- It looks like a lovely home to me.
Sevimli bir eve benziyor.
It looks really lovely. It's really gorgeous.
Sahiden de çok güzel, çok harika görünüyor.
You know, I think your hair looks lovely just the way it is.
Biliyor musun, bence saçların şu anki haliyle bile çok güzel.
It looks lovely, Kate.
Çok güzel durdu Kate.
I mean your room looks lovely, so, I mean... can I have it?
Yani senin odan hoş, Yani.. Odanı alabilir miyim?
The fur looks lovely. Wear it!
Ne güzelmiş kürkün, giysene.
It still looks lovely...
Olsun hala güzel.
BP, Tesco's, Millets, all of'em, Lush. You can dress that shit up until it looks all sweet and lovely, but you can't stop it stinking.
BP, Tesco, Millets, hepsi bunların, Lush bunların hepsini giyebilirsin, her şey tatlı ve güzel gözükebilir ama pis kokusunu durduramazsın!
It looks so cute, so lovely.
Çok güzel ve sevimli görünüyor.
It really looks quite lovely on you.
Sizin üstünüzde çok güzel duruyor.
If the canvas looks lovely, I'm going for it.
Dışı güzelse, elde etmeye çalışırım.
But it looks like a lovely place to spend your last days.
Ama son günlerini geçirmek için güzel bir yere benziyor.
it looks delicious 68
it looks great 138
it looks so good 20
it looks good 232
it looks nice 52
it looks awesome 16
it looks amazing 30
it looks like you 17
it looks like rain 21
it looks beautiful 29
it looks great 138
it looks so good 20
it looks good 232
it looks nice 52
it looks awesome 16
it looks amazing 30
it looks like you 17
it looks like rain 21
it looks beautiful 29
it looks good on you 50
it looks really good 27
it looks like 217
it looks that way 85
it looks like it 103
it looks fantastic 17
it looks 64
it looks like a 19
it looks like this 19
it looks pretty good 25
it looks really good 27
it looks like 217
it looks that way 85
it looks like it 103
it looks fantastic 17
it looks 64
it looks like a 19
it looks like this 19
it looks pretty good 25