English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Kar

Kar translate Turkish

265,980 parallel translation
Not the good kind with Oreos.
Oreo Kar Fırtınası dondurması gibi de değil.
Sit there long enough, you get a real good workout in your core.
Bir süre oturunca iyi karın egzersizi oluyor.
Hey, while I'm doin'that, I need you to put your hand up that cow's, uh, caboose there and pull out as much manure as you can hold.
O arada sen de bir zahmet şu ineğin kıçına elini sokup çıkarabildiğin kadar gübre çıkarıver.
Now he's got a big house in Aspen and a 25-year-old Russian bride.
Şimdi Aspen'da kocaman bir evi ve 25 yaşında Rus bir karısı var.
You guys like your salad dressing mixed in or on the side?
Salata sosunuzu karıştırayım mı, yanına mı koyayım?
Yeah, but that's not your place to do that, Colt.
Karışmaya hakkın yok Colt.
But that's not me weighin'in.
Ama karışmıyorum.
- Okay, then you're gonna have to be okay with me having my own life.
- Peki, o zaman hayatımı yaşamama karışmamalısın.
I'm Beau's wife, or your mother, or Hank's bartender.
Beau'nun karısı, sizin anneniz ya da Hank'in barmeni oldum.
Don't even, don't even.
Sakın bile, karışma.
Don't mess around with shit you don't understand.
Karışıklık etmeyin Bok herifle Anlamıyorum
I know I messed up.
Karışık olduğumu biliyorum.
My wife's been abducted.
Karım kaçırıldı.
I have your wife.
karın benim.
Enjoy.
Keyfini çıkarın.
Someone who will make you his problem and not ours.
Seni bizim olmaktan çıkarıp, kendi sorununa dönüşterecek birisi.
Beautiful until you realize the birds are agitated and ants are walking in circles.
Kuşların sıkıntısını ve karıncaların halka hâlinde yürüdüğünü fark edene dek her şey çok güzeldir.
Look, you can give that kind of thing to your wife or your girlfriend.
Bak, bu tarz şeyleri karına ya da kız arkadaşına alabilirsin.
Yes. My wife made it.
Evet, karım yaptırmıştı.
Uh, no, I'll be meeting my wife tonight.
- Hayır, karımla buluşacağım.
We had a whole incident... mwah... at the warehouse, a paint mixer blew up.
Depoda çok büyük bir sorun çıktı. Boya karıştırıcımız patladı.
But how about a swing with a miss?
Peki tek karını sallamaya ne dersin?
Priests, pagans... a strange mix.
enteresan bir karışım.
But in helping to free you, did he not also act for himself?
Ancak sizi kurtarmaya yardım ederken bunu kendi çıkarı için de yapmadı mı?
Out of the way, this is God's work.
- Tanrı'nın işine karışma.
Believe me, I knew nothing of this... Arrangement you had with my wife.
İnan bana karımla yaptığınız anlaşmadan hiç haberim yoktu.
We found your wife.
Karını bulduk.
That you and your wife can live together again, happily.
Yine karınla birlikte mutlu mesut yaşabileceksiniz.
Ah, man, I felt a little self-conscious in it, so I, uh, took the shirt and jacket and I hid it under the bathroom sink.
Biraz utandım, o yüzden gömleği ve ceketi çıkarıp banyodaki lavabonun altına sakladım.
His wife is out of town.
Karısı şehir dışındaymış.
Now, with magnificent speed, I will shuffle these cups.
Şimdi muhteşem bir hızla bu bardakları karıştıracağım.
I'm confused.
Kafam karıştı.
Both of you climb inside. You pop your head out through the meatballs, and you look to each other like, "Hey, what's going on here?"
İkiniz de içine girip kafanızı köftelerin arasından çıkarın, birbirinize "Neler oluyor burada?" der gibi bakın.
- Take your time.
- Keyfini çıkarın. Pekâlâ.
"Due to blizzard conditions, all MTA bus and subway service is suspended, and all non-emergency vehicles must be off roads until further notice."
"Kar fırtınasından dolayı tüm MTA otobüs ve metro seferleri durduruldu. İkinci bir uyarıya kadar tüm sivil araçlar yola çıkmaktan kaçınmalıdır."
I know you're engaged, and everything's complicated, but I had to say something,'cause if I didn't, I'd regret it for the rest of my life.
Nişanlısın ve durum karışık ama söylemek zorundayım. Söylemezsem sonsuza kadar pişman olurum.
Well, I would say, it's a tricky situation... but for both of them.
O zaman ben de... ikisi için de... karışık bir durum, derim.
I'm just confused, you know?
Kafam karışık.
"Maze" means "to mix." - Right?
- "Maze" karıştırmak anlamında, değil mi?
So you really have to take the chopsticks.
Çubuklarını alıp iyice karıştırman lazım.
- And really mix it up. - I'm mixing.
- Karıştırıyorum.
You know, it's... it's the G and the H.
G ve H seslerinden karıştı.
'Cause I'm trying to sign her ass.
O karının temsilcisi olmaya çalışıyorum.
I don't want to be involved with this.
Bu işe karışmak istemiyorum.
What... what do you mean you don't want to be involved?
"Karışmak istemiyorum." da ne?
All of us, me, my wife, my kids, you, and all of your families.
Hepimizi, beni, karımı, çocuklarımı. Sizi ve hepinizin ailesini.
I extrapolated from a set of known facts and got lucky.
Bir dizi bilinen gerçekten çıkarım yaptım ve şanslıydım.
I'm creating a map of space.
Uzayın haritasını çıkarıyorum.
Enjoy.
Tadını çıkar.
My missus sure can bake.
Karım çok iyi pasta yapar.
I thought you were stayin'out of this. I'm trying.
- Hani sen karışmıyordun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]