English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Knockin

Knockin translate Turkish

148 parallel translation
Never felt quite so sunny And I keep on knockin'wood
Hiç bu kadar mesut değildim Ve tahtaya vuruyorum devamlı
We're knockin'off for tonight.
Bu gecelik bu kadar yeter.
I hear you and the family are knockin''em dead over at the Hippodrome. Thank you, Mr. Harris.
Hipodrom'daki gösterin milleti coşturuyormuş.
Knockin'around this whole countryside... floating'around from town to town...
Ülkedeki tüm kapıları çaldım. Kasabadan kasabaya dolaştım.
Been on a dance floor all night, knockin'himself out.
- Tüm gece dans etmek, kendini nakavt etmektir. - Evet.
By morning she'll be knockin'down Captain Keller's fences again.
Yarın sabah Yüzbaşı Keller'ın çitlerine tırmanıyor olacaktır.
All the ladies in Maycomb, includin my wife, will be knockin'on his door... bringin'angel food cakes.
Maycomb'daki bütün kadınlar, karım da dahil olmak üzere onun kapısını... çalıp pastalar getirecekler.
- I'm knockin'back a little rice wine.
- Küçük bir pirinç şarabını geri deviriyorum.
Who the hell do you think you are... - knockin'my sandwich outta my hand?
Sen kim olduğunu zannediyorsun da sandviçimi düşürüyorsun?
You know, what with all that knockin'goin'on out there.
Bilirsiniz, dışarıdaki bütün o devamlı takırtılar varken.
Knockin'down everything we see, all stuck on ourselves.
Bize yapışan gördüğümüz herşeyi deviririz.
Suppose I was to give you those guys been knockin'off the banks.
Diyelim ki sana bankaları soyan şu adamları vereceğim.
Drivin'through people's backyards, knockin'down mailboxes.
İnsanların bahçelerine giriyor, posta kutularını yıkıp deviriyor.
Knockin'on the door, lookin'for somebody next door.
Kapı çalıyordu, yan tarafta birileri bakıyordu.
Crazy people knocking''Cause they want some more
Crazypeople knockin''Cause they wantsome more
- Oh, that's my buddy knockin'over some of your goodies.
- Arkadaşım eşyalarına çarptı.
Knockin'at your back door, brother.
Tam arkanızdayız.
- I ain't knockin'him out no more.
Bir daha onu bayıltmıyorum.
Hey, you gonna start knockin'my hobbies?
Şimdi de hobilerimi mi eleştirmeye başlayacaksın?
Im knockin at your door now.
Bak şimdi kapıyı çalıyorum.
"Don't come a-knockin'if you see this van a-rockin'."
Çocuklar, Pardon bunu duymalıydınız.
I Remember When The Worst Problem To Worry About Was One Of Them Knockin'Up Some Girl.
Endişe edecek en kötü sorunun, kızlarla yatmaları olduğu zamanı hatırlıyorum da.
Runnin'or. Knockin'on my front door.
# Koşarak gelip # kapımı çalma
We're at death's door, Harley, and the devil's a-knockin'.
Ölümün kapısındayız, Harley ve şeytan kapıyı çalıyor.
It's a knockin'shop.
Bir genelev.
Knockin''em dead as usual.
Onları yine mest ediyor.
# Knockin'dirt from my spikes # # And pointed right towards center field #
# Tabanımdaki pislikleri temizledim # # ve orta sahaya doğru koştum #
All of a sudden you're knockin the hell outta that ball.
Birdenbire, bütün topları toplamaya başladın.
You're tellin'me we're gonna be downstairs... knockin'shit outta the vault with a bunch of security guards just sittin'upstairs?
Şimdi sen bana bir grup güvenlik görevlisi yukarıda otururken bu lanet olasıca kasa dairesinde olacağımızı mı söylüyorsun yani?
Before theygo knockin'on their neighbour's door
Herkesin kendi pisliğini Temizlemesi gerekir
You knockin'boobs yet?
İşini bitirdin mi?
When you see this jet a-rockin'... don't come a-knockin', baby!
Bu jeti sallanırken görürsen Sakın kapıyı çalmadan gelme bebek..
The next mornin my uncle's just passed out. He hears this knockin'at the door.
Ertesi sabah evde baygın uyurken kapının çaldığını duyuyor.
Fuck's wrong with you, knockin'on the door like the goddamned police?
Senin neyin var? Kapımı polismişsin gibi çalıyorsun.
- You must be knockin'down a fortune in the private sector.
Özel sektörde bir servet kazanıyor olmalısın.
Just kinda knockin'around, and was just thinkin'...
Sadece etrafta dolaşıyordum ve düşünüyordum.
When those A.T.F. gun-grabbers come knockin'on my door, I'm gonna be ready for'em.
Bu Silah Büro ajanları kapıma gelip dayandıklarında onlara hazırlıklı olacağım.
I saw your man on television knockin'some zit-faced kid around.
Kimi zaman ne yapsanız da kazanamazsınız, bunu unutmayın.
- You feel me knockin'?
- Kapıyı çaldığımı hissediyor musun?
Except I heard she was steppin'out on her husband, knockin'boots with who knows who.
Ancak duydum ki kocasını aldatıyormuş kim bilir kiminle işi pişiriyordu.
knockin'down crack houses.
Ev kapısı kırmak.
Well, Your Honor, I didn't do anything to get myself here... that you wouldn't have done or anybody else... who had to go through what I went through with that little shit right there. Oh, my God! You head-knockin'...
Şurada gördüğünüz pislikle yaşadıklarımdan sonra sizin ya da herhangi başka birinin yapmayacağı bir şey yapmadım Sayın Yargıç.
Hey, you knockin'beer?
Hey, biraya laf mı ettin sen?
You and me, two bachelors knockin'about in the wild.
Sen ve ben, doğada dolaşan iki yol arkadaşı.
Start knockin'on the door?
Kapı çalmaya başlamamı mı?
I was knockin'.
Hepsini yere seriyordum.
Look, I don't wanna scare this white lady... with two niggas knockin'on her door at 7 : 30 in the mornin'.
Bak, bu beyaz bayanı sabahın yedi buçuğunda kapısını çalan iki zenciyle korkutmak istemem.
It'll be like the old days, knockin'off Angie's big shop for a bag of lollies.
Eski günler gibi olacak. Angie'nin büyük dükkanından torba dolusu şeker çalmak...
Not that I'm knockin'the nacho cheese ones.
Peynirli nacho'yu beğenmediğimden değil.
- Who else you think gonna be knockin'?
- Başka kimin gelmesini bekliyordun ki?
"I knew. These doughnuts are too damn good, man. " Got me knockin'on the doughnut window at two in the morning.
Belki - bakın sadece belki - bütün paramızı araba jantlarına harcamamış olsaydık, bizimde yatırım yapacak biraz... paramız olabilirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]