English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Knocking

Knocking translate Turkish

3,666 parallel translation
You're knocking on the door, Quinn.
Kapıyı çalıyorsun, Quinn.
I'm tired of her knocking you. You know?
Sana vurmasından yoruldum, biliyor musun?
Oswald was knocking her around some.
Oswald onu arada hırpalıyordu.
Every day his factory's knocking out thousands of pills housewives up and down this country are dying for.
Fabrikasında her gün, bu ülkedeki tüm ev kadınlarının uğruna öleceği binlerce hap üretiyor.
What the fuck are you thinking knocking on my door like that?
Ne halt yemeye kapımı böyle çalışıyorsunuz?
Are you gonna come down here and talk, or you just gonna keep knocking dirt on my boots?
Buraya gelip benimle konuşacakmısın, yada botlarımı kirletmeye mi devam edeceksin?
The stuff you're talking about means knocking on some doors that were a part of my life way before I had Peter.
Bahsettiğin şey, Peter doğmadan önceki yaşantımın parçası olan kapıları çalmam demek oluyor.
Oh yeah, they're just knocking my door down trying to hire me.
Evet, yaptıkları şey kapımı çalıp beni ucuza kiralamaya çalışmaları.
PHONE CUTS OFF ( KNOCKING ) Jamie?
Jamie?
And ended up knocking off a fire sprinkler, putting a hole in the wall with the water pressure that came out, and put 2 1 / 2 feet of water in everybody's rooms.
Yangın söndürmesine vurunca her şey bitti. Dışarı çıkan su basınçlı duvarda bir delik açtım ve herkesin odasına bir metre su doldu.
I can't help fantasize that Gordon McClintock is knocking on some door somewhere, about to sweep a little old lady off her feet.
Gordon McClintock'ın bir yerlerde bir kapıyı çalıp bir kadını sevinçten havaya uçuracağına inanamıyorum.
Because she could come knocking
Çünkü o kapına kadar gelebilir.
I have to get out of here before he calls me with my next job. ( Knocking on door )
Sıradaki işi yüzünden beni çağırmaması için buralardan gitmem gerek.
Knocking on our front door, not sneaking in the back... like some leaguers we know.
Ön kapımızı çalarak, arkadan sızarak değil bildiğimiz bazı Birlik üyeleri gibi.
And the little fish are... knocking each other off trying to fill the big fish's void.
Ve küçük balıklar da büyük balığın yerini almak için birbirlerini vurmaya başladı.
( knocking on door ) Come in.
Girin.
It's not a day for knocking.
Bugün kapı çalınacak gün değil.
What's the difference between a husband knocking on a door... and a sailor getting off a ship?
Evinin kapısını çalan bir koca ile gemisinden inen denizci arasındaki fark nedir?
I thought I heard someone knocking.
Kapının çaldığını sandım.
Nein! Please tell me there was a good reason for that because I have always wanted to meet Cap and knocking a guy out is not a way to meet your hero.
Nein! Lütfen bunun için geçerli bir sebebin olduğunu söyle.
Knocking on my head.
Yaşıyor, yaşıyor!
( Knocking )
( kapı tıklatma )
( Knocking )
( kapı sesi )
[Beep ] [ Door opens] Knocking is not just a suggestion.
[Bip ] [ kapılar açılır] kapıyı çalman sadece bir öneri değil.
And guys like us, when all anyone thinks you're qualified for is shooting at people- - if I hadn't gotten Knox this job, chances are he'd be out knocking over liquor stores or robbing banks.
ve daha çok bizim gibiler, herkes tarafından insanları vurmaktan başka şey bilmeyenler olarak görülürken - - knox'ı istihdam etmemek, onun dışarıda içki dünkkanı yağmalama veya banka soyma ihtimalini arttırır.
Dudes, if the tent is rocking, don't come a-knocking.
Çocuklar. Çadır sallanıyorsa içeriye öyle dalmayın!
Nothing says romance like buying your fiancée a ring with money you earned by knocking up dozens of lesbians.
Bir düzine lezbiyene çakarak kazandığın parayla nişan yüzüğü almaktan daha romantik bir şey yoktur zaten.
If landshark comes knocking, you call me.
Eger köpek buraya gelirse beni ara.
So, sometimes the verdicts don't work out and they'll come knocking.
Bazen davalar istenildiği gibi sonuçlanmıyor ve kapıma geliyorlar.
That other one let us out, keen on knocking us around.
Öbürü, bizi hırpalamaya meraklı olan sayesinde kurtulduk.
You ever heard of knocking?
Hiç kapı çalındığını duymadın mı?
Let's try knocking on the door.
Kapıyı çalmayı deneyelim.
And they slowly walked up to the house and took off their snowshoes, leaned'em up against the wall before knocking on the door.
Ve yavaşça eve doğru ilerlemişler,... kar ayakkabılarını çıkartmışlar, kapıyı çalmadan önce onları duvara dayamışlar.
- Anne is not the type of person who goes around knocking people out or - - or drugging them.
- Anne öylece insanları bayıltan, ya da - - ya da uyuşturan biri değil.
Knocking bits is way more important than saving lives.
Kapıyı çalmak insanların hayatlarından daha önemli.
You know, nothing like going into a village in the middle of the night, knocking a door down, and, like, killing a woman or a child to just undo everything that infantry battalion command had been trying to do for, like, the last nine, ten months.
Gecenin bir vakti köye gidip kapıyı kırarak ; misal bir kadını veya çocuğu öldürerek... orada piyade tabur komutanlığının 9-10 ayda elde etmeye çalıştığı her şeyi heba etmekti.
I guess "discovering" Nina meant knocking her up.
Sanırım Nina'yı "Keşfetmek" onu hamile bırakmak demekmiş.
Soon as Colton gets back from Audrey's, we're gonna go knocking on doors.
Colton, Audry'nin Yeri'nden döner dönmez, kapılarını çalmaya başlayacağız.
It also has the added benefit of knocking on wood.
Ayrıca tahtaya da vurmuş oluyorsunuz.
It was fun knocking around those guys.
O çocukları hırpalamak eğlenceliydi.
( Knocking ) ELI : ( Outside ) Come on, Peter.
Moralini bozma, Peter.
He's assaulted two of my officers shortly after knocking another victim unconscious.
Mahkumun tekini bayılttıktan hemen sonra iki adamıma saldırdı.
[Knocking at door] Hey, Zach, it's Dexter.
Zach, benim Dexter.
Can you hear me knocking?
Kapı sesini duyuyor musun?
The second that boy fails, we're knocking down this school.
İkinci o çocuk başarısız, Bu okulu batırıyoruz.
He come knocking on the door and... and you open up in your sexy lingerie?
Zili çalınca seksi iç çamaşırınla mı kapıyı açıyorsun?
- ( knocking ) - But George Michael's development was about - to be forestalled.
Ama George Michael'ın gelişimi durdurulmak üzereydi.
When the door that you have been knocking at finally swings open, you don't ask why ; You run through.
Uzun süredir çaldığın kapı nihayetinde açılıyorsa,... neden diye sorma, direk gir içeri.
( DOOR KNOCKING ) Come in.
Gir!
[Knocking at door] Dexter.
Dexter.
Did you ever hear of knocking?
Kapısız köyden mi geldiniz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]