English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like myself

Like myself translate Turkish

4,204 parallel translation
I hate that you ride on the entrepreneurial vision of people like myself, and if I could do this deal without you, I would.
Benim gibi girişimci vizyonlu insanların sırtından geçinmenizden nefret ediyorum. Ve eğer siz olmadan anlaşmayı yapabilsem, yapardım.
There are some citizens of the Republic, like myself, who believe the Jedi Order is not what it used to be.
Benim gibi Jedi düzenine inanan bazı vatandaşlara göre düzen eskisi gibi değil.
I definitely don't like myself.
- Kendimi pek sevmediğim kesin.
I mean, a 25-year-old man like myself having a 20-year-old kid?
25 yaşında benim gibi birinin 20 yaşında çocuğu olması?
You know it's rough out there when a millionaire tech mogul like myself can't get a date.
Benim gibi önemli bir teknoloji milyoneri çıkacak birini bulamayınca dışarısı zor oluyor biliyorsun.
I have behaved not at all like myself.
Çok... Hiç kendim gibi davranmadım.
This is what it's gonna be like, you riding up there all quiet like you're Harry Callahan and I'm supposed to be back here shitting myself?
Yolculuk boyunca, sen Harry Callahan gibi sessizlik içinde araba kullanacaksın ve ben de burada altıma mı sıçacağım?
I just wanna feel like I can defend myself.
Kendimi savunabilirmişim gibi hissedeyim, yeter.
I see myself, like, with a beard, you know?
Kendimi şöyle bir sakalla görüyorum, anladın mı?
Like I said, I was taking a walk to clear my head. I found myself there.
Dediğim gibi, kafamı boşaltmak için yürüyordum ve bir anda kendimi orada buldum.
- - I'd like to know that myself.
- Bunu ben de bilmek istiyorum.
Before yöu start asking questions. ... I would like to say, I'm surrendering myself.
Soru sormaya başlamadan önce ben bir söylemek istiyorum, ben kendim teslim oluyorum.
I could've busted her and gotten her expelled and had Aaron all to myself, but I chose not to, because you don't mess with people like that.
Onu yakalatıp okuldan uzaklaştırtabilirdim böylece Aaron da bana kalırdı, ama yapmadım. Çünkü insanlarla böyle oynanmaz.
I don't know what she said because I'm not privy to these conversations, but I would like the chance to defend myself.
Bu toplantılara katılamadığım için ne dediğini bilmiyorum ama kendimi savunmak için bir şans istiyorum.
Last night I ordered a pizza by myself, and I ate it over the sink like a rat.
Dün gece kendime pizza söyledim ve lavabonun üzerinde fare gibi kemirdim. - İşte böyle.
I'd like to let other people know myself, Jamie included.
Diğerlerine kendim söylemek istiyorum. Jamie dâhil.
I feel like going to med school's a way to push myself further, you know?
Tıp fakültesine gitmenin beni bir adım ileriye götürdüğünü düşünüyordum.
If I were to use what you just told me, all I would be doing is making myself look like an idiot.
Bana söylediğini kullanırsam kendimi aptal gibi göstermekten başka bir şey yapmam.
I like to personally introduce myself to all our first time customers.
İlk defa gelen müşterilerimize kendimi tanıtmak isterim.
And I'd like a printout for myself.
Ben de basılı bir kopyasını istiyorum.
I mean, you're basically a complete stranger to me, so, you know, could really be putting myself in, like, a Ted Bundy situation.
İlk kez tanıştığımız göz önünde bulundurulursa kendimi Ted Bundy gibi bir duruma sokuyor da olabilirim.
I start thinking to myself like, "What if I can't physically beat the stepdad?"
"Ya üvey babalarını dövebilecek kadar güçlü olmazsam?" dedim.
I'm having to make myself look like a UFO nutter just to get below the radar, which means I've got to check each database individually.
Kendimi radardan kurtarmak için kaçık UFO'nun tekine benzettim. Çevirisi : Her bir veri tabanına kendim bakmak zorundayım.
Because I think of myself more like, "Yay, fun auntie!" rather than, "Yawn, dull godmother."
Çünkü ben kendimi, "Oley, neşeli teyze!" olarak düşünürken "Esneyen, sıkıcı vaftiz anne" olacağım.
Wanted the good guys to win, even if I don't act like one myself sometimes.
Bazen onlardan biri gibi davranmasam da iyilerin kazanmasını istedim.
Sedatives in a newborn need a light touch, so I like to do it myself.
Yenidoğana yatıştırıcı vermek hassasiyet gerektirir o yüzden ben yapsam daha iyi.
I guess calling you a loser made me feel like less of a loser myself.
Sanırım sana beceriksiz diyerek Kendimdeki o hissi biraz olsun azaltmak istedim.
Oh, it's like calling you guys losers made me feel like less of a loser myself.
Size beceriksiz diyerek Kendimi rahatlatacağımı sanıyordum.
Like I'd ever dry myself with something that has a possessive pronoun on it.
Sanki iyelik zamiri olan bir şeyle kurulanırım da.
In uncertain times, men like Jackson and myself have to stand tall.
Her şeyin belirsiz olduğu zamanlarda Jackson ve benim gibi adamların dik durması gerekir.
Yeah, my gut says put a bullet in her myself, but... You don't understand what it's like.
Evet içimden kafasına kurşun sıkmak geliyor ama bu nasıl bir his anlayamazsın.
It's no excuse, but, you know, when I find myself sometimes in a bar like this, I'm not my best self.
Yaptığımı mazur göstermez ama kendimi bu tip bir barda bulduğumda, bazen kendimi kaybediyorum.
It would be like hating a part of myself.
Bir parçamdan nefret etmek gibi olurdu.
I am sick and tired of trying to decode you like you're some kind of human being separate from myself.
Benimle alakasız, senin gibi bir tip insanı çözmeye çalışmaktan bıkıp usandım.
It's not something I like about myself, but sometimes I get a little jealous and insecure.
Kendimi sevmemle ilgili bir şey değil ama bazen biraz kıskanıyorum ve güvenemiyorum.
You know, I was setting down my cat, and I accidentally put her on top of my dog, and I was, like, so mad at myself at first.
Kedimi yere koymak isterken, onu yanlışlıkla köpeğimin üzerine koymuşum. Ve ilk başlarda kendime çok kızmıştım.
But... as a proud gay man myself, I feel like I've earned the right to say such words.
Ama kendiyle gurur duyan bir eşcinsel olarak kendimde bu kelimeleri kullanma hakkını görüyorum.
Danger, it's a fact of life for me, so if I go getting worked up every time I'm in trouble, it's like I'm crying wolf to myself.
Tehlike benim için hayatın bir gerçeği. Her başım belaya girdiğinde telaşlanırsam yersiz telaş olur.
Ivan, look, I hate myself even hearing myself saying this, but if someone has died, like your mother or... - No one'vs dead, Dona. - Just go where you have to go tomorrow after 12 : 00.
Ivan, bunu söylerken bile kendimden nefret ediyorum ama annen veya başka birisi öldüyse ya da gitmen gereken bir yer varsa...
Looks like I can take care of myself after all.
Görünüşe göre artık kendi başımın çaresine bakabilirim.
But don't worry I won't kill myself like dad did
Merak etme, babamın yaptığı gibi intihar etmem.
I just mean that I appreciate their artistic merit, because I, myself, was thinking about getting a tattoo, you know like a...
... sanatsal açıdan güzel demek istedim. Çünkü ben de yaptırmayı düşünüyorum da.
I would go down, with my allowance money, to the crafts store, and buy myself a thousand little tiny, you know, like rainbows and...
Harçlığımı aldığım gibi hediyelik eşya mağazasına giderdim. Ne kadar küçük şirin şey varsa alırdım. Gökkuşakları falan...
You like it? I draw'em myself.
Sevdin mi?
Ha, that was like a birthday present to myself.
Kendime doğum günü hediyesiydi.
I won't let myself like him.
Ondan hoşlanmama izin vermeyeceğim.
But that's why they put those things on the telly, to make people like me feel good about myself.
Ama bu yüzden bu tür şeyler var televizyonda. Benim gibi insanlar kendi hallerine şükretsinler diye...
I used alcohol to allow myself to do things I could never do sober, like lie and get taken advantage of by men like you.
Alkolü ayıkken asla yapamadığım şeyleri yapmaya kendime izin vermek için kullandım, yalan söylemek ve senin gibi adamlardan yarar sağlamak gibi.
Like you've ever approved of any girl I've chosen myself.
Sanki kendi seçtiğim herhangi bir kızı onaylamışlığın var da.
I'd like to enjoy myself.
Eğlenmeden gitmek istemem.
Like to protect myself when someone else was doing the same.
Mesela başkası aynı şeyi yaparken kendimi korumak gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]