Like yours translate Turkish
2,589 parallel translation
You may not want to be a god, Perseus but after feats like yours, men will worship you.
Tanrı olmak istemeyebilirsin, Perseus ama böyle yiğitlikler gösterirsen insanlar sana tapmaya başlar.
How many water towers like yours are there in this forest?
Ormanda sizinki gibi kaç tane su deposu var?
My town is probably a lot like yours.
Şehrim muhtemelen sizinkine çok benziyordur.
Bet I wasn't. Firms like yours must have some heavy hitters on call.
Sizinki gibi bir firmanın ağır topları olmalı.
I'm up to my ass with investment guys and you don't have their half-terrified, half-cocky line of crap which is not to say that I like yours any better.
Etrafımı yatırımcılar sarmış durumda ama sen en ufak bir korku ya da ukalalık taslamadın ki bu tarzını sevdiğimi de söylemiyorum.
Or is it only with pretty mutations, or invisible ones like yours?
Güzel mutasyonlar ya da seninki gibi dışarıdan belli olmayanları mı kastediyoruz?
I like yours on your head.
Senin başındakileri beğendim.
Lines like yours might actually work there. This is Paris.
Böyle cümleler belki orada işe yarıyordur ama burası Paris.
You know, I thought about like yours, but, um, where should I get it?
Bunun hakkında düşündüm. Seninki gibi... Ama nereden alabilirim?
We could use an arm like yours.
Seninki gibi kollar güzel olurdu.
I'm here today to talk to you about your Christian brothers and sisters, families just like yours, half a world away, that desperately need your help.
Bugün buraya Hıristiyan kardeşlerinizden bahsetmeye geldim. Onlarda dünyanın öteki ucunda yaşayan, sizinkiler gibi aileler ve yardımınıza ihtiyaçları var.
'Course, uh, mine was all net, didn't roll around the rim like yours did.
Tabii benim sayılarım seninki gibi çemberin etrafında dolanmazdı.
There's not much blood like yours left.
Senin gibilerden fazla kalmadı.
I like yours.
- Ben de seninkini.
Your mom used to have long hair just like yours, but that's when she was crashing on tour buses, before she was getting Brazilian blowouts.
Annen de eskiden seninki gibi uzun saçlara sahipti fakat bu Brezilya fönü yaptırmaya başlamadan önce tur otobüslerine dadandığı zamanlardaydı. Değil mi Rufus?
You have no idea... Everybody I know dreams of a life like yours.
Tanıdığım kaç kişinin sizinki gibi bir hayatı düşlediğini bilemezsiniz.
He doesn't have a wife like yours.
Onun, seninki gibi bir karisi yok
His eyebrows were raised up, just like yours are now, and his jaw was slack.
Kaşları kalkmıştı, ve çenesi gevşemişti aynen şu an senin yaptığın gibi.
Just like yours.
Tıpkı seninki gibi.
Do you like yours more than mine, or what?
Kendininkini benimkinden fazla mı beğeniyorsun, yoksa?
That's how they keep from having profits by paying lots of money to companies like yours.
Vergileri sizinki gibi şirketlere verdikleri paralara göre ayarlıyorlar.
Not all of them, the fiancees abandon the wedding, like yours did.
Herkesin nişanlısı seninki gibi düğün gününde kaçacak değil ya.
- Like, it seems to have totally changed. - This way it will sell. Kono sekai wa omae no mono da omae dake no mono da This world is yours, it is all yours
Al senin olsun.
[If you continue making moves on Seo Eun Young, I'm going to get you like that key of yours.]
Seo Eun Young'a yaklaşmaya devam edersen seni de anahtarların gibi yaparım.
This chick of yours makes her look like a pig.
O kızın yanında, bu domuz gibi.
- Like he's more me than the Viking. - The kid might be yours?
Çocuk senin olabilir mi?
I feel like a great weight has been lifted off my shoulders. And an equally great weight put onto yours.
Şimdi omuzlarımdan önemli bir yükü aldım ve bu yükü, senin omuzlarına yükledim.
So what do these cousins of yours look like?
Kuzenlerin neye benziyor?
It's like - It's like a thread in that embroidery of yours - twisted around other threads, wound together in place and time.
Bu tıpkı nakış yapmak gibidir, iplikler birbirinin içine geçer.
" Hope you like the place. It's all yours.
" Umarım burayı sevmişsinizdir.
This is a poor epitome of yours, which by the interpretation of full time may show like all yourself.
Bu da senin küçük bir örneğin. Zamanın yorumundan geçip olgunlaşınca sana benzeyebilir.
I'm glad you like it, because someday this will all be yours.
Beğenmene sevindim çünkü günün birinde bütün bunlar senin olacak.
You can be like the charming uncle and that... That wife of yours never has to find out.
Onun büyüleyici amcası olabilirsin ve... karın asla bunun farkına varmak zorunda değil.
On yours, I like your idea very much.
- Fikrini oldukça beğendim
See, their reasons is that they just don't like it here, but yours says what it is not to like and why not not to like it.
Onların nedeni sadece burayı sevmemek. Ama senin nedenin sevilmeyecek nelerin olduğunu ve onları neden sevmemek gerektiğini anlatıyor.
Like certain luscious assistants of yours.
Tıpkı o tatlı asistanlarına yaptığın gibi.
when I see the hope draining from their face like it is from yours right now -
yüzlerinde o umudu gördüğümde şuan sendeki gibi -
And you can move into that new office of yours whenever you'd like.
Ne zaman istersen yeni odana geçebilirsin.
I think that my domestic situation has yours beat by like a gazillion.
Benim aile içi sorunum seninkini döver.
My DVR would make yours look like Masterpiece Theatre.
Benim video oynatıcımla harika bir tiyatroda gibi hissedebilirsin.
I would like to wish you and yours... a healthy and happy Alcohol Awareness Week.
Size ve ailenize mutlu ve sağlıklı Alkol Bilinci Haftası diliyorum.
Yours look like they haven't been baked properly.
Seninkiler sanki düzgün pişmemiş gibi görünüyorlar.
But in that green getup of yours, we're gonna stand out like a hooker in a church.
Senin bu yeşil takımınla kilisedeki bir fahişe gibi duruyoruz.
It looks like any ordinary number, but it's not. It's yours!
Sıradan bir numaraya benziyor ama değil.
But your life is not mine to take... Just like Lena's wasn't yours.
Ama senin hayatını almaya hakkım yok tıpkı senin de Lena'nınkine olmadığı gibi.
Yours looks like a good match.
Seninkiler iyi bir eş gibi duruyor.
- Does your girlfriend like to make fun - Of those cute little ears of yours?
- Kız arkadaşın bu küçük tatlı kulaklarına eğlenmek için bir şey yapıyor mu?
- It's so bad it's like one of yours.
- Seninkiler gibi çok kötü.
Is this, like, a technique of yours, where you insult the girl so she'll want you even more?
Bu senin taktiğin falan mı? Kızı aşağılayıp, seni daha çok arzulamasını sağlıyorsun falan.
Um, well I'm swinging by yours, like, in two minutes.
İki dakika içinde orada olacağım.
Give us two coffins like this, and all the trees in the village are yours!
Bize böyle iki tabut ver, ve köydeki tüm ağaçlar senin olsun!
like yourself 72
yourself 387
yours 1007
yours sincerely 37
yours too 49
yourself included 25
yours and mine 62
yours or mine 22
yours truly 54
yours is 24
yourself 387
yours 1007
yours sincerely 37
yours too 49
yourself included 25
yours and mine 62
yours or mine 22
yours truly 54
yours is 24
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like an angel 29
like your dad 19
like you and me 45
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like your dad 19
like you and me 45
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like hell 158
like us 230
like father 112
like it or not 353
like the sun 18
like a cat 27
like your mother 32
like you used to 18
like a fool 55
like you do 64
like us 230
like father 112
like it or not 353
like the sun 18
like a cat 27
like your mother 32
like you used to 18
like a fool 55
like you do 64