English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like i told you

Like i told you translate Turkish

2,637 parallel translation
Look, like I told you on the phone, I have nothing to say to you people.
Telefonda da söylediğim gibi, size söyleyecek bir şeyim yok.
Like I told you ten times, Jack should be on trial here. not me.
Size defalarca söylediğim gibi, mahkemede Jack'in olması gerek, benim değil.
Like I told you, it's complicated.
Bu karışık bir durum. Değil!
Did you grill her like I told you to?
Sana söylediğim gibi onu zorladın mı?
Did you get rid of that phone like I told you?
- Sana dediğim gibi telefondan kurtuldun mu?
Like I told you earlier, bud, that reporter out there, he's the one who should be in trouble, all right?
Daha önce söylediğim gibi başı belada olması gereken şu muhabir, tamam mı?
Which is something you should have did months ago, like I told you.
Bu aylar önce yapman gereken bir şeydi, sana söylemiştim.
Like I told you it would... with more than one of us.
Sana birden fazla kişi olunca yarayacağını söylemiştim.
It's just like I told you an hour ago.
Gördün, insanlar? Bir saat içinde Aynı sana söylediğim gibi.
Like I told you, the syrians are putting you under pressure.
Dediğim gibi... Suriyeliler üstünde baskı kurarlar.
I killed him with my own hands, just like I told you.
Sana söylediğim gibi onu kendi ellerimle öldürdüm.
Like I told you, I've already tried this.
Bak sana söyledim, bunu zaten denedim.
But like I told you, we can't use it right now.
Ama daha önce de söylediğim gibi, hemen kullanamayız.
Like I told you,
Size söylediğim gibi,..
Like it make no difference if I told you earlier.
Hem Söylesem ne fark ederdi ki?
I told you, I don't even think I like him.
- Söylemiştim, hala hislerimden emin değilim.
I told them that you were too smart to get sandbagged by something like this.
Senin böyle kum torbasına konmayacak kadar çok zeki olduğunu söyledim onlara.
I told you daddy, it's not at all like that.
Sana söylemiştim baba, öyle birşey olmayacak diye.
And even though Jules would die if we ever got together, I feel like if I told you it was possible, you would come home and go back to college.
Ve her ne kadar, bir araya gelirsek, Jules bizi kıtır kıtır kesecek olsa da sana mümkün olduğunu söylersem eve dönüp, okuluna devam edeceksin gibi hissediyorum.
So I sent Lena to bed, like I told you, at 2am.
Şimdi işler böyle mi yürüyecek?
I told you I don't like fucking when your mom's home.
Annen evdeyken yiyişmeyi sevmediğimi söylemiştim.
Look, yesterday, I went over there, pretended to be a customer, like you told me to, right?
Bakın, dün o eve gittim,... tıpkı sizin telkin ettiğiniz gibi, müşteri kılığındaydım.
I killed the son of a bitch, just like you told me to.
O adi şerefsizi öldürdüm, tıpkı bana söylediğin gibi.
How often have I told you not to get worked up like this?
Sana beni bunlar yüzünden uyandırmamanı kaç kere söyledim?
- I didn't know- - yeah, well, you also called me and told me to push it like I was your secretary and you wanted me to change a meeting.
Evet, ayrıca beni sanki sekreterinmişim ve bir toplantı erteliyormuşum gibi arayıp ertelememi söyledin.
I told her I didn't like my engagement ring, but that's not your fault, because you didn't pick it out.
Ama bu senin hatan değil, çünkü sen seçmemiştin.
What if I told you that we could keep living like this?
Ya sana böyle yaşamaya devam edebileceğimizi söyleseydim?
I never told you this while you were still alive but I would have given anything to be like you.
Sağken bunu sana hiç söylememiştim ama senin gibi olmak için her şeyimi verirdim.
You know how I told you over the phone I like the new Gersploosh album?
Telefonda sana yeni Gersploosh albümünü sevdiğimi söylemiştim ya...
And if I told you I was hanging out with Ty, you would have been like, "hey, that's cool"?
Peki ya size Ty'la takılacağım deseydim "aman ne güzel" mi derdiniz?
Like if I had told you, you would have gone?
Söyleseydim gelecek miydin sanki?
Oh, and when I told you I didn't like cauliflower, I lied.
Ayrıca sana karnabahar sevmediğimi söylerken de yalan söyledim.
I don't want to say I told you so, But don't grip it on the sides like that.
Sana demiştim demek istemiyorum ama sakın böyle bu taraftan tutma.
No.I already told you, I'm not dealing with you when you're like this.
Hayır. Böyle davranırsan seninle ilgilenmeyeceğimi söylemiştim.
Like when I came to you and you told me that I couldn't sit at the adult table, right.
Sana geldiğimde ve bana yetişkin masasına oturamayacağımı söylediğin gibi, değil mi?
What if I told you that I consume knowledge like no one you've ever met, and I've actually passed the bar?
Peki ya ben sana, hayatında hiç bilmediğin gibi bilgi kullandığımı,... ve gerçekten BAR sınavını geçtiğimi söylersem?
Well, I've been keeping my ear to the street, like you told me to, and I hear about a junkie named Viper with a bunch of cash.
Tıpkı benden istediğin gibi, her taşın altını karış karış ediyordum,... ve ismi Viper olan bir esrarkeş duydum. Cebinde bol miktarda para da varmış diyorlardı.
They're like opera singers and they're amazing. I told you.
Opera sanatçısı gibiler ve muhteşemler. Sana söylemiştim.
You can stay as long as you like, but there's something else the guys here told me about, something I thought you might want to know.
İstediğin kadar kalabilirsin ama adamların bana söylediği birşey daha var. Senin bilmek isteyeceğini düşündüm.
I sent her back like you told me to.
Geri göndermek için bana söylediklerini harfiyen uyguladım.
I told you I don't like that joke.
Bu şakadan hoşlanmadığımı söylemiştim sana.
But I'd be lying if I told you I didn't like Sue here, too.
Ama eğer Sue'dan hoşlanmadığımı söylersem, yalan söylemiş olurum.
See, I told you- - sounds like a job for the old Int...
- Gördün mü, söylemiştim. Görünüşe göre Bilgisayar...
More like, uh, I told my girlfriend that, so we'd be stranded, she could get a little friendlier, which she did, if you know what I mean.
Daha çok kız arkadaşıma böyle söylemiştim, yolda kalırsak biraz daha yakınlaşabileceğimizi ki yakınlaştık, ne demek istediğimi bilirsin.
She told me that you got her clean in, like, a month, so I thought that was awesome.
Bana insanları bir ay gibi bir sürede tedavi ettiğinizi söyleyince koşa koşa geldim.
You write down something you haven't told anyone. Like, say, if you, I don't know, wrote a mean, anonymous letter about a girl you liked.
Daha önce kimseye söylemediğin bir şeyi yazıyorsun mesela beğendiğin bir kıza yazmış olabileceğin patavatsız bir mektup gibi.
I think you were hanging out by that window peeping, and someone saw you, told the Chamblisses- - Dad didn't like that.
Bence sen o pencereden evin içini dikizliyordun ve biri seni gördü, Chambliss'lere anlattı, bu da babanın hiç hoşuna gitmedi.
I... I found that photo, and you told me that it was just some hiking trip, that Thayer was my brother, so he was like a brother to you.
O fotoğrafı bulduğumda, bana onun bir yürüyüş gezisi olduğunu Thayer'ın benim abim olduğunu ve senin için de abi gibi olduğunu söylemiştin.
I told you it was suicide to tutor a monument like that.
Sana onun gibi bir abideye özel ders vermenin intihar olacağını söyledim.
It inspires people, like how you told me I could have any job Barbie had.
İnsanlara ilham veriyorsun. Tıpkı bana Barbie'nin yaptığı her işi yapabileceğimi söylediğin zaman gibi.
After I told the principal that you could have never done something like that, and I threaten him with the Colombian necktie!
Kalkıp müdüre senin asla böyle bir şey yapmayacağını söyleyip adamı "Kolombiya kravatı" yla tehdit ettim bir de!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]