English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like you used to

Like you used to translate Turkish

1,889 parallel translation
We know you walk around that antique store like you used to own the place.
O antika dükkanında bir zamanlar seninmişcesine sahiplenerek dolaştığını biliyoruz.
You hunted him down, just like you used to hunt down the enemy on the battlefield.
Savaş alanındaki düşmanını kovalar gibi adamı yakalayana kadar peşinden gittin!
So do it for me again, Nathan, like you used to.
Benim için yine yap Nathan.
"Mayu-chan" like you used to.
Kibar ol ve her zaman ki gibi " Mayu-chan de.
You can't take a club to the head like you used to.
Artık kafana eskisi gibi sopa yiyemezsin.
Rick, don't tell me that you don't wanna rawdog the top shelf like you used to in your prime, huh?
En iyi zamanlarındaki gibi üst sınıf kadınlarla kondomlu ilişkiye istemediğini söyleme bana.
My tiny unspecialized facility is full of dedicated people who save lives every day. Just like you used to.
Benim küçük kapasitesiz hastanemde, eskiden senin yaptığın gibi her gün hayat kurtaran kendini adamış insanlar var.
I just thought maybe you could show us some of that old stuff... Like bad's boys used to do.
Belki bize Bad's Boys'un yaptığı eski numaraları gösterirdiniz.
Oh, I used to be like you, you know?
Bende senin durumundaydım bir zamanlar, biliyor musun?
You know, we didn't realise this.. But we used to like each other a lot.
Biliyorsun, aslında böyle şeyler olmadı ama biz birbirimize karşı çok hissettik.
I used to be just like you.
Ben de senin gibiydim.
I used to be just like you.
Ben de aynı sizin gibiydim.
I used to like you, sam.
Seni severdi, Sam.
I wanna lie on the floor with you like we used to.
Eskiden yaptığımız gibi, seninle yerde yatmak istiyorum.
It's just, you used to laugh like a, like a, um, a happy bird.
Sen tam bir... şey gibi mutlu bir kuş gibi gülüyorsun.
You didn't used to talk like this.
Eskiden böyle konuşmazdın.
You look so much like... Someone I used to know.
Eskiden tanıdığım birine çok benziyorsun.
And sometimes... you turn a corner only to find you're different in some small way and the world, it doesn't look quite like it used to.
Bazen de farklı biri olduğunu keşfetmek için bir köşeyi dönersin...
Sid.. if you keep helping me like this, I'll get used to it.
Sid. Böyle yardım etmeye devam edersen alışkanlık olacak.
it's like when I used to help you with your math homework, and finally I just stopped trying to push that rock up a hill. and I said, "she's not gonna need this math. she's pretty." that was a while ago, but, you know, still...
Bu, sana matematik ödevlerinde yardım ettiğim zamanlara benziyor,... ve sonunda deveye hendek atlamayı denemeyi bırakmıştım ve dedim ki, "Matematiğe zaten ihtiyacı yok, güzelliği yeter." uzun zaman önceydi, ama yine de...
I thought we used the last of the Band-Aids... when you wanted to see what I'd look like with a mustache.
Sanırım son yara bandını benim bıyıklı hâlimi görmek istediğinde kullanmıştık.
You can run away, just like we used to when the fascists wanted to kick our heads in.
Kaçabilirsin, tıpkı faşistler kafamızı tekmelemek istediğinde yaptığımız gibi.
Didn't you used to like them?
Eskiden onları sevmez miydin?
I just got out of prison for something I didn't do, and, before that, I used to, like, you know, study real hard and learned all kinds of different ways to kill motherfuckers just like you.
Hapisten daha yeni çıktım, ondan önce de sizin gibi şerefsizlerin nasıl öldürüleceği konusunda kendimi oldukça geliştirmiştim.
He used to come round and hit you on the arm. like "Come here!"
Gelip omzuna vurur, "Gel bakayım!" derdi.
You made me look like a fucking idiot and I'm not used to that, you know?
Beni siktiğimin aptalı gibi gösterdin, ve ben böyle görünmeyi sevmem, tamam mı?
For a second there in the dark you just looked like someone I used to know.
Bir an için karanlıkta eskiden tanıdığım birine benziyordun.
I used to feel like you didn't love him.
Onu sevmediğin duygusuna kendimi alıştırmıştım.
- I didn't really know her very well... but she was in my art class... and she used to paint these really colorful oil paintings. I Like, just, you know, shapes, really.
Onu aslında çok iyi tanımıyordum ama onunla sanat dersini beraber alırdık ve o şu renkli yağlı boya resimlerinden yapardı işte bilirsin, şekiller...
You see, I never used to say stuff like that!
Gördün mü? Eskiden asla böyle şeyler söylemezdim.
Sorry life here ain't the glitz and glamour you're used to but you can't just run around acting like a baby.
Şanlı ve gösterişli bir hayatımız olmadığı için üzgünüm ama bu şekilde bebek gibi de ağlayamazsın.
Looks like you used a... macro protocol to wipe them all simultaneously.
Onların tüm belleğini silmek için, bir makro protokolü kullanmış olmalısın.
You used to like this game.
Bu oyunu severdin sen.
You used to be like that with Seohyeon.
Seo Hyun'u gördüğün zaman gibi. Onun gibi.
I can tell you that Egyptian Pharaohs used to do it like twice a week, OK and-and probably only called it like Dinosaur attack, or something like that
Mısır firavunlarının bunu... haftada iki kez yaptığını söyleyebilirim. Muhtemelen de dinozor saldırısı falan diyorlardı.
You know what I used to be like with the old drink.
Eskiden içkiyle aramın nasıl olduğunu biliyorsunuz.
Sam, I used to be scared and stupid full of shame, just like you.
Sam, eskiden korkardım. Aptaldım. Utanç duyardım.
I used to be just like you.
Eskiden ben de senin gibiydim.
You used to like it.
Eskiden severdin.
You can take some ancient technology like the Baghdad battery which probably was used for something like metal plating and wich you just mix chemicals and enhance the chemical reactions to they were using for this reason, and we can take and put a voltmeter and go "Oh look, we're able to get a reading out of it!"
Muhtemelen metal kaplamak gibi bir şey için ya da sadece kimyasalları karıştırmak ve kimyasal reaksiyonlar geliştirmek için kullanılan Bağdat pili gibi bir takım eski teknolojileri alabilir ve onu bir voltmetreye bağlayıp "Oh bakın, görüyor musunuz bir takım değerler alabiliyoruz" diyebilirsiniz.
It's like how you always used to say, "Don't get personally involved." But, uh, I'm involved.
Kişisel hislerini ayrı tut diye.
Kids like that used to beat you up and I bet you they still can
Çocuklar seni dövmek istiyorlardı ve eminim hâlâ istiyorlardır.
Okay, and we used to sing it when we did karaoke, but that was when we were, like, really, really drunk, you know?
O şarkıyı kareoke yaptığımız zamanlar söylerdik. Ama o zamanlar da kör kütük sarhoştuk, malum.
That's just amazing, to pick up a stone tool like that just lying on the surface. You get used to it Working in Arabia,'cause they're everywhere.
Arabistan'da çalışırken alışıyorsun, çünkü her yerdeler.
This may be really hard for you to believe. Like, I know it's crazy. But I used to screw up, like, all the time.
Belki inanmak zor gelebilir, delice biliyorum ama eskiden her şeyi mahvederdim.
I thought, "How can you allow yourself to be used like that?"
Seni kullanmalarına nasıl izin verirsin diye düşündüm?
Why don't you... why don't you go ahead and tell me I'm full of it, like you always used to?
Neden sen... Neden her zamanki gibi bunlara kanmadığını söylemiyorsun?
I'm afraid that protocol in the intelligence community... isn't simple as someone like you is used to.
Korkarım istihbarat protokolleri sizin alışık olduklarınız gibi basit değil.
Remember when you guys used to make fun of me like this?
Benimle de böyle dalga geçtiğiniz zamanları hatırlıyor musunuz?
Like you used to.
Her zaman yaptığım gibi büyük patronun peşindeyim tıpkı senin eskiden yaptığın gibi.
Tree. And it used to bother me when you say things like that.
Ve sen böyle konuşunca rahatsız oluyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]