English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe you know him

Maybe you know him translate Turkish

472 parallel translation
Maybe you know him.
Belki tanıyorsundur.
Say, maybe you know him.
Belki tanırsınız.
Maybe you know him,
Belki tanıyorsunuzdur,
Maybe you know him
Belki onu tanıyorsunuzdur
Maybe you know him.
Belki onu tanıyorsundur.
Maybe you know him.
Belki onu tanıyorsunuzdur.
Maybe you know him. He's dead, too.
Belki tanıyorsundur.
My mom got this tape from this guy, maybe you know him...
Annem bu kaseti ondan aldı, belki onu tanıyorsun...
- Maybe you know him.
Belki onu tanıyorsunuzdur.
You know, maybe I shouldn't have sung for Charlie that first time I met him.
Belki de Charlie'yle ilk tanıştığımda ona hiç şarkı söylememeliydim.
Now, maybe we did put the questions to him a little roughly.... You know how that is, Lieutenant?
Sorulari sorarken biraz sert davranmis olabiliriz... ama nasildir bilirsiniz Tegmen.
Maybe Parry didn't have the brains to know it, but you drove him to it.
Parry bunu anlayacak kadar zeki değildi, ama onu sen zorladın.
But you never know, maybe women will like him.
Ama hiç belli olmaz bakarsın dinleyiciler ona bayılırlar.
Yeah, anyway, maybe you can't convince a man like him about something he just don't want to know about.
Neyse, öyle bir adamı bilmek istemediği bir şeye zor ikna edersin.
Maybe you know him.
Kendisini tanıyorsunuzdur.
You know something, mr. Mothershed? Maybe, by now, pinto knows who it was that killed him.
Bence, Bay Mothershed belki Pinto onu kimin vurduğunu biliyordur.
Good, but maybe he doesn't know the way to jail I'll show him lady, what are you doing?
ama zindanın yolunu bilmiyor olabilir ona gösteririm madam, ne yapıyorsunuz?
Or maybe you know something which could send him to the gallows.
Belki de onu darağacına gönderebilecek bir şey biliyorsundur.
Maybe they could use him as a lead into something, you know...
- Onu kullanırken...
If you know him... then maybe you know one of the passwords.
Eğer onu tanıyorsanız... belki parolalarından birini de biliyorsunuzdur.
- Maybe you didn't know him too well.
- Belki onu çok iyi bilmiyordun.
He works for the city, so we can't bribe him with water... but maybe if you were real nice to him... he'd do us a favor, if you know what I mean.
Şehir için çalışır, yani ona su ile rüşvet veremeyiz... ama belkide onu gerçekten memnun edebilirsin... Ne kast ettiğimi anlıyorsan, bize bir iyilik yapabilir.
Well, since you know him so well, maybe you wanna explain an $ 18,000 deposit... he made at First National 10 days ago.
Peki, madem onu çok iyi tanırsın, belki First National bankasına... on gün önce yatırdığı 18.000 doları açıklamak istersin.
Maybe I know some things about him you don't.
Belki senin bilmediğin şeyler biliyorumdur.
You fucked him maybe, but you didn't know him!
Belki onunla yatmışsındır, ama onu tanımıyordun!
then maybe it's time you knew something about him.
I DON'T KNOW WHERE? ? THEY TOLD ME THEY WOULD TELL ME WHERE THAT WAS?
I don't know, maybe I should have given him more of a chance, you know? He's not evil, he's just...
- Bilemiyorum, belki de ona daha fazla şans tanımalıydım.
How do you know, maybe you like him.
Nereden bileceksin, belki de onu seversin.
You know, Kel, maybe I should get Dad something to remind him of me.
Kell, babama beni hatırlatacak bir şey vermeliyim.
Maybe he doesn't know what's going on, but you can convince him.
Belki de neler olduğunun farkında değildir, ama sen onu ikna edebilirsin.
I thought that if I could help him in some way get him this girl that he loves that maybe, you know things would change for me.
Bir şekilde ona yardım edebilirsem sevdiği kızı ona götürürsem belki, yani benim için bazı şeyler değişecek.
And then they die. Maybe a few good sports, you know, do it just to please him, but sooner or later they say "What the hell is this?"
Belki birkaç jimnastik hareketi hoşlarına gider,..... ama kısa bir süre sonra sıkılıp "Nedir bu lanet şey?" diye sorarlar.
Maybe if you took this pup and you throwed him away, then George would never know and I'd get to tend them rabbits with no trouble.
Belki de bu köpeği sen alıp dışarı atsan daha iyi olur. O zaman George'un hiç haberi olmaz, ben de tavşanlara bakabilirim.
Maybe you don't know him as well as you think you do, Lois.
Belki de onu düşündüğün kadar iyi tanımıyorsundur, Lois.
Now maybe you can visit him in his new place of residence... but, you know, I don't think he's going to be so much fun no more.
Belki onu şimdi yeni konutunda ziyaret edebilirsin ama artık eğlenceli olabileceğini sanmıyorum.
Now, pumpkin, I want you to know that I'm very fond of Chad and I know that you're very happy with him but I think maybe it's time you started seeing other guys.
Balkabağım, bilmeni isterim ki Chad'i seviyorum ve onunla çok mutlu olduğunu biliyorum. Ama bence artık başka erkekleri görme zamanın geldi.
Maybe he's not interested, but you still know him.
Belki seninle ilgilenmiyor, onu hala tanıyorsun.
- No! You know, Bart, since he is giving you all of his money... maybe it would be nice if you spent some time with him.
Bart, adam bütün parasını sana bıraktı.
- Maybe you should go ask him out. - You know it.
- Ona çıkma teklif et.
Yeah, well, see, I did that, and I haven't been able to get him, so I thought maybe you'd know an alternate number, or what have you.
- Ara onları. Aslında bunu yaptım. Ancak onlara ulaşamadım.
So maybe you could put in a word with him... and he'd kind of blow this whole thing off, you know?
Benim için iyi şeyler söyler, her şeyi unutur.
Hey, maybe you don't even know him.
Hey... belki de, onu bile tanımıyordun.
You know, we don't have one thing in common, me and him, except maybe our last name.
Biliyorsun, bizim ortak hiçbir noktamız yok. Belki soyisimlerimiz hariç.
- Maybe- - You know what? I'll feed him.
Ona yemek vereceğim.
You know, I'm getting a little worried about Kung Lao. - Maybe we should go look for him.
Biliyor musun, Kung Lao için biraz endişeliyim.
Because I'm thinking that maybe tomorrow morning we could... you know, run into him in the coffee shop downstairs accidentally.
Çünkü aklıma geldi de, belki yarın sabah onunla karşılaşırız... mesela tesadüfen aşağıdaki kafede.
Hey, you know, maybe I should take him back to the manor to keep him safe.
Hey, belki de güvende olması için onu eve götürmeliyim ne dersin?
You know, I see him here all the time, all alone. I wonder if maybe that's not gonna be me someday.
Onu sürekli yalnız gördükçe günün birinde ben de mi böyle olacağım diye düşünüyorum.
Well, maybe we can ask somebody to take him for a couple of days, you know, as a favor.
İyilik olarak yani. Sen hiç kimsenin hayatını kurtardın mı?
I don't mean like full-on coaching... but I mean maybe just kind of watch him at a distance, you know.
Tam anlamıyla koçluk demiyorum... ama belki uzaktan onu gözlersin.
We're thinking about getting a dog so we wanted to call him and ask him his advice, whatever, and see if maybe his office had a forwarding number and they said, you know... - That he wasn't there.
Bir köpek almaya karar vermiştik ve tavsiyesi için onu aramak istedik ofisinden bu konuyla ilgili bir telefon öğrenebiliriz diye düşündük ve onlar orada olmadığını söylediler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]