English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Minutes and

Minutes and translate Turkish

10,973 parallel translation
Eight minutes and six seconds.
8 dakika ve 6 saniye sonra.
6 minutes and 55 seconds.
6 dakika 55 saniye kaldı.
- 5 minutes and 13 seconds.
- 5 dakika 13 saniye.
You fumbled it three times... twice in the first five minutes and once again about 45 minutes later.
Üç kere karıştırdınız ikisi ilk beş dakika içinde ve 45 dakika sonra tekrar.
It's only been 2 minutes and 20 seconds.
Daha 2 dakika 20 saniye geçti.
Dura about... 26 minutes and 44 seconds.
26 dakika 44 saniye.
Take 15 minutes and eat.
15 dakika ara verin ve dinlenin.
82 minutes to eat, sleep and work.
Yemek, uyumak ve çalışmak için 82 dakika.
And you have five minutes.
Beş dakikanız var.
Well, a few minutes after Alex disappears, a cab pulls directly into the blind spot, it stops for about 20 seconds, and then...
Alex'in kaybolduğu birkaç dakikada bir taksi kör noktaya giriyor 20 saniye kadar duruyor.
And 17 minutes later.
- Ve 17 dakika sonrası.
Thank you. This is feeling less like an exam and more like the last 10 minutes of "Saw."
Bir sınavdan daha çok, Testere'nin son 10 dakikası gibi hissettiriyor.
And there's only 29 minutes left, and we haven't even shouted out our top 10 Sue catchphrases yet.
29 dakikalık yolumuz kaldı ve hala en iyi 10 Sue sözlerimizi söylemedik.
35 minutes ago at a liquor store at 71st and Binford.
35 dakika önce 71. cadde ve Binford arasındaki bir içki dükkanından.
I'm not going anywhere until you do, so I can hang out here and create a scene, or you can give me five minutes at the bar next or.
- Sen gidene kadar kıpırdamıyorum o yüzden burada takılıp olay çıkarabilirim ya da yandaki barda beş dakika ayırırsın.
You have 50 hours and 23 minutes.
50 saat ve 23 dakikan var.
50 hours and 20 minutes left.
50 saat ve 20 dakikam kaldı.
50 hours and 19 minutes left.
50 saat ve 19 dakika kaldı.
He withdrew $ 300 95 minutes ago. - And the money?
- 95 dakika önce 300 dolar çekmiş.
We're in and out in under 30 minutes.
30 dakika içinde girip çıkacağız.
Guys, S.W.A.T. and rescue teams are about six minutes out.
Çocuklar, özel tim ve kurtarma ekibi yaklaşık 6 dakika uzaklıkta.
Well, multiple agency servers have been attacked in the last few minutes, and the traffic traces back to your IPs.
Son birkaç dakikada örgütün birden fazla sunucusu hacklendi ve takip cihazı bizi, sizin IP'nize yönlendirdi.
I only got here a few minutes before you, and I have my own jet.
Buraya senden birkaç dakika önce geldim ve benim kendi jetim vardır.
Avengers, Nighthawk's turned Hyperion into a doomsday device and we've only got minutes to stop him from detonating the planet.
Yenilmezler, Nighthawk Hyperion'u bir kıyamet günü aletine çevirdi ve onun dünyayı patlatmasını engellemek için sadece dakikalarımız var.
I sent them and a team with Agent Banks 20 minutes ago.
Ajan Banks ve bir ekiple yirmi dakika önce gönderdim.
They are gonna be here in 45 minutes, and if you are still dressed like that and this room still looks like this, Dominic is going to fire us.
45 dakika içinde burada olacaklar ve o zaman da üstünde hala bunlar olursa bu oda da bu halde olursa Dominic ikimizi de kovacak.
You have less than 15 minutes to breach their barricades and regain control of that chamber.
Barikatlarını geçmeniz ve odanın kontrolünü tekrar elinize almanız için 15 dakikadan az vaktiniz var.
Five minutes to the interview and counting.
Röportajın başlamasına beş dakika var ve süre ilerliyor.
Within minutes of Ms. Pope's declaration, pundits began postulating how, and if,
Peki ya hangisi, eğer olursa, Başkan Grant'in yüzleşeceği olacak? Bayan Pope'un beyanından sonraki dakikalarda uzmanlar eğer varsa Grant'in ilişkisiyle yasayı nasıl çiğnediğini tartışıyorlar.
The president's motorcade was seen leaving the White House roughly eight minutes ago and is currently traveling down Wisconsin Avenue.
Köpek düdüğüyle politika yapmak. Başkan'ın konvoyu aşağı yukarı sekiz dakika önce Beyaz Saray'dan ayrılırken görüldü. Şu anda Wisconsin Sokağı'nın sonuna doğru yol alıyor.
About... 10 minutes, until Howard's driver came back with our dinners and started shouting.
- Yaklaşık... 10 dakika. Howard'ın şoförü yemeklerimizle geri gelip bağırmaya başlayana kadar.
And that would be the player who got knocked out of the game 15 minutes before the shooting and left angry...
Ve bu, ateş edilmeden 15 dakika önce işi bitirilip oyundan çıkan ve öfkeyle giden oyuncu oluyor...
No, it is not. 15 minutes after you lost, Mr. Phan, someone stole the half million in cash on the table and shot up your fellow players.
- Siz kaybettikten 15 dakika sonra, Bay Phan birisi, masadaki yarım milyon nakit parayı çaldı ve oyun arkadaşlarınızı vurdu.
I leave for ten minutes, and you nick my seat?
10 dakikalığına ayrılıyorum ve koltuğumumu çalıyorsun?
Give me a few minutes with Mahmoud, and I will join you later.
Mahmoud'la bana birkaç dakika müsaade et. Sonra size katılırım.
I can kill Khalil and every one of his men in 15 minutes!
15 dakikada içinde Khalil'i ve adamlarını öldürebilirim!
Come on. It starts in 15 minutes, and I wanna get some popcorn.
Hadi, gidelim. 15 dakika sonra başlayacak.
Give me five minutes, and we shall dance until dawn.
Bana beş dakika ver, şafağa kadar dans edelim.
I wish our visit could last longer, but in about five minutes, some friends of mine are gonna come throw you in a van and drive you to D.C., where a damn alphabet soup of FBI, DEA, ATF and DOJ will be waiting to QA.
Daha uzun kalmak isterdim ama 5 dakika içinde bazı arkadaşlar seni araca bindirip FBI, DEA, ATF DOJ'dan oluşan Washington'daki alfabe çorbasına götürüp sorguya çekecekler.
It's to have your client admit that you approached him after he had a public episode and then instructed him to say that it was within five minutes of eating one of our muffins.
Müvekkilinizin, herkesin içinde bir kriz geçirdikten sonra sizin ona ulaşıp Bayan Litt'in keklerinden yedikten sonra bu hale geldiğini iddia etmesini söylediğinizi kabul etmesi için veriyoruz.
My heart stopped for, I think, two minutes until my dad rescued me and saved my life.
Babam beni çıkarıp hayatımı kurtarana kadar kalbim iki dakikalığına durmuştu galiba.
And for the next 30 minutes, I am that God.
Önümüzdeki 30 dakika boyunca ise Tanrı benim.
My wife only gets 45 minutes for dinner, and if I don't get there right at 8 : 00,
Eşimin yemek için yalnızca 45 dakikası vardı, eğer 8'de orada olamazsam,
Our flight time is approximately seven hours and 16 minutes.
Bizim uçuş süresi yaklaşık yedi saat ve 16 dakika.
You tortured detective Kinney, gave him a compulsion lobotomy, not to mention you're holding me against my will and using up all of my minutes.
Beni iradem dışında burada tuttuğundan ve dakikalarımı tükettiğinden bahsetmiyorum bile.
We were only there a few minutes before Aziz got ahold of Conrad's gun and started shooting.
Birkaç dakikalığına orada duruyorduk Aziz, Conrad'ın silahını ele geçirdi ve ateş etmeye başladı.
I, um, I tried following the recipe, but, you know, I think your oven might be broken, because I was supposed to put in for like 20 minutes, and, I don't know, smoke just started billowing out, and I think the chicken's just a little, slightly undercooked.
Yemek tarifini uygulamaya çalıştım ama, biliyorsun, sanırım fırının bozuk çünkü yirmi dakika pişirecektim ve bilmiyorum duman falan çıkmaya başladı işte ve tavuk sanırım biraz hafif, az pişmiş oldu sanki.
It takes me ten minutes to log into this thing ; Felicity does it in two seconds, and Ray probably invented it.
Şu zımbırtıya on dakikada anca girebildim Felicity iki saniyede yapıyor ve icat eden de muhtemelen Ray.
I have a call in with the registrar's office, and I will find out who, exactly, does own the house in a matter of minutes, at which point, we kill said person, storm the castle, and save your damsel.
Tapu müdürlüğünü arayacağım. Dakikalar içerisinde evin sahibinin kim olduğunu öğreneceğim. Sahibi öldüreceğiz.
Um, ok. Just get a grip on yourself for 5 minutes, and we'll get you more blood.
Sadece 5 dakika hakim ol kendine sana biraz daha kan getiririz.
A few minutes more, and I would have been dead.
Birkaç dakika daha geçseydi ölmüş olurdum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]