English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / More tea

More tea translate Turkish

415 parallel translation
- More tea, sir?
- Çay efendim?
- More tea?
- Biraz daha çay?
Anyone have more tea?
Başka çay isteyen?
- May I get you some more tea?
- Bir çay daha alır mısınız?
Would you like more tea?
Bir çay daha alırmıydınız?
- Want any more tea, darling?
- Başka çay istiyor musun tatlım?
Some more tea?
Biraz daha çay alır mıydınız?
More tea, Mr. Allnut?
- Bir çay alır mısınız Bay Allnutt?
Would you like a little more tea?
Biraz daha çay ister misin?
More tea, Father?
Biraz daha çay alır mısınız, Peder?
Some more tea?
- Biraz daha çay alır mısın?
Do you want some more tea?
- Biraz daha çay ister misin?
If you can't control yourself until I have finished, I shan't allow you to have any more tea.
Bitirinceye dek kendine gelemezsen daha fazla çay içmene izin vermeyeceğim.
I've found some more tea.
Biraz daha çay buldum.
Pour us some more tea, duck.
Biraz daha çay koy, tatlım.
- would you Iike some more tea, sir?
- Biraz daha çay alır mıydınız?
More tea?
Çay?
- Some more tea, Bertrand?
- Biraz daha çay alır mısın Bertrand?
Sister, more tea please.
Bayan, biraz daha çay lütfen.
- Not more tea?
- Biraz daha çay?
They had an extra pint of milk which either means there are more people there or they're drinking more tea.
Ayrıca her zamankinden 1 lt fazla süt aldılar. Ya içeride daha fazla kişiler ya da daha fazla çay tüketiyorlar.
[British Accent] Uh, Colonel Statter, would you like some more tea?
Albay Statter, biraz daha çay alır mıydınız?
More tea?
Bir çay daha?
Well, shall we have some more tea?
Bir bardak çay daha içer miyiz?
- Potts, how about some more tea?
- Potts, biraz çay fena olmazdı?
How about more tea.
Biraz daha çay ister misin?
Would you like some more tea?
Biraz daha çay ister misin?
Some more tea?
Biraz daha çay ister misin?
How about some more tea?
Biraz daha çay içelim mi?
Terribly sorry, ladies. We have no more tea.
Hanımlar, çok, çok üzgünüm ama hiç çayımız kalmamış.
What? No more tea?
Nasıl çay kalmamış?
Sorry, sir, I had to get some more tea bags.
Üzgünüm efendim, poşet çay almam gerekiyor.
May I have some more tea?
Biraz daha çay alabilir miyim?
Or would you like more tea?
Yoksa daha istiyor musun?
You can take some more tea if you want.
Anadolu Lisesi ekibi.
More tea, Mr. Bundage?
Biraz daha çay, Bay Bundage?
More tea, Colonel?
Biraz daha çay, Albay?
Unless there are any questions? Have some more tea, help yourself to the biscuits.
Herhengi bir sorunuz yoksa biraz daha çay alın ve bisküvilerin bitmesine yardım edin.
- More tea, Mr Pierce? - Ah, yes.
- Biraz daha çay, Bay Pierce?
Have some more tea.
Biraz daha çay alsanıza.
They asked me a bunch more questions and suddenly it was all, you know, tea and toast.
Biraz daha soru sordular ve bir anda çay ve tost geldi.
There will be two more for tea, Martha.
İki kişi için daha çay koy Martha.
The cold tea would do more good.
Soğuk çay daha da iyi gelir.
You carry on more over a cup of tea than I do over a glass of gin.
Bir fincan çay için, cine duyduğum heyecandan daha fazlasını duyuyorsun.
He subsequently stayed to tea... and devoured every single muffin... and what makes his behavior all the more heartless... is that he was perfectly aware from the start... that I have no brother, that I never had a brother... and that I don't intend to have a brother, not even of any kind.
Davranışlarını daha da duygusuz yapan şey kardeşim olmadığını baştan bilmesiydi. Hiç kardeşim olmadı ve hiçbir şekilde bir kardeş de istemiyorum.
Well, I'll see that you have more than tea today.
Bugün çaydan daha fazlasını elde etmeni sağlayacağım.
Next time we see anarvik and we have a cup of tea he says,'anarvik my friend, this man asks no more favours no more permission.
Gelecek defa Anarvik'i görüp bir bardak çay aldığımızda "Anarvik" arkadaşım, bu adam artık iyilik, izin istemiyor " diyeceğim.
Was the tea good? You should eat more of your breakfast.
Kahvaltıya devam edecek misiniz?
- Any more tea?
- Çay?
- There's no more mint tea.
- Başka nane çayı kalmadı.
Now that you've had a sip of poison tea,... at the most I can wait here one more hour.
Çaydan bir yudum almanla işin bitmiş oluverdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]