English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tea

Tea translate Turkish

19,692 parallel translation
Tea's up.
Çay hazır.
Might we have tea tomorrow?
Yarın bir çay içelim mi?
Who wants to know he went all the way to the Sudan to make tea?
Kim ta Sudan'a çay demlemek için gittiğimi bilmek ister?
May I offer you some tea?
Sana biraz çay ikram edebilir miyim?
There's tea, sugar, vegetables, everything.
Çay, şeker, sebzeler, her şey var.
- Does anyone want tea?
- Çay isteyen var mı?
How about some tea?
Çay ister misin?
How about some tea?
- Çay isteyen var mı?
I'll make some tea for us.
- Bizim için Çay yapayım.
I've dissolved some more arsenic in this tea.
Bu çaya biraz daha fazla arsenik erittim.
I've made you a cup of tea.
Sana çay yaptım.
I'm sure the tea will make you feel better.
Eminim çay olur seni daha iyi hissettirir.
Why don't you come down later and have tea there?
Sonrasında neden bara uğrayıp çay içmiyorsun?
Cup of tea?
Çay?
Sorry, I can't offer you tea, the water's off.
Kusura bakmayın, çay ikram edemiyorum. Sular kesik.
One day we'll have to do this over tea like respectable businessmen.
Bir gün bunu saygıdeğer iş adamları gibi çay eşliğinde yapalım.
Tea still in box.
Çay yaprağı hâlâ kutuda.
I'm gonna make tea.
Çay yapacağım.
Lay down and make some chamomile tea.
Uzan ve bir papatya çayı yap.
Wow. This is an impressive amount of tea pots here.
Bu demliğin büyüklüğü çok etkileyici.
Your tea is getting cold.
Çayınız soğuyor.
What lovely tea you've made.
Ne güzel çay yapmışsın.
I didn't know that you could make such tasty tea.
Böyle lezzetli çay yapabildiğini bilmiyordum.
- What about our tea party?
- Çay partimiz ne olacak?
Your tea is getting cold...
Çayınız soğuyor...
Any time you're in London we could have tea.
Londra'ya geldiğiniz bir zamanda çay içebiliriz.
By this time next week, my left ear will be ground up in some horny gnome's tea.
Gelecek hafta bu zamanlarda, sol kulağım azgın bir Gnome'un çayının dibinde olur.
Perhaps you'd like some tea.
Çay içmek istersiniz belki.
Perhaps we might have tea.
Belki bir çay içeriz.
I've asked Liliana to bring us some tea out here.
Lilian'dan buraya bizim için biraz çay getirmesini istedim.
Tea?
Çay?
I'll leave you to sweep your leaves and drink your tea.
Sana yaprakları süpürüp çayını içmeye bırakacağım.
- I'll make tea?
- Çay yaparım mı?
- Tea is for beginners.
- Çay yeni başlayanlar içindir.
Have some tea.
Çay al.
Read tea leaves and tarot cards.
Çay yapraklarını okurdu. Tarot kartları açardı.
I was just making a cup of tea.
Sadece bir bardak çay yapacaktım.
Whether it's by giving you your tea or living under the same roof. I'm aiding and abetting a known criminal.
Çayını yapıp getirmek ya da seninle aynı evde yaşamak olsun ben de artık bir suçluya yardım ve yataklık yapmaktan suçluyum.
- Can I get you a cup of tea?
Bir bardak çay için. Size ambulans çağırayım.
So, you drink your tea and you think about that.
Şimdi çayını içerken bunu bir güzel düşün.
I could use a cup of tea.
Bir fincan çay içebilirim.
Your highness, looks like you're enjoying your tea.
Majestalarınız, çayından hoşlanıyormuş gibi görünüyor.
I'll be back for tea.
Çay içmek için geri döneceğim.
And last century's tea leaves in a cracked pot?
Çatlak demlikteki bir asırlık çaya ne diyeceksin?
You're due to have tea at three with Prince Vsevolod Ivanovich and Lady Mary Lewington, sir...
Prens Vsevolod Ivanovich ve Leydi Mary Lewington ile saat üçte çay randevunuz var, efendim.
Do you want some tea or not?
- Çay mı başka bir şey mi?
Here, Finn, pour the Italians some English tea.
Finn bu İtalyanlara biraz İngiliz çayı koysana.
We don't want fucking tea!
Sikmişim çayını!
How's the tea, Arthur? Is it...?
Çay nasıl, Arthur?
I was gonna wait until you had a strong cup of tea in your hand.
- Sen şöyle koyu bir çay içene dek bekleyecektim.
Well, I'll have fucking tea.
- Sikmişim çayından içeyim bari.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]