English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Night stand

Night stand translate Turkish

855 parallel translation
But she played a one-night stand on me and beat it down here... while I was following a chump steer... all the way up to Memphis and back for the last month.
Geçen ay, ben ta Memphis'e kadar yanlış izin peşinde gidip geri dönene kadar o yapacağını yapmış, soluğu çoktan burada almıştı.
Nobody. Not an all-night stand.
Kimse. 24 saat açık olmuyor.
All the way to Urbana for a one-night stand?
Bir gecelik program için Urbana'ya gidilir mi?
I'm not a one-night stand.
Bir gecelik bir kız değilim.
You must like to travel, to come so far for a one-night stand.
Bir gece için buraya geldiğine göre seyahati seviyorsun.
Always guys on the run, always the one-night stand
# Erkekler desen Hep tek gecelik kaçamak peşinde #
A one-night stand.
Bir gecelik şov.
I was his one night stand for 2 nights, that's all.
Onun için bir kaç gecelik bir ilişkiydim.
I'll put it on your night stand. - Of course.
Siz, boncuklu hanımefendi.
Get off Twenty-three positions in a one-night stand
"Hadi oradan! Bir gecede 23 pozisyonmuş."
You have to stand in line all night long.
Bütün gece sırada dikilmek zorundasın.
I can stand out there amongst them in the day or night and laugh at them.
Gece gündüz aralarında dolaşıp, bir taraftan da onlara kahkahalarla gülebilirim.
And at night He stand watch all by Himself.
Sonra geceleri tek başına gözcülük eder.
One night when I found that she'd come back quietly from London, I thought that Ravell was with her, and I knew then I couldn't stand this life of fiilth and deceit any longer.
Bir gece, Londra'dan gizlice dönmüş olduğunu öğrenince Favell'le burada olduklarını anladım ve artık bu pislik ve yalan dolu yaşama daha fazla dayanamayacağımı da anladım.
After last night, my head couldn't stand it.
Dün geceden sonra, kafam kaldırmazdı.
Come on, don't stand looking at it all night.
Haydi, bütün gece ona bakmayı bırak.
Don't stand around all night, girls.
Bütün gece mutfakta durmayın.
We can't stand here all night.
Bütün gece burada bekleyemeyiz.
Say, there's a stand by an all-night hamburger joint three blocks down.
Üç blok ötede tüm gece açık hamburgerci ve durak var.
I can't stand another night, Ed.
Bir geceye daha katlanamam Ed.
I thought I'd have to stand here all night. Where can I drop you?
Bütün gece burada dikilmek zorunda kalacağım zannettim.
I mean, isn't it? I can hardly stand it when he's away for a night.
Evde olmadığı bir geceye bile tahammül edemiyorum.
Then you'll all stand here if it takes all day and all night.
Aksi taktirde hepiniz tüm gün ve gece burada böyle dikilirsiniz.
The mountains stand like sentinels in the night.
Dağlar sanki gece nöbetçileri gibi duruyor.
Order each man to stand at arms all through the night and to raise his voice in loud battle cries.
Tüm askerlere emir verin, tüm gece silah elde seslerini savaş naralarıyla yükseltsinler.
Thou shalt not be afraid for the terror by night Stand all!
# Karanlığın getirdiği dehşetten korkmamalısın #
Well, if you can stand spending your last night doing a last generation fox trot, I'd be a very happy partner.
Şey, eğer son geceni bir son kuşak fokstrot yaparak geçirmeye dayanırsan, çok mutlu bir eş olurum.
I can't stand a whole night of it.
Bütün geceyi böyle geçiremem.
Don't stand there talking. We ain't got all night!
Orada dikilip durma, tüm gece burada kalmayacağız.
But if you choose to think that the explanation has to do with an airborneflying dutchman, a ghost ship in a fog-enshrouded night on a flight that never ends, then you're doing your business in an old stand... inthe twilight zone.
Hayır! Onu satın aldım. Çok pahalıya mal oldu.
A hard bed, but you can stand it for one night.
Sert yatak, fakat bir gece idare edebilirsin.
Don't stand there all night.
Böyle ayakta kalmayın.
This night I will stand by your bed.
Bu gece yatağının yanında bekleyeceğim.
Mr. Fenner, forgive me, but I can't stand here all night... talking gibberish with you. Come along, Anna.
Bay Fenner, kusura bakmayın ama tüm gece burada dikilerek sizinle anlamsız şeyler konuşmayacağım.
You stand in sun all day, all night until sun come again.
Tüm gün ve gece güneşte kal güneş tekrar çıkana kadar.
- Ever? I can't stand here all night.
Bütün gece burada duramam.
Now, there's a guy up there, some hamburger guy had his stand burned down last night.
Burada bir adam var, dün gece hamburger büfesi yanmış.
" She was incurring one debt after another, and I could not stand it any longer, so I strangled her with a piece of rope and took her down to the flat below the same night whilst the old man was in hospital.
" Zorda olan bütçemizi iyice zora sokuyordu... buna daha fazla katlanamadım... bir parça iple onu boğdum... aynı gece onu aşağı kata indirdim... yaşlı adamın hastanede olduğunu biliyordum...
I can't stand here all night protecting your shoeshine.
Bütün gece burada seni koruyamam.
I didn't kill anybody that night, and I can't afford the time to go back and stand trial.
O gece kimseyi öldürmedim. Bannock'a gidip yargılanmayı göze alamazdım.
But didn't I go to his apartment every night and ring his bell at 3 : 00 in the morning... stand outside his window yelling his name... and never had any success or any luck?
Ama her gece evine gidip sabah saat 3'te kapısını çalıp penceresinin önünde dikilip adını bas bas bağırmadım mı? Buna rağmen herhangi bir başarım ya da şansım oldu mu?
Did you light the booth day and night?
Standın ışıkları sabah akşam açık mıydı?
Hal, I simply can't stand another night of this!
Hal, bunu bir gece daha çekemem!
Or are we going to stand'round talking about it all night?
Yoksa tüm gece bu şekilde dikilecek miyiz?
Remember, I stand firm on my decision... we spoke about last night
Unutma, geçen gün söylediğim gibi vaziyet alacağım
That's why I think... you see a man walking down the street by himself alone at night, lonesome... walking down the street about 6 : 00 in the morning... he'll stand in front of the mirror and say :
İşte bu yüzden... bir adamιn akşam sοkakta tek başιna yürüdüğünü görüyοrsun, yapayalnιz... sabahιn 6'sιnda sοkakta yürüyοr... aynanιn karşιsιna geçip şöyle diyecek...
( translator ) My mother, may her soul rest in peace, asked me to go to the bakery and stand there the whole night to get a loaf of bread so that there would be something to eat at home the next day.
Annem, ruhu şâd olsun fırına gitmemi ve tüm gece orada bekleyerek ekmek almamı istedi. Böylece ertesi gün yiyecek bir şeyimiz olabilecekti.
You're gonna stand there all night giving us that "no comment" crap?
Bütün gece burada dikilip bize "Yorum yok" saçmalığını mı söyleyeceksiniz?
Would you stand in for me tomorrow night?
Yarın akşam benim yerime bakar mısın?
Can't stand around talking all night.
Tüm gece konuşmak çok yorucu.
A deputation from the rich, but self-destroying city of Medina met him by night at the Rock of Agaba asking him to come to them to stand between their factions to mediate their continual quarrels and civil wars
zengin ama fazla varlık gösterememiş Medine den bir heyet Onunla Akabe kayalılarında buluşup şehirlerine davet etti. Fitneyi ve iç savaşları önlemek için, bir tek Allah a inanacaklarına söz verdiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]