English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nightmarish

Nightmarish translate Turkish

65 parallel translation
Black light will give the scene a nightmarish quality.
Frida camdadır. Rüzgar martıların çığlıklarını taşır.
A KIND OF VAGUE, NIGHTMARISH THING. WAKING UP IN MY BED HEARING MY MOTH ER SCREAM AND- -
Yatağımda uyandığımı, annemin çığlıklarını duyduğumu... ve... ve o adamı...
Nightmarish, yes, but not a nightmare.
Kabus gibi evet, ama kabus değil.
The presence of Nomad aboard my ship has become nightmarish.
Nomad'ın varlığı kabusa dönüşüyordu.
She never wanted you to know... the nightmarish plans that were formed on this stage... but that night, you were there.
Asla bilmeni istemiyordu. Ve bu sahnede kurulan korku dekorlarını, görmeni. Ama o gece oradaydın.
This nightmarish death made me question the role of cautionary measures necessary to prolong life.
Bu kabus gibi ölüm, benim ; hayat kurtarıcı önlemlerin işe yararlığını sorgulamama neden oldu.
Instead, I find myself facing a nightmarish product of our floundering educational system.
Onun yerine kendimi, kabus gibi sonuçları olan bocalayan eğitim sistemiyle yüzleşen biri gibi görüyorum.
This nightmarish sky-scraper ever ends?
Bu korkunç gökdelenin sonu yok mu?
To whom do I report what? So now, in this nightmarish...
Sonra da kime neyi raporlayacağıma dair bölüm bilgilerini verdiler.
Two meetings, I had with them, nightmarish meetings. Well, then, they presented their demands, separate demands.
Onlarla geçirdiğim kâbus gibi iki buluşmada taleplerini sundular.
Nightmarish?
- Kabussal?
- God, how nightmarish!
- Tanrım, kabus gibi!
The whole thing had this kind of creepy, nightmarish, grotesque quality to it.
Her şey ürkütücü, kabus gibi ve gülünçtü.
Nightmarish stuff.
Kabuslarla dolu.
But most of all, I'm sorry that I decided to throw this atrocity, this nightmarish ordeal of a New Year's party because this is breaking me, Eric.
Ve herşeyden önce bu zalimce şeyleri sana noelde, söylediğim için üzgünüm. çünkü bu beni yoruyor, Eric.
Except a nightmarish life of unremitting horror!
Sürekli korku dolu kabus gibi bir yaşam dışında!
It wasn't easy, you nightmarish carp.
Kötü adam. Hiç kolay olmadı, dırdırcı kadın.
I too once spent a nightmarish time in a robot asylum.
Ben de robot akıl hastanesinde korkunç zamanlar geçirdim.
Now I look at it and all I see are these huge, nightmarish obstacles.
Şimdi bakıyorum ve tek görebildiğim kâbus kesme biçme sahneleri.
My wife calls it the nightmarish fairy tale of our existence.
Karım buna, varlığımızın kabus dolu peri masalı diyor.
Investigating officers at the nightmarish scene say the massacre happened at a small crossroads near the Belgian town of Malmedy.
Korkunç olayın yaşandığı yeri araştıran subaylar, katliamın Belçika'nın küçük bir kasabası olan Malmedy'de yaşandığını söylediler.
The last section on the face was about 100m of the most nightmarish climbing.
Yüzdeki son bölge Kabus gibi bir tırmanışın 100m üzerindeydi.
And this nightmarish vision was beginning to give the neoconservatives great power and influence.
Bu kâbus gibi öngörü yeni muhafazakârlara büyük güç veriyor ve halkı etki altına almalarını sağlıyordu.
An accursed land... terrorized by all sorts of nightmarish creatures.
Her türlü ürkünç yaratığın dehşet saçtığı lanetli bir yere.
Tried to drive me off by putting me through a nightmarish virtual experience. Probably something like that.
Beni bu kabus benzeri yapay deneyime sokup uzaklaştırmaya çalıştılar.
I usually like to use the slow motion in the build-up... where it has this kind of protracted, dream-like or nightmarish quality... and then there's a cathartic break, and then it kicks into gear.
Genellikle ağır çekimi gerilimi oluşturmada kullanmayı severim. Sanki bir nevi uzatılmış, rüya benzeri kabus kalitesi.. ve sonra bir çözülme molası ve sonra aksiyon başlar.
On the way home, I had a nightmarish vision of my future.
Eve giderken, kabusumsu bir hayal gördüm.
It's nightmarish.
Kabus gibi.
Why does every guy I meet come with his own unique set of nightmarish humiliations?
Neden tanıştığım her erkek kabus gibi hayatını da beraberinde getiriyor?
The nightmarish attacks by baboons were still imprinted on her memory.
Babunların kabus saldırısı hala anılarında gizliydi.
Ugh, it was nightmarish.
Kabus gibiydi.
From its beginning, The Scarlet Claw displayed a nightmarish atmosphere.
başından itibaren, La Garra Escarlata bir kabus atmosferi sergiledi.
But for that couple of seconds when we are confused, we confront this nightmarish dimension of an autonomous partial object.
Fakat kafamızın karışmasına neden olan bu bir kaç saniyelik görüntüde,...'Kısmi Özerk Obje'nin kabusvari boyutuyla karşı karşıya geliriz.
Masculinity is an escape from the most radical, nightmarish dimension of subjectivity.
Erkeklik, subjektifliğin son derece radikal olan kabusvari boyutundan kaçıştır
When fantasy disintegrates, you don't get reality, you get some nightmarish real too traumatic to be experienced as ordinary reality.
Fantazi parçalandığı zaman, realiteyi elde edemezsiniz. Son derece dramatik olan ve sıradan realite gibi tecrübe edilemeyen kabusvari bir "gerçek" elde edersiniz.
Bones, we're talking about singing some nightmarish broadway songs.
Bones, kabus gibi Broadway şarkıları söylemekten bahsediyoruz.
And when You die on that nightmarish bench, your lily body
Ve ölürsen o kabus gibi bankta O nazik vücudunu
Dear God, this place is nightmarish. Look at the offensive way they draw Jewish people.
- Ben kaykaycı olmak istiyorum.
But despite gravity's unwillingness to fit in with quantum theory, I believe there's something worse lurking in the quantum shadows, something truly nightmarish.
Fakat, kütleçekiminin kuantum teorisiyle uyum göstermede gönülsüzlüğünün yanısıra, kuantum gölgeleri içinde daha kötü bir şey pusuda bekliyor, gerçekten kabus gibi bir şey..
like a muscular, 4 - foot-long eel, these nightmarish creatures can leave the lake for land and live up to three days out of the water.
1 metre boyunda, bir yılan balığı gibi bu korkunç yaratıklar suyu terk edip karaya çıkabilir ve üç gün su dışında yaşayabilir.
We fight a nightmarish vampires.
Başımızda bir kabus var. Vampirler?
She will surely be the most nightmarish bride ever.
Gelmiş geçmiş en felaket gelin Olacağı kesin.
- To me, this situation is a blood-soaked, Nightmarish hellscape.
- Benim için durum biraz vahim ve kabus gibi.
Disaster of nightmarish proportions and what not.
Bu hepimiz için korkunç bir felaket.
I have reoccurring flashbacks to a nightmarish past.
Kabus gibi olan geçmişime dair olan anılarım gözümde canlanıyor hep.
That's funny, because I have reoccurring flash-forwards to a nightmarish future.
Çok ilginç ben de kabus gibi olacak geleceğime dair yaşayacaklarımı görüyorum.
I was in a nightmarish café...
Kabus gibi bir kafedeydim.
You're a nightmarish Goldilocks.
Altın Saçlı Kız ve Üç Ayı masalındaki Altın Saçlı Kız gibisin.
But instead, we find more planets from hell - - weird, nightmarish, and uninhabitable.
Ancak bunun yerine, daha fazla cehennemden gelen gezegen buluyoruz. Tuhaf, kabus gibi ve yaşama elverişsiz.
David, you cannot leave me alone in there with our nightmarish guests.
David, kâbus gibi misafirlerimizle beni yalnız bırakamazsın.
From Alice Cooper, nightmarish images of death and violence in the metal, have only become more intense.
Umursamam çığlıklarınızı, gösteririm içyüzünüzü, tanımlarım şiddeti Alice Cooper'dan sonra metalde ölüm ve şiddetin görselliği arttı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]