Not at the moment translate Turkish
1,038 parallel translation
Not at the moment.
Şimdi olmaz.
- Not at the moment.
- Şu anda yok.
Which I'm not at the moment.
Ama şu anda değilim...
Oh, no, no, no, not at the moment, child.
Hayır, hayır, hayır. Şimdi olmaz, evlat.
Oh, no, really, not at the moment.
Hayır, şu anda gerçekten olmaz.
Not at the moment, madam.
Mahsuru yoksa şu anda olmasın.
Not at the moment.
Şu an değil.
- No, not at the moment.
- Hayır, şu anda yok.
- No, sir, not at the moment.
- Hayr efendim, su an degiI.
Groping in the dark, overwhelmed... by the consequences of their acts, at every moment, groups and individuals... faced with outcomes they had not intended.
Körü körüne araştırıp... eylemlerinin sonuçlarından etkilenen gruplar ve bireyler her an kendilerini... istemedikleri sonuçlarla karşı karşıya bulur.
Almost at the moment He died I heard Him say, "Father, forgive them for they know not what they do."
Neredeyse tam öldüğü anda şöyle dediğini duydum : "Baba, onları bağışla çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar."
He's not here at the moment.
Şu an burada değil.
But that's not important at the moment.
Ama şu anda bu önemli değil.
She's wonderful, but, uh, I'm not in the marrying mood at the moment.
Mükemmel biri, ama, şu an evlilik ruh halinde değilim.
I shall not violate Rome... at the moment of possessing her.
Tam ona sahip olmak üzereyken... Roma'ya tecavüz etmeyeceğim.
Well, really, I'm not too busy at the moment, sir.
Şey, aslında şu aralar pek meşgul değilim efendim.
She's not weΙΙ at the moment.
Şu an için iyi değil.
I come from a most worthy gentleman, whose name at the moment I am not at liberty to divulge.
Şu anda adını size veremeyeceğim çok varlıklı bir beyefendiyi temsilen geldim.
Not much, but just what I want at the moment.
Çok değil ama şu an tam istediğim gibi.
- I commissioned, last year, a study of this project. Based on the findings of the Bland Corporation, my conclusion was that this was not a practical deterrent, for reasons which at this moment must be all too obvious.
Bland Vakfının bulguları doğrultusunda, bunun pratik bir vazgeçirici olmadığına karar verdim, şu anda açık seçik malum olan sebepler yüzünden.
I'm not in a hurry, at least for the moment.
Acelem yok, an azından şu anda.
- At the moment, I'm not sure how.
- Nasıl olur bilmiyorum.
You will not leave the station tonight. Stand by your engine, ready to leave at a moment's notice.
Her an gelebilecek bir emirle yola çıkmaya hazır ol.
Please, not a word of this, but I needn't tell you, Mrs. Millett how important it is for me to be near my king at the earliest possible moment.
Lütfen bu konu çok gizli kalsın, ama bunu söylememe bile gerek yok Bayan Millett... En kısa zamanda kralımın yanında olmamın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz.
At the moment, I'm not quite sure, but it's something that this planet contains.
Bu konuda pek emin değilim ama gezegenin derinliklerinde onların ilgisini çeken bir şey olmalı.
Maybe not, but your nightmare began at almost the exact moment his ended.
Olabilir ama karabasanın tam da onunkinin bittiği an başlamış.
You know, at dinner, just for a moment, I thought you deliberately knocked over the plate and gave a note to Mr. Pollock.
Akşam yemeğinde, sadece bir anlığına tabağı kasten düşürüp, Bay Pollock'a bir not verdiğini düşündüm.
- Mr Septime's not here at the moment.
- Bay Septime yok şu anda.
At the moment, we're not yet capable of anything else.
Bu aşamada, daha fazla bir şeyler yapabilecek durumda değiliz.
Not now at the last moment.
Bu defa son ana bırakmayalım.
We shall not all sleep, but we shall all be changed in a moment, in the twinkling of an eye, at the last trump.
Hepimiz uyuyacağız, hepimiz değişeceğiz. Bir dakikada göz açıp kapayıncaya dek, son boru çaldığında.
At the moment, he's not well.
Şu anda durumu iyi değil.
My husband is not at home at the moment.
Kocam şu anda evde değil.
- He's not able to answer you at the moment, captain.
- Size şu an cevap veremez.
Not at the moment, sir.
Hayır.
Along with the governors of several eastern and midwestern states have indicated the national guard may be mobilized at any moment, but that has not happened as yet.
Ulusal Muhafızların her an devreye sokulabileceğini belirtmiş olsa da, henüz böyle bir uygulamaya geçilmedi.
Look, darling, Gloria realizes that you're not exactly rational at the moment.
Bak sevgilim, Gloria senin mantıklı davranamadığının farkında.
- You know I'm not real hungry at the moment.
- Şey şu an pek aç değilim.
My ideas at the moment are concerned with how to get something done... not with why to do it.
Şu andaki fikirlerim bir şeyin nasıl yapılacağı ile ilgili, neden yapılması gerektiğiyle ilgili değil.
At the last moment, not even 10 yards away... he goes behind me.
Aramızda nerdeyse 10 metre bile kalmamıştı yanımdan geçti.
HOWEVER, I'M NOT GOING TO PUNISH YOU BECAUSE WE'RE SO SHORT OF JUDGES AT THE MOMENT
Ama seni cezalandırmayacağım çünkü şu sıralar yargıç açığımız var.
At the moment, honey, I'm not so sure...
Canım şu anda, pek emin değilim...
Not more important. But at the moment more imperative.
Daha önemli değil ama şu anda daha mecburi.
I fear that the saints at the moment are not very happy with us.
Korkarım bu aşamada onun bir faydası olmayacak.
the Bishop said that the business hours, at the moment it is in, may not be interrupted.
Piskopos, normalde işleme konulan evrağın aslâ geri çevrilmediğini söyledi.
At this moment... Armed struggle is becoming generalized, not just as acts of sabotage... but as overt attacks on... all the forces... of imperialism, whichever... and wherever they are.
Şu noktada silahlı mücadele sadece sabotaj eylemleri olarak değil nerede ne şekilde olursa olsun emperyalizmin tüm güçlerine karşı aleni saldırılar şeklinde yaygınlaşıyor.
Yes, well, he's in hospital at the moment, so he'll not mind.
- Evet, tamam... şu anda hastanede yatıyor. Zaten sorun etmez.
No, not at the moment. That's impossible.
Eğer bir kere vuracak olursan, iki kere darbe yersin.
At the moment, there's not much to observe.
Şu anda, pek gözleyecek bir şey yok.
That is not the only shock... you have before you, Raymond Marble... because at this exact moment...
Şok olan sadece bu değil... Raymond Marble... çünkü şu anda...
Simply they had killed them. E not only enemy right-handers of Hitler at the moment, not only Röhm, the head of the SA, but also other people that they considered ackward.
Sadece Hitler'in aleni düşmanlarını değil, sadece SA şefi Röhm'ü değil, hoşlanmadıkları daha nice kişiyi de.
not at all 5606
not at home 25
not at 40
not at this time 60
not at first 142
not at night 20
not at the same time 17
not at the time 24
not at you 17
at the moment 453
not at home 25
not at 40
not at this time 60
not at first 142
not at night 20
not at the same time 17
not at the time 24
not at you 17
at the moment 453
the moment of truth 36
the moment 24
not allowed 48
not anymore 2246
not again 976
not angry 22
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
the moment 24
not allowed 48
not anymore 2246
not again 976
not angry 22
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
not all at once 17
not a bad idea 73
not another word 129
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32
not a thing 280
not all of us 56
not a bad idea 73
not another word 129
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32
not a thing 280
not all of us 56