Not so tight translate Turkish
74 parallel translation
Not so tight.
Çok sıkma.
Not so tight.
O kadar sıkma.
Not so tight.
O kadar da sıkı tutma.
Not so tight!
O kadar sıkma.
Not so tight, Reinold!
O kadar sert değil Reinhold.
Not so tight, Dad.
Bu kadar sıkma baba.
Not so tight, Mr Tibbs.
Çok sıkma, müfettiş Tibbs.
- Not so tight!
- O kadar sıkma.
Not so tight.
Çok sıkmasın.
Not so tight!
Okadar sıkma!
Not so tight!
Sıkma.
Not so tight!
Çok sıkı olmasın!
Not so tight.
Fazla sıkmayın.
Hey, not so tight!
Hey, o kadar sıkı değil.
Just maybe... Not so tight.
Bu kadar sıkı olmasa.
Ow, Lois. Not so tight.
Lois o kadar sıkma.
Security's not so tight on the ladies'locker room.
Bayanlar soyunma odasında güvenlik pek sıkı değildi.
But not so tight you snap his neck. People need to know when to bring an umbrella.
İnsanlar şemsiye çıkaracağı zamandan haberdar olmalı.
Not so tight, that hurts.
Bu kadar sıkma, acıtıyorsun.
You can hold me but not so tight.
Bana tutunabilirsin, ama bu kadar sıkma.
But not so tight that... you let the rest slip away.
Ama hayatının geri kalanının kayıp gitmesine izin verecek kadar sıkı da değil.
Hey, Pete, not so tight on the cuffs next time, all right?
Pete gelecek sefere kelepçeleri çok sıkma olur mu?
After this visit Pooh figured he shouldn't be staying that long so as not to find himself in a Tight Place
O günden sonra, Puh misafirliğe gittiğinde, kapana kısılmak istemiyorsa... o kadar çok oturmaması gerektiğine kanaat getirdi.
I told you before not to squeeze me so tight.
Sana beni sıkmamanı daha önce söylemiştim.
Now you have to clutch something, hold on tight, with all the teeth and fingers youve got, hanging on for dear life, so as not to be thrown off.
Kıymetli hayatın için, dişlerinle ve parmaklarınla bir şeylere yapışmalısın artık, düşmemek için sıkı tutunmalısın.
Not so tight.
Elimi sıkıyorsun.
Not quite so tight.
O kadar sıkı değil.
Not quite so tight. How well you do it.
O kadar sıkı değil, çok iyi yapıyorsun.
It's not so tight.
* - Evet. *
You might not have been in charge but you were involved, so you and your little friends had best just sit tight.
İlgin olmayabilir ama şu an şüphelisin, sen ve küçük arkadaşların sıkı dursanız ve yerinizde otursanız iyi olur.
We're not going anywhere for a while, so just sit tight.
Bir süre buradan bir yere gidilmeyecek. O yüzden rahatlamaya çalışın.
And if they are not too tight... so I would not have to tug with them every time I want to pee, take a piss.
Ve çok sıkı olup olmadıklarını... Böylece her tuvalete gidiş gelişimde kuvvetle çekmek zorunda kalmam.
for a few months I think, before actually even coming in to Abbey Road to start the first recordings which meant that the performances were pretty tight and not so hard to get.
Abbey Road'a ilk kayıtlarını yapmak için gelmeden bir kaç ay önce çalmaya başladılar. Çalışmalar çok sıkıydı ama dayanılmaz değildi.
If money is so tight, why not have Jake move in with you?
Eğer paraya sıkışıksan, neden Jake'den sana taşınmasını istemiyorsun?
Well, not sure if I'm ready to admit what I want, but... in the meantime, I'll settle for you putting your arms around me and holding on tight so I can maybe regain some sensation in my lower extremities.
İstediğimi itiraf etmeye hazır olduğumdan emin değilim ama bu süre içinde kollarını bana dolamana ve sıkıca sarmana razı olacağım böylelikle el ve ayaklarımdaki hissizleşme belki giderilebilir.
So I want you to hang tight, and do not, I repeat, do not leave your house.
Ve sıkı dur, senden istediğim asla, tekrar ediyorum, asla evden dışarı çıkma.
So if I don't flirt with the boys and joke with the girls, they'll realize there's not much behind the tight jeans and the low-cut top.
Erkeklerle flört edip kızlarla şakalaşmazsam dar kotun ve dekoltenin ardında fazla şey olmadığını fark ederler.
So... if you could please just sit tight and try not to make the ceiling collapse, that would be great.
Yani... Eğer sakin olmaya çalışıp ve tavanı başımıza geçirmeye çalışmazsan, bu mükemmel olur.
So, Romeo not being as tight as us four, you know, it wasn't so microscopic, if we were losing.
Romeo biz dördümüz gibi sıkı olmazdı. Kaybediyor olsak bile çok dikkat etmezdi.
We gotta make sure this one does not get out in the public eye, so keep it tight.
Bu seferkinin görülmesine izin vermemeliyiz, tedbirli olun.
Actually, you might not wanna hug me so tight.
Aslında fazla sıkı sarılma.
No, of course not. Then why are you clutching your purse so tight?
Peki neden çantanı o kadar sıkıca kavradın?
So grab hold of it tight, honey,'cause you may not get a second chance.
Ona sıkıca sarıl tatlım, çünkü ikinci bir şansın olmayabilir.
Not many apartments are done, so it's kind of tight.
Tamamlanan daire sayısı az, o yüzden biraz sıkışığız.
We've got Magellan locked up so tight, I'm not even sure I can get to him.
Macellan'ı öyle bir gizledik ki, ona ben bile ulaşamayabilirim.
So get your shit tight,'cause in 90 days, I'm not gonna be here to cover your ass.
O yüzden kendini topla, çünkü 90 gün sonra seni kurtarmak için burada olmayacağım.
Your walls put up so tight, man, not even a blade of grass could get through.
Duvarların çok sıkı örülmüş, çimen yaprağı bile aradan geçemez.
Now, if this is a dummy grenade, you're gonna be fine, but if it's not, it's gonna explode right in your hand, so keep ahold tight, okay?
Aptal bir bombaysa sorun yok değilse elinde patlar. Bu yüzden sıkı tut tamam mı?
Not too tight. So they see how she moves.
Böylece nasıl hareket ettiğini görecekler.
Ha, ha. Okay. You mind just sitting tight here for a while so I can talk to my friend privately because what I got to say to her is not gonna be easy.
Biraz şurada otursan ben de arkadaşımla baş başa konuşsam nasıl olur?
Because it's not a racecar, so it's gonna roll over, the tires are gonna squeal, we can get it loose, get it tight.
Çünkü bu bir yarış arabası değil, o yüzden takla atacaktır lastikler ses çıkaracaktır gevşek bırakabiliriz, daraltabiliriz.
not sorry 22
not so much 570
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not soon enough 36
not so close 24
not so good 271
not so well 25
not so hard 43
not so much 570
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not soon enough 36
not so close 24
not so good 271
not so well 25
not so hard 43
not so loud 139
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so great 49
not so 123
not so tough now 16
not so easy 32
not so rough 19
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so great 49
not so 123
not so tough now 16
not so easy 32
not so rough 19
not so sure 21
tight 253
tighter 133
tighten up 25
not sure yet 68
not sure 411
not since 35
not sick 28
not surprised 43
not sleeping 30
tight 253
tighter 133
tighten up 25
not sure yet 68
not sure 411
not since 35
not sick 28
not surprised 43
not sleeping 30