Not someone translate Turkish
7,226 parallel translation
I'm not someone you can fight, Sarah.
Ben boy ölçüşebileceğin biri değilim. Sarah
I'm not someone to be pitied.
Acınacak birisi değilim ben.
It was ridiculous, but this is not someone who should be interacting with students.
Evet çok saçmaydı. Ama o, öğrencilerle etkileşim içinde olmamalı.
It's me, not someone to impress.
Benim, etkileyeceğin birisi değil.
I'm not someone who can do that!
Bunu yapabilecek biri değilim ben!
I'm not someone who often makes mistakes, but, well, I was wrong earlier when I called you a moron.
Çok sık hata yapan biri değilimdir ancak sana salak diyerek haksızlık ettim.
I'm not someone you can fight, Sarah.
Ben senin karşı koyabileceğin biri değilim, Sarah.
Not someone, something.
- Birisi değil, bir şey.
Pronouncing someone dead... not the ideal start to the day.
Birinin ölümünü ilan etmek güne başlamak için iyi bir yol değil.
That means someone standing here, resetting those pressure-relief valves every 90 seconds, while someone else mans the temperature controls until this pressure cooker hits 700 PSI, and that is not gonna be me.
Bu da birinin orada durup her 90 saniyede bir basınç boşaltan valfleri sıfırlarken başka birinin basınç 700 PSI olana kadar ısı kontrolünü yönetmesi demek oluyor. Ve bu, ben değilim.
This is fortunate, because it is just then that Martial learns he is allergic to mites, not ideal for someone spending his life laying carpets.
Bu kendisi için daha hayırlı olmuş, çünkü daha sonra halıdaki mite'lara, allerjisinin olduğu saptanmış.
- Not likely there's someone who's more of a pain in the ass.
Daha fazla baş belası olan birini olduğunu ihtimali zayıf.
To make a long story short, she likes someone who's not into her.
Kısaca anlatmak gerekirse, ondan hoşlanmayan birini seviyor.
If not me, someone else would've collected.
Ödülü ben almasam başkası alacaktı.
If she was someone's eye candy fantasy, she's not anymore.
O kişinin göz şeker fantezi ise, o artık yok.
Can you send someone or not?
Birisini gönderecek misiniz?
So mine was a tragic hero, which is, like, someone who's not bad, but they just make a really big mistake, and it ruins their life.
Benimki de trajik bir kahramandı. Kütü olmayan ama hayatını gerçekten karartacak bir hata yapanlardan. - Sana mı, hastaya mı?
Taking someone's soul is not enough for you?
Bir insanın ruhunu ele geçirmek sana yetmiyor mu?
It's not what he wants, it's what we want - someone to operate the wind machine.
Konu onun ne istediği değil bizim ne istediğimiz. Rüzgar makinesini kullanacak birisi.
I'm not quitting my job for someone I've known a week.
Bir haftadır tanıdığım biri için işimi bırakmayacağım.
Maybe someone else, I'm not sure.
Belki başkaları da vardır, emin değilim.
If not by you, by someone else.
Sizler tarafından olmazsa, başkası tarafından.
- You're not going to hurt someone else, are you?
Onlar için. Baskasina zarar vermeyeceksin, degil mi?
It must be strange for you to have to care for someone and not kill them.
Birileriyle ilgilenmek zorunda olup onları öldürmemek senin için tuhaf olmalı.
It's hard... when you build your life with someone and then one day they decide you're not enough anymore.
Zor. Hayatına birini alıyorsun ve bir gün artık onlar için yeterli olmadığına karar veriyorlar.
I will make sure there is one person... Someone you do not know... Who knows where that flash drive is, and I will make sure that as soon as anything happens to me, it gets turned over to the FBI.
Sizin tanımadığınız birine daha o flash belleğin yerini söyleyeceğim ve bana bir şey olur olmaz onu FBI'ya verecek.
You won't tell anyone? Not unless you're gonna hurt yourself, someone else.
Kendine ya da başkasına zarar vermeyeceğin sürece.
You know, if you're looking for someone Who's in bed with the enemy, Why not start with the only person
Düşmanla iş birliği yapan birini arıyorsan, neden ilk önce onlarla asıl iş birliği yapandan başlamıyorsun?
But when I really thought about it, not having something to fight for... someone to fight for... well, it all seems just a little... unsatisfying.
Ama sonra iyice düşündüğümde uğruna savaşılacak bir şeyim olmayınca uğruna savaşılacak biri benim için hiçbir şeyin bir anlamı kalmadı.
I was so obsessed with not becoming my mom that I became someone so much worse.
Annem gibi olmamaya o kadar takmıştım ki ondan daha kötü birisi haline geldim.
Do not worry many lies when someone is drunk
Sarhoş bir adamı dinleme.
But docks, I can not immediately recognize the person I love when someone grabbed my hand
Ama doktor elimi tuttuğunda ona bakınca tanımadığım birini görüyorum.
Someone who does not have a compromised law partner.
Tehlikeli bir hukuk ortağı olmayan birisi.
It's not because someone's gonna steal your food.
Birileri yemeğini çalacağı için olmaz.
Uh, I'm- - I'm just not used to having someone chime in when I'm speaking to a patient.
Ben sadece hastamla konuşurken birinin sözümü kesmesine alışık değilim.
You're trying to manipulate a person into feeling a sexual attraction for someone whom they might not, in actual fact, be attracted to at all.
Birini, normalde cinsel açıdan çekici bulamayabileceği birine karşı manipüle edip çekici göstermek sonuçta bu.
We need to find someone who's gonna be a good surrogate, not scare a guy out of hiccups.
Yerine geçecek birini bulmalıyız, hıçkırıklarla adamı korkutacak birini değil.
And I'm not trying to put myself out of a job here, but the women who are coming in aren't looking for someone to fix their dysfunction.
Kendimi bu işten sıyırmaya çalışmıyorum ama buraya gelen kadınlar disfonksiyonunu düzeltecek kişiyi aramak için gelmiyorlar.
Someone who's not your friend?
Arkadaşın olmayan birinden?
So I give you permission to meet someone new and not worry about the future.
Yeni biriyle tanışmana izin veriyorum ve gelecek hakkında endişe etme.
Someone has to provide us with out-of-the-box thinking now that Castle's not around. CASTLE :
- Castle burada olmadığına göre birisinin kalıpların dışında düşünmesi gerekiyor.
I-I-I'm not worthy. Someone once told me
Ben buna layık değilim.
She's the only one in the palace Who isn't scheming to be someone she's not.
Kız saraydaki olmadığı biri olmak için entrika çevirmeyen tek kişi.
- I'm someone not to be trifled with.
- Hafife alınmayacak bir adamım.
Someone who could get up right now, walk out that door and not come back.
Hemen kalkıp şu kapıdan çıkıp bir daha dönmeyecek birisi.
That's not going to stop me from helping someone I love.
Ama bu sevdiğim bir insana yardım etmemi engelleyemeyecek.
And if Kendra's such a good girl, she's not gonna lie to someone wearing that uniform.
Ve eğer Kendra o kadar iyi bir kızsa o üniformayı giyen birine asla yalan söylemez.
Someone who wanted to do something bad in the condo and not leave a trail.
Daire kötü bir şey yapıp iz bırakmak istemeyen biri.
Guy's not gonna stop to read the sign if he's being chased by someone.
Biri kovalarken durup tabela okuyacak hâli yok.
See, this is where I struggle in that gray zone with getting close to someone, knowing or not knowing when it's appropriate or not appropriate as the case may...
İşte benim sorunum da yakınlaştığım kişiyle arada kalmakla ilgili. Birisiyle ne zaman yakınlaşıp ne zaman uzak kalacağını bunun uygun olup olmadığını bilmek, çünkü olaylar...
Someone who, while not upir, is a genetic match nonetheless.
Upir olmayan ama yinede genetik uyum sağlayan biri var.
someone 794
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone i can trust 22
someone's at the door 48
someone like me 67
someone else 171
someone call an ambulance 31
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone i can trust 22
someone's at the door 48
someone like me 67
someone else 171
someone call an ambulance 31
someone to talk to 24
someone help me 78
someone to see you 39
someone is coming 23
someone died 43
someone help 76
someone said 23
someone's here to see you 35
someone's coming 286
someone who 41
someone help me 78
someone to see you 39
someone is coming 23
someone died 43
someone help 76
someone said 23
someone's here to see you 35
someone's coming 286
someone who 41