Not so easy translate Turkish
810 parallel translation
That's not so easy to say, tusks.
Bunu telaffuz etmesi hiç de kolay değil.
Only not so easy.
Farkı o kadar kolay olmaması.
That's not so easy.
Zor bir soru.
Maybe that's not so easy.
Bu pek kolay olmayacak.
That's not so easy to do.
O kadar kolay değil.
It's not so easy.
O kadar kolay değil.
Not so easy!
Kolay iş değil!
It's not so easy to kill a man!
Birini öldürmek o kadar kolay değildir!
But it's not so easy as all that. Is it, mademoiselle?
Ama durum bu kadar kolay değil, değil mi matmazel?
No, it is not so easy as all that, monsieur.
Hayır, değil mösyö.
That's not so easy.
O kadar kolay değil.
It's not so easy.
Bu o kadar kolay değil.
- Not so easy these days, all the same.
- Bu günlerde hiç de kolay değil, hep aynı.
- It's not so easy.
- Pek kolay değil.
But excellence is not so easy.
- Başlangıç olarak. - Sana dediğimi yap.
Not so easy and not outside the law.
Çok kolay olmayacak, kanuna karşı gelmek istemiyor.
Not so easy to come by.
Öyle kolay iş değildir.
Not so easy.
O kadar kolay değil.
That's not so easy, Sabrina.
Bu kolay değil, Sabrina.
- It's not so easy to arrange the evidence.
- Bu delilleri sıraya koymak kolay değil.
These things are not so easy.
Bu kolay değil.
- Not so easy.
- O kadar kolay değil.
That's easy to say, not so easy to do.
Söylemesi kolay. Yapması o kadar değil.
It is possible that this silly woman is not so easy to put down like a bear.
Bu aptal kadın ayı gibi kolay yıkılmayabilir.
I'm not so easy to kill.
Beni öldürmek o kadar kolay değil.
I'll try, but it's not so easy with a girl like you.
Denerim, ama senin gibi bir kızın yanında hiç de kolay değil.
Good. That is certainly not so easy?
Herhalde kolay değildir.
Yes, of course, but it's not so easy after 15 years.
Evet, elbette, ama 15 yılın ardından çok kolay olmuyor.
You see, it's not so easy seducing your ex-wife.
Gördüğün gibi eski karını baştan çıkarmak öyle kolay değil.
No, it's not so easy.
Hayır, bu kadar kolay değil.
Not so easy.
Kolay değil.
Not so easy.
Hiç kolay değil.
But it's not so easy to give the clarification you seek.
Ama aradığın bu açıklamayı ortaya dökmek çok da kolay değil.
It's not so easy for him.
Onun için de kolay değil.
It's not so easy to say, but- -
Bu o kadar kolay değil, ama...
Well, you'll find I'll not be got rid of so easy.
- O kadar kolay kurtulamazsın benden.
I did so want to go boating I'm sure rowing is not as easy as you make it seem
Bugün bir sandal gezisine çıkmayı öyle çok istiyordum ki! Eminim kürek çekmek buradan göründüğü kadar kolay değildir.
We've only got two trays and 12 rooms, so it's not easy.
Sadece iki tepsimiz ve on iki odamız var, mecburum.
[Mayor] Not like Tyndall to give in so easy.
Tyndall'ın bu kadar kolay pes etmesi hoşuma gitmedi.
A man who has found it so easy to replace a wife will not find it difficult to replace a governess.
Bir erkeğin eşini değiştirmesi çok kolay olduğu gibi mürebbiyeyi değiştirmeside zor olmaz.
I suppose so. But it's not going to be easy.
Sanırım ama pek kolay olmayacak.
It's not going to be so easy about you.
Seninle ilgili olarak kolay olmayacak.
So why not live the easy life?
O yüzden niçin rahat bir hayat sürmüyorsun?
Why's it so easy to overlook faults in yourself, but not in others?
İnsan kendi hatalarını hoş görür de, neden diğerlerininkine katlanamaz?
Christmas, this may not be so easy.
Bu o kadar da kolay olmayabilir.
True, death is easy but life is not so simple.
Kesinlikle. Ölmek en basit yol. Keşke başarabilsek.
I'm sorry to be so indecisive... but it's not easy - it's not easy -
Karar veremediğim için üzgünüm... ama bu kolay değil - bu kolay değil -
They won't find it so easy next time whether I'm on my own or not.
Yalnız olayım ya da olmayayım, gelecek sefer o kadar kolay olmayacak.
You're not easy to talk to on the phone, so I decided to ambush you.
Seninle telefonda konuşmak kolay değil, ben de sana tuzak kurdum.
That's not going to be so easy, Lieutenant.
Bu çok kolay olmayacak Teğmenim.
Next time it's not going to be so easy, is it?
Bir dahaki sefere bu kadar kolay olmayacak, değil mi?
not sorry 22
not so much 570
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not soon enough 36
not so close 24
not so good 271
not so hard 43
not so well 25
not so much 570
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not soon enough 36
not so close 24
not so good 271
not so hard 43
not so well 25
not so loud 139
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so 123
not so great 49
not so tough now 16
not so tight 17
not so rough 19
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so 123
not so great 49
not so tough now 16
not so tight 17
not so rough 19
not so sure 21
so easy 42
easy 6886
easy peasy 72
easy come 28
easy does it 137
easy now 258
easy go 25
easy enough 30
easy as pie 25
so easy 42
easy 6886
easy peasy 72
easy come 28
easy does it 137
easy now 258
easy go 25
easy enough 30
easy as pie 25