English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Not so long ago

Not so long ago translate Turkish

241 parallel translation
Not so long ago I'd have considered such a statement juvenile... and rather middle-class.
Kısa bir süre önce böyle bir ifadeyi çocukça... ve orta sınıfa has bir şey olarak görürdüm.
I was quoting from the speech he made not so long ago in that very building.
Tam o binada çok da uzun olmayan bir süre önce yaptığı konuşmadan bir alıntı yapıyordum.
It is very sad to love and lose somebody. But in a while, you'll forget, and you will take up the threads of your life where you left off not so long ago and you will work hard. There's lots of happiness in working hard.
Birisini sevmek ve kaybetmek çok üzücüdür ama bir süre sonra unutup hayatına kaldığın yerden devam edeceksin ve çok çalışacaksın, çok çalışmak insanı mutlu eder.
It's not so long ago. Only two weeks.
Fazla değil, iki hafta önceydi.
- Not so long ago.
- Çok da eski değil.
Oh, not so long ago, a year and a half.
Oh, çok uzun zaman önce birbuçuk yıl.
Had a fellow write to me not so long ago, wanted to bury his mother here from Tooting or somewhere.
Kısa süre önce bana yazan bir adam vardı... Tooting ya da öyle bir yerdeki annesini buraya gömmek istiyordu.
Not so long ago either. Like when I palled around with Rick Martin, the famous trumpet player.
Ünlü trompetçi Rick Martin'le takıIdığım zamanlardı.
There was a time not so long ago when learned men thought that was flat.
İnsanların dünyanın düz olduğunu düşündüğü zamanlardan beridir çok olmadı.
And not so long ago, either.
Üstünden pek vakit geçmiş sayılmaz.
THIS IS THE WAY IT WAS ON EARTH NOT SO LONG AGO.
Sessiz, huzurlu. Burayı sevdin mi yani?
Not so long ago, scientists laughed at the idea of magnetic attraction.
Daha kısa süre önce bilim adamları manyetik çekim fikrine gülüyordu.
Not so long ago, you raved you were leaving.
Gidiyorum diye sayıkladığın günler üstünden çok geçmedi.
It really happened not so long ago.
Aslında çok uzun zaman önce olmadı.
ASBESTOS-MINING COUNTRY IN QUEBEC PROVINCE NOT SO LONG AGO...
KISA BİR SÜRE ÖNCE, QUEBEC EYALETİNDEKİ ASBEST MADEN BÖLGESİNDE...
I find myself missing that time, not so long ago, when I too could experience the pangs of anticipation.
Yakın zamanda, yol gözlemenin verdiği sancıyı tekrar yaşama şansım oldu.
I, Tiberius Claudius Drusus... Nero Germanicus... this-that-and-the-other... who was once, and not so long ago, better known to my friends and relatives as Claudius the Idiot, or That Fool Claudius, or Claudius the Stammerer... am now about to write this strange history of my life.
Ben, Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus tüm unvanlarımla başınızı ağrıtmayayım, falan feşmekan işte bir zamanlar, ki çok önce de değil arkadaşlarım ve akrabalarım tarafından Ebleh Claudius, Şu Aptal Claudius ya da Pepe Claudius olarak tanınan ben, şu an hayatımın bu tuhaf öyküsünü yazmaya hazırlanıyorum.
It was not so long ago
Çok eskiden değildi
Not so long ago, there was an even bigger marsupial hunter.
Kısa bir zaman önce ondan da büyük bir keseli avcı vardı.
But not so long ago, there were even more.
Ama yakın geçmişte, bundan çok daha fazlaydı.
Seven or eight years is not so long ago.
Yedi-sekiz yıl o kadar da uzun zaman değil.
Just like you told me not so long ago,
Tam senin kısa süre önce bana söylediğin gibi,
But speaking seriously, I remember that day, and it was not so long ago, when the creditors were banging at the doors of this archdiocese, when, as the saying goes, we didn't have a pot to spit in.
Ciddi konuşmak gerekirse, alacaklıların bu Başpiskoposluğun kapılarını yumrukladıkları günleri hatırlıyorum ve bu uzun zaman önce değildi.
Not so long ago, doctor.
Çok uzun zaman önce değildi, doktor.
I remember his father saying, not so long ago "Thanks, master Iván", or "Thank you so much, master".
Babasının bana "Teşekkürler, efendi Iván" deyip minnet duyduğunu hatırlarım da...
Not so long ago... our bank... loaned a lot of money to our friends in Latin America.
O Kadar Uzun Zamana Kadar Olmaz.. Bizim Bankamız... Latin Amerikadaki Arkadaşlarımıza..
Well, I went to my doctor not so long ago
Evet, yakın zaman önce doktoruma gittim.
NOT SO LONG AGO.
Çok önce değil.
Not so long ago, we left our Earth for the first time to explore a neighboring world in the solar system.
Çok değil, kısa bir süre önce güneş sistemindeki komşu bir gezegeni araştırmak üzere Yeryüzü'nden ilk kez ayrılmış olduk.
It was not so long ago that I held you in these old hands.
Seni kucağımda tuttuğum günler sanki dün gibi geliyor.
Many of us remember putting to rest rather, preserving the great man right here, not so long ago.
Çoğumuz hatırlıyordur o büyük adamı buraya dinlenme yerine koyduğumuzu, aradan çok zaman geçmedi.
Except for that incident not so long ago.
Uzun zaman önce yaşadığın malum olayı saymazsak tabi.
( Man ) Not so long ago, the idea of a woman using a strap-on dildo to penetrate her male partner would have been shocking.
Eskiden olsa bir kadının kayış ya da dildo kullanmayı teklif etmesi erkek partneri için çok şaşırtıcı olabilirdi.
Not so long ago... but I feel much more happier than ever before.
Fazla olmadı... ama daha önce hiç olmadığım kadar mutluyum.
Not so long ago we were dragging her in off the bloody grass... and changing her drawers and putting her to bed, eh?
Daha düne kadar onun elinden tutar donunu değiştirir, yatağına yatırırdık.
Reminds me of something I said not so long ago.
Bana yıllar önce söylediğim bir sözü anımsatıyor.
There was a time not so long ago... when pigs were afforded no respect except by other pigs. They lived their whole lives in a cruel and sunless world.
Uzun zaman önce... domuzların başka domuzlar dışında herkesten kötülük gördüğü bir zamanda, zalimlerin yaşadığı karanlık bir dünyada yaşadılar.
Not so long ago, someone might have said the same thing about you.
Daha yakın zamana kadar, birileri aynı şeyi senin için de söyleyebilirdi.
i had a virgin not so long ago.
Yakın zamanda bir bakirem vardı.
My husband told me that, not so long ago.
Bunu bana kısa bir süre önce kocam söylemişti.
But, mademoiselle, it's so hard to remember things that happened so long ago and way over in England, not France.
Ama matmazel uzun zaman önce olmuş şeyleri hatırlamak zor hem İngiltere'yi anlatıyor Fransa'yı değil.
I ought to turn you over my knee the way I used to and not so many years long ago.
Seni eskiden olduğu gibi, dizime yatırıp dövmem lazım! Çok da eskiden değil üstelik!
You have been unreal to me for so long it is hard to believe that all of this is not something I dreamed a long time ago
Seni o kadar çok hayal ettimki, bunların uzun zaman önce kurduğum bir düş olmadığına inanmak çok zor.
Not so very long ago.
Üstünden çok zaman geçmedi.
But may I remind you gentlemen that not so very long ago, James Joyce and even Lady Chatterley herself were considered obscene.
Ama hatırlatırım ki beyler, çok uzak olmayan bir tarihte James Joyce, hatta Lady Chatterley bile müstehcen kabul edildi.
Plus, she was voted Miss Industrial Progress not so very long ago.
Aynen, o kısa bir süre önce Bayan Endüstriyel Gelişim dalında yarıştı.
This happened not so very long ago... when Picasso, for reasons of his own... went to paint for a while in the little village of Toussaint.
Bu çok da eski bir olay değil... Picasso, kendince sebeplerden dolayı... Toussaint köyünde kendini resime verdiği sıralarda,
Many ages ago, when this ancient planet was not quite so ancient long before men recorded his history here was the time of Middle Earth, where men shared his days with elves, dwarves, wizards, goblins, dragons and... hobbits.
Çağlar önce, yaşlı dünyamızı insanlar bozmadan çok önceleri, bu hikaye yazılmıştı. Burası Orta dünya idi. O zamanlar insanlar yeryüzünü elfler, cüceler, büyücüler, goblinler, ejderhalar ve hobbitlerle paylaşıyordu.
Yeah, not so damn long ago.
Öyle uzun zaman önce de değil.
I knew you were long-lived, but I did not realize you had visited Earth so long ago.
Türünüzün uzun yaşadığını biliyordum, ama Dünya'yı bu kadar zaman önce ziyaret ettiğinizi bilmiyordum.
Not that long ago, you were so much more to me.
Kısa zaman önce benim için çok şey ifade ediyordun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]