Not too bright translate Turkish
96 parallel translation
And not too bright.
Ayrıca pek zeki birine de benzemiyor.
Not too bright but a lot of fun.
Çok gözalıcı değil ama eğlenceli.
She's not too bright, but she is a hard worker.
Pek zeki değildir ama çok çalışır.
She's nice, but she's not too bright.
Güzel kız ama hiçbir şeyden anlamaz.
Not too bright, but a good boy.
Çok parlak değil ama iyi bir çocuktu.
Your friend's not too bright.
Arkadaşın kalın kafalı.
But they're not too bright.
Ama çok akıllı değiller.
You know, for a smart guy, you're not too bright, are ya?
Zeki bir adam için pekde parlak değilsin ha?
Not too bright and not too dark.
Ne çok parlak, ne de çok karanlık.
And just kind of medium, not too bright. - Hi.
Biraz orta ritmde olsun, çok canlı değil.
Nice man, but sometimes not too bright.
İyi adam ama bazen kafası pek çalışmıyor.
Not too bright!
Durum pek iyi değil!
'Not too bright, not too loud.
Sessiz ve sakin ama olağanüstü çekiciydi.
They're all ridiculously wealthy... and not too bright.
Onların hepsi gülünç derecede zengin... ve çok da akıllı değiller.
You're not too bright, man, but you got some big, round, hairy cojones.
Çok parlak sayıImazsın ama, çok sıkı götlü bir herifsin dostum.
I'm not too bright about people's reactions.
insanların tavırları pek umurumda değil.
no father, not too bright.
Pek akıllı değil, babası yok.
What's nice about this room is that it's not too bright.
Bu odanın iyi yanı çok parlak olmayışı.
But you got to admit, he's not too bright.
Yani çok parlak olmadığını kabul etmelisin.
Somebody not too bright with a lot of time on his hands... and the kind of patience you learn... doing time in places like Yuma, Arizona.
Fakat zeki olmadığıysa açıktı. Özellikle Yuma-Arizona gibi bir yerde çok fazla zaman geçirdiği ve öğrenmeye sabrı olması gerekirken, ders almadığı anlaşılan birisi.
Not too bright, book guy.
Pek akıllıca değil, kitap kurdu.
Not too bright, though.
Pek zeki değilsin.
You're not too bright, are you, Barry?
Öyle çok zeki değilsin, değil mi Barry?
Find me someone not too bright.
Bana çok da parlak olmayan birini bul.
Judging from that lazy grin I'd say you're not too bright.
Şapşal sırıtışına bakılırsa pek zeki de değilsin. - Gidelim. - Sakin olun!
She's not too stupid and not too bright.
Ne çok aptal ne de çok zeki.
Guys are like the dogs... not too bright, they like to take rides in cars and they hump anyone's leg two seconds after they meet them.
Erkekler köpekler gibidir çok parlak değillerdir, arabayla gezmeyi severler ve biriyle tanıştıktan 2 saniye sonra bacağına atlarlar.
- They're not too bright.
Pek zeki değiller.
- Not too bright.
- Aptallık etmiş.
Yeah, uou're not too bright, are uou?
Evet, pek zeki sayılmazsın değil mi?
You're not too bright.
Çok aptalsın.
He's not too bright.
O kadar zeki değil.
Well, luckily they are not too bright so I convinced them they got their days mixed up and I sent them home.
Neyse ki çok zeki değillerdi. Onları günleri karıştırdıklarına ikna edip evlerine yolladım.
Good in bed, not too bright?
Yatakta iyi, yeterince zeki değil mi?
She's not too bright either.
O da pek zeki değil.
You know for a child prodigy, You're not too bright.
Senin sorunun ne biliyor musun, çok zeki değilsin.
You're not too bright.
O kadar da zeki değilsin.
Her future's not too bright, but...
Geleceği pek parlak olmayabilir, ama...
In my country, Stavi not too bright either.
Ülkemde de, Stavi akıllı bir adam sayılmazdı.
Someone's not too bright.
Pek fazla akıllı değil.
They're not too bright.
Çok da zeki değiller.
Not too bright, folks! Not too fucking bright!
O kadar da iyi değilmiş!
That's not too bright.
Bu yeteri kadar parlak değil.
He is not too bright.
- Pek zeki değil.
Not too bright.
Pek zeki değil.
Plus he's not too bright so you can lie to him all you want.
Artı çok zeki değildir, istediğin yalanı söyleyebilirsin.
I may not be too bright, but when the I's are dotted, I end up getting the point.
Ama bir konuya parmak bastığımda kendimi o meselede hemen bulurum.
When yellow's too bright, it's not welcoming.
Sarı çok parlaksa, huzur vermez.
Not too bright, though.
Ama pek zeki değil.
'He may not be too bright...''but at least he'll have a long life
"Çok zeki olmayabilir..." "... ama en azından çok uzun yaşar. "
Captain... I may not be too bright. But this is not right...
Kaptan çok zeki olmayabilirim, ama bu yanlış.
not too shabby 64
not too bad 203
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not too hot 19
not too many 25
not too fast 55
not too good 62
not too far 44
not too bad 203
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not too hot 19
not too many 25
not too fast 55
not too good 62
not too far 44
not too tight 35
not too close 43
not too hard 45
not too long 47
not too 17
not too well 25
bright 159
brighter 21
brighton 41
bright and early 47
not too close 43
not too hard 45
not too long 47
not too 17
not too well 25
bright 159
brighter 21
brighton 41
bright and early 47
bright eyes 56
bright lights 25
bright side 34
not tonight 725
not today 1108
not tomorrow 85
not this week 36
not to my knowledge 80
not that i know of 367
not the other way around 149
bright lights 25
bright side 34
not tonight 725
not today 1108
not tomorrow 85
not this week 36
not to my knowledge 80
not that i know of 367
not the other way around 149
not this time 741
not them 143
not theirs 49
not that i'm aware of 114
not the car 19
not that much 88
not the same 35
not that way 143
not the whole time 20
not that guy 21
not them 143
not theirs 49
not that i'm aware of 114
not the car 19
not that much 88
not the same 35
not that way 143
not the whole time 20
not that guy 21