English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Not until now

Not until now translate Turkish

354 parallel translation
No, Franz, not until now.
Hayır Franz, şu ana kadar değil.
Not until now have I received permission to make known the facts exactly as they are.
Bütün gerçekleri açıklamama... ancak şimdi izin verildi.
- Not until now.
- Şimdiye kadar hayır.
At least, not until now...
Yani, şu ana dek diyebiliriz.
Not until now did I realize you're the killer.
Şu ana kadar katil olacağını düşünmedim bile.
I've never mentioned it until now so you may not understand. But...
Bu zamana kadar bahsetmemiştim o yüzden anlamayabilirsin ama ben muhtaç bir kız değilim.
Now I'll take this rod to you... until there's not an inch of hide left on your dirty carcass.
Şimdi bu sopayı alacağım ve o pis vücudunda hiçbir boş yer kalmayana kadar vuracağım.
He's away now, but when he comes back to the hotel... tell him not to go inside, not to talk to anybody... or to see anybody until he gets in touch with me.
O şu anda burada değil ama otele döndüğünde içeri girmemesini ve benimle temas kurana kadar hiç kimseyle görüşüp konuşmamasını söyleyeceksin.
Have a nice weekend, but no rough play now. Not until next week.
İyi tatiller ama delice oyun oynamak yok.
What I'm saying is the truth I could not bring myself to tell you this until now
Doğruyu söylüyorum. Şimdiye kadar sana bu gerçeği söyleyecek cesareti bulamadım kendimde.
Until now, every time that someone presented me a pretender, under pretext not to lose me, Oyu managed to ruin it all.
Bundan önce, ne zaman beni bir adayla tanıştırsa Oyû bazı bahanelere dayanıp bozmayı başardı.
Not until other detachments arrive. They had stone me to death now.
Takviye birlikler varmadan konuşmam, sonrasında da kılıcımla konuşurum.
Not until just now.
şimdi öğrendim.
Now remember, you're not to answer your phone until after 7 : 00 when I'm on the tap.
Saat sabah 7 : 00'den önce telefonun çalsa da açma Ben 7 : 00'den sonra dinleyebilirim.
Now, by Saint Paul I swear, I shall not dine until I see the same.
Kalanlara gelince, beni sevenler kalkıp peşimden gelsin. Aziz Paul adına yemin ederim, bu kelle yerinde kaldıkça yemeğe oturmayacağım.
Yet had not we determined he should die until your lordship came to see his end... which now the loving haste of these our friends... somewhat against our meaning, have prevented.
Aslında siz Sayın Lordum gelip olaya yerinde tanık olmadan Hastings öldürülsün istemiyorduk, ama ne yazık ki, işgüzar dostlarımızın telaşı yüzünden bu mümkün olamadı.
You should not have informed us of your vast amounts of gold and silver, because now we will fight harder until all your possessions are ours.
O kadar çok altının ve gümüşün olduğunu bize söylememeliydin çünkü artık, onların hepsi bizim olana dek daha şiddetli savaşacağız.
Now, not another word until we've all sat down.
Şİmdi, hepimiz oturuncaya değin konuşmak yok.
Now, look, you're not sailing until tomorrow, so we can spend the evening together... and I'll tell you all about how I used to beat up my dad when I was a kid.
Bak, gemin yarın kalkacak, yani akşam birlikte vakit geçirebiliriz. Sana çocukken babamı nasıl dövdüğümü anlatırım.
I would like to know, why we did not meet until now, and where else did you play?
Biz ilgileniriz. Acaba bu güne kadar neden hiç karşılaşmadığımızı ve şimdiye kadar nerelerde oynadığınızı bilmek isterim.
We've not had any need for you, until now.
Sadece şimdiye kadar size ihtiyacımız olmadı.
Now, we're not running any Sunday school but nobody takes another drink from now until we're finished.
Burada okul işletmiyoruz işimiz bitene kadar kimse bir içki daha içmeyecek.
However, an armed struggle is not possible without a revolutionary organization prepared to make sacrifices and to risk their lives like the Argentinean people have done until now.
Ama, silahlı mücadele Arjantin halkının bugüne kadar yapageldiği gibi kendini feda eden ve hayatlarını riske atan devrimci bir örgüt olmaksızın mümkün değil.
Now, look, you are not going anyplace until I hear from downtown.
Merkezden haber gelmedikçe hiçbir yere gidemezsiniz.
Now we've still got a three-hour drive back. We're not going to be home until after midnight.
Geri dönüş en az üç saatimizi alır, gece yarısından önce evde olamayız.
Now, please tell him also, if he does place his set in the vault he will not be able to remove it until morning.
Ayrıca lütfen söyleyin, eğer setini kasaya koyarsa sabaha kadar onu kasadan alamayacak.
Why did you not speak until now?
Neden bu ana kadar konuşmadın?
Now that I know this secret... I'll not leave you... until you finish your job
Artık sırrınızı bildiğimden... görevinizi bitirene kadar... yanınızdan ayrılamam
Whatever your battleground is, it's not Berlin... or at least it never has been until now.
Çarpışma alanın her neresi ise, Berlin değil. En azından şimdiye kadar orası değildi.
Not until just now.
Başkaları almaz.
And now, Amy, you will go to your room... and you will not come out until you are told.
Amy odana çık ve sana söylenene kadar da dışarı çıkma.
Hey, now you know you're not supposed to cut the cake... until you make a wish and blow out the candles.
Hey, bir dilek tutup mumları söndürmeden pastayı kesmemelisin.
Let's not forget that, until now, all the witnesses summoned against Bruno have testified in his favour.
Şunu unutmayalım, şimdiye kadar, Bruno'nun karşısına çıkarılan tüm şahitler onun lehinde tanıklık etti.
Now, we're not gonna talk... to any more reporters and such until we decide on our deal.
Anlaşma bitene kadar habercilerle konuşmayacağız.
I have not seen this until now.
Şimdiye kadar bunu hiç görmemiştim.
No, not until right now, but you're an ambitious bird, and so am I.
Asında hayır, ama sizde benim gibi hırslı bir kadınsınız.
Because it wasn't until now that I fully realized how little I cared for the man that I will not miss him.
Çünkü buraya gelince anladım ki, o adam benim için çok önemli değilmiş ve onu özlemeyeceğim.
Until now, I did not know how ugly I am.
Şimdiye dek ne kadar çirkin olduğumun farkında değildim.
Not now. Wait until the government adjusts the wages.
Şimdi değil hükümet onay vericek.
Now, I will not give them anything until I get their word of honor they'll leave her alone.
Onu rahat bırakacaklarına dair şeref sözü vermedikleri sürece onlara hiçbir şey vermeyeceğim.
Now, I'm not saying one more word until I talk to my attorney.
Avukatımla konuşana kadar bir kelime daha etmiyorum. Hepsi bu kadar.
But Itha has not known war until now.
Fakat Itha şimdiye kadar hiç savaş görmedi.
Now, Bud, I want you to go upstairs, and do not come back down until you figure out something else to do with your time besides torturing your sister.
Şimdi, Bud yukarı çıkıp, boş vaktinde ablana eziyet etmekten başka yapabileceğin şeyleri düşünmeden aşağı inmeni istemiyorum.
Now we're not going to do anything until I check the house.
Ben evi kontrol edene dek bir şey yapma.
Why do you not visit me until now?
Beni şimdiye kadar neden ziyaret etmedin?
Now, he has already removed the securities from the bank, but knows this will not be discovered until Thursday afternoon.
Tahvilleri bankadan çıkarmıştı ancak bunun Perşembe öğlene kadar açığa çıkmayacağını biliyordu.
I did not realise how much a part... until now.
Şu ana kadar... ne kadar büyük bir parçam olduklarını anlamamıştım.
Not until we reach the conference, three days from now.
3 gün sonraki konferansa varıncaya kadar hayır.
Now, you're not trying it on my kids until you try it on something living!
Şimdi, yaşayan bir şey üzerinde deneyene kadar bunu çocuklarım üzerinde denemiyorsun!
Now, I'm not leaving until you help me.
Bana yardım edene kadar da gitmeyeceğim.
No. Now, not until I've won, darling.
Hayır, kazanana dek buradayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]