Once that's done translate Turkish
462 parallel translation
I told you once that I'd done a very selfiish thing in marrying you.
Sana bir keresinde seninle evlenmekle büyük bencillik yapmış olduğumu söylemiştim.
Then you know that what's been done before can be done again, for you.
- O zaman bilesin ki daha önce olan, yeniden olabilir. Bu kez senin için.
You boys have done that.
Siz daha önce aynısını yaptınız.
That's right, if there was anything to be exploited around here you would have done it years ago.
Doğru, buralarda sömürülecek bir şey olsaydı bunu yıllar önce yapmış olurdunuz.
He's just been waiting for you to head the herd north... in a fool drive that's never been done before.
Gelip sürüyü son sürat kuzeye sürmeni bekliyordu. Daha önce hiç yapılmadı.
Sheriff, the first man they shoot to the moon in a rocket will take pains, too. Of course, that's never been done before.
Şerif, roketle aya gönderdikleri ilk kişi de zahmet çeker, çünkü daha önce kimse gönderilmemiştir.
Once that's done, everyone can have their say.
Bunu hallettikten sonra, herkes düşüncesini dile getirebilir.
There is nothing against me that is not all done and over with a long time ago.
Herşey uzun zaman önce yaşanmış ve bitmiştir, o kadar.
It's just that we've never done business with you before.
Sizinle sadece daha önce herhangi bir iş yapmadık.
The guy's crazy. That's never been done before.
O adam deli, bu daha önce hiç yapılmadı.
He's done that before.
Bunu daha önce de yapmıştı.
That's just what he's done, isn't it?
Az önce tam da bunu yaptı.
He's never done that for anyone.
Daha önce kimseye böyle güvenmemişti.
No one's ever done that before about an unconfirmed kill.
Daha önce kimse onaylanmamış av için bunu yapmamıştı.
Captain, I've seen the look before, and if something isn't done, sooner or later, I'm gonna have to hurt him. Tell him to leave me alone. And that wouldn't be good for him right now.
Kaptan, o bakışı daha önce de gördüm ve bir an önce bir şey yapılmazsa, er ya da geç onu üzeceğim, beni rahat bırakmasını söyleyeceğim ve bu da şu an onun için hiç iyi olmaz.
That's only a theory. It's never been done.
Bu yalnızca bir teori, daha önce hiç yapılmadı.
Haven't I always done that?
Bunu daha önce de yapmamış mıydım?
Nobody's done that to the Flyer before.
Kimse Flyer'a bunu daha önce yapmamıştı.
He's never done that before.
Bunu daha önce hiç yapmamıştı.
Nobody's done that before.
Kimse daha önce bunu yapmamıştı.
That's all done before we get on this Earth.
Yerimiz dünyaya gelmeden önce ayarlanmış. Diyorum ki :
I've never done such a thing before and I wouldn't do it now... except there's a look in your eye that tells me I've got to.
Daha önce böyle bir şeyi hiç yapmamıştım. Ve şu an da yapmazdım aslında ama bana bunu yapmak zorunda oluduğumu söyleyen o gözlerindeki bakış beni buna zorluyor.
The one thing that's never been done to the Shack-Think, Leach.
Shack'e daha önce yapılmamış tek şeyi, Düşün, Leach.
- Everything that's not done here.
- Daha önce burada yapılmayan her şeyi.
I can do something with it. Something that hasn't been done before.
Daha önce yapılmamış bazı şeyleri gerçekleştirebilirim.
- It's never done that before.
- Daha önce yapmamıştı bunu.
If you mean that slack-jawed Leon, the word I got is he's done preceded all of us.
O gevşek ağızlı Leon'u diyorsan, duyduğuma göre hepimizden önce öbür tarafa göçmüş.
She used to bite herself on the arm and then run crying to Daddy that I had done it and he'd punish me.
Kendi kolunu ısırır sonra da gidip babama ağlardı. Daha önce ben bunu yaptığımda babam beni cezalandırmıştı.
I'll do it myself. That way I'll know it's done right for once.
Hiç değilse doğruluğuna emin olurum.
And once that's done, he's able to possess her.
Ve bu gerçekleştiğinde artık kişiyi ele geçirebilir.
Looks like you've done that before.
Bunu daha önce yapmış gibisin.
Have you ever done that before... pulled someone into your dream?
Bunu daha önce yapmış mıydın birini rüyana çekmiş miydin?
No one's ever done that before.
Daha önce kimse yapmamıştı bunu.
Once that's done, fear cannot stop you.
Bunu yaptıktan sonra korku sana mâni olamaz.
She's never done anything like that before.
Daha önce böyle bir şey yapmamıştı.
That reminds me of something I should've done before.
Bu bana daha önce yapmış olmam gereken birşeyi hatırlattı.
I know, but still no one's ever done anything like that for me before.
Biliyorum ama yine de daha önce hiç kimse benim için böyle bir şey yapmamıştı.
Do you feel that you've done this before?
Bunu daha önce yapmış gibi hissediyor musun?
That's life, once you miss your chance... you're done for.
Hayat bu, fırsatı bir kaçırdın mı olay bitmiştir.
Now, you have done some low things before but to allow your own daughter to flaunt her body to sell beer that's low even for you.
Daha önce de aşağılık şeyler yaptın. Ama kızının bira satmak için vücudunu sergilemesine izin vermen, senin için bile aşağılık bir şey.
She's done for this morning and I'm eager to see a gun, like that double-barrel of mine you once shot with.
Ben bir silahı görmeye gideceğim, bunun için can atıyorum, benimki gibi çift namlulu, bir kez sen de kullanmıştın.
Well, he never done this before, but seeing as it's special circumstances and all, he says I can knock $ 100 off that TruCoat.
Daha önce bunu hiç yapmadı. Ama bu özel koşullar altında, hakiki deri için 100 dolar indirim yapabileceğimi söylüyor.
That was the nicest thing anyone's ever done for me.
Daha önce kimse benim için bu kadar hoş bir şey yapmamıştı.
- It's finally time somebody does... what that fool Steele should have done.
- Şu aptal Steele birşey yapmadan önce birilerinin birşey yapmasının zamanı geldi.
Once that's done, they're all yours, not before.
İş bittikten sonra ikisi de senindir. Daha önce değil.
Once that's done, we can begin moving it through time.
Bu olduktan sonra zaman yolculuğuna başlayabiliriz.
Once that's done, we can begin moving it through time.
O iş bittikten sonra zamanda yolculuk etmeye başlayabiliriz.
I just did them, that's all. 'Cause I wanted to get them done before I saw Jimmy.
Jimmy'yi görmeden önce bitirmek istiyordum.
You know, no one's ever done that before.
Bunu daha önce kimse başaramamıştı. Ondan sonra yapabilen de olmadı.
- His first time, he's never done that.
- İlk defa açtı, Daha önce hiç yapmamıştı.
It's just that no one's ever done nothing like that for me before.
Sadece böyle bir şeyi benim için daha önce kimse yapmadı.
that's done 94
done 2605
done deal 48
done it 42
done and done 93
done that 156
done for 16
done with what 16
done what 44
once upon a time 600
done 2605
done deal 48
done it 42
done and done 93
done that 156
done for 16
done with what 16
done what 44
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156
once a month 91
once a day 16
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156
once a month 91
once a day 16