English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / One glass

One glass translate Turkish

699 parallel translation
The whole story is contained in one glass flask.
Tüm hikaye, cam bir şişede bulunuyordu.
I had but one glass of whiskey.
Sadece bir bardak viski içmiştim.
"in one glass of an evening " or even two? "
"... her gece bir kadeh içmenin hatta iki kadehin? "
Just one glass.
Yalnızca bir bardak...
I shall drink only out of one glass, thank you.
Tek bardaktan içeceğim, teşekkürler.
One glass won't hurt you.
Tek kadehten bir şey olmaz.
One glass and she's smashed.
Bir bardakla sarhoş olur.
One glass of water, on the rocks.
Bir bardak su, buzda.
He only drinks one glass of port a day.
Her gün sadece bir kadeh içer.
Order one glass of hot milk into my cabin.
Kabinime bir bardak sıcak süt getirmelerini söyle.
Aunt Lily, 10 minutes is a long time for one glass.
Lily Teyze bir bardağı on dakika boyunca silmek biraz fazla değil mi?
At first drink only one glass... and slowly.
İlk içiş sadece bir bardak... ve yavaşça.
I took one glass of champagne and suddenly I found myself...
Sadece bir bardak şampanya içtim ve birden kendimi tam...
You're entitled to one plate of spaghetti, one glass of wine, one song.
Bir tabak spagetti, bir bardak şarap ve bir şarkı hakkınız var.
But frequently there are several and you can easily bump up next to one and several times, the fibreglass skin on the submarine has actually been burned, come back with several layers of glass burned away and the paint charred black.
Ancak sıklıkla birden fazla oluyorlar ve kolaylıkla bir diğerine rastlayabilirsiniz ve bir kaç defa denizaltının, fiberglas kaplaması gerçekten yandı ve camın bir kaç tabakası yanmış boya simsiyah kararmış olarak döndü.
Squeeze the milk out of one and bring me a glass.
Bir tanesinin sütünü sıkıp bana getirir misiniz?
Now, you take two of these... in a glass of castor oil for two nights running, then you skip one night.
Bunlardan ikisini, bir bardak hint yağı ile birlikte iki gece iç, sonra bir gece içme.
Now, a glass of buttermilk for you... with all your knowledge. There is good, my little one.
Aferin sana küçüğüm.
Now listen, go to the room at the head of the stairs, the one with the two glass panels in the door.
Dinle şimdi, merdivenlerin başındaki odaya, kapıda iki cam panel bulunan odaya git.
One more crack, we'll take that glass back... and it'll take you six weeks to get it put in.
Ben buradaydım. Dinle, o camı alır gideriz, tekrar koymak altı haftana malolur.
You know, the one with the glass.
Şu gözlüklü olan işte.
One more glass, please.
Bir bardak daha lütfen.
What eye are you using, champ, the good eye or the glass one?
Gözlükle mi, yoksa gözlüksüz mü görüyorsun?
Glass eye, the left one.
Sol gözü camdanmış.
When I come home to find an empty brandy glass and a particular cigar brand, I can only think of one person.
Eve geldiğimde boş bir kanyak bardağı ve puro parçası buluyorsam, aklıma tek bir kişi gelir.
I don't want to be the only one with a glass.
Tek başıma içmek istemiyorum.
"That every maid throughout the kingdom without exception, " shall try on her foot this slipper of glass, " and should one be found upon whose foot this slipper shall properly fit,
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
Looks like the only other glass we have is one of these candle jiggers.
Görünüşe bakılırsa elimizde bardak olarak sadece şu mum kapları var.
I was certain the game was up, until I realized that eye was his glass one.
Gözlüğünü farkedene kadar Oyunun bittiğini sandım.
Even in one of yours I would have thrown this glass at him
Seninkilerde bile su bardağı yüzüne fırlatırdım.
If one likes to live in a glass house.
Camdan bir evde yaşamayı seviyorsanız.
With Her Majesty, life is one eternal glass of milk.
Majesteleriyle birlikte hayat ; içimi bitmeyen bir bardak süt.
Then one day, the looking glass will be the man who loves you.
Sonra, bir gün, aynan, seni seven kişi olacak.
May I suggest holding your glass to one side? It's hiding your face.
Majeste, bardak yüzünüzü saklamasın, lütfen.
Now one without the glass.
Bardak olmadan çekelim.
This evening, due to one of those delightful coincidences, our story happens to be about a glass eye.
Bu akşam, şu hoş rastlantılardan birinden ötürü, öykümüz bir cam göz hakkında olacak.
- On one glass of wine?
- Bir kadeh şarapla mı?
You want one of your own this time? Or shall we share the glass again?
Bu kez kendine ait bir tane mi istersin yoksa yine bardağı paylaşmamızı mı?
Must be some kind of one-way glass.
Bir tür tek taraflı cam olmalı.
Once again I advanced... alone, along these same corridors... through the same deserted rooms... past the same colonnades... the same windowless galleries... across the same thresholds... taking this route in the labyrinth as if by chance... and once again... everything was deserted in this immense hotel... empty salons, corridors... salons, doors... doors, salons... empty chairs, deep armchairs... stairs, steps... steps, one after another... glass objects, empty glasses... a dropped glass, a glass partition... letters, a lost letter... keys hanging from their rings... numbered door keys :
Bir kez daha yürüdüm... tek başıma, aynı koridorlar boyunca... aynı metruk odaların içinden... aynı revakların altından... aynı penceresiz galerilerden... aynı eşiklerin üstünden... böylece yol alarak labirentte, adeta gelişigüzel... ve bir kez daha... bu devasa otelde herşey terk edilmiş... boş salonlar, koridorlar... salonlar, kapılar... kapılar, salonlar... boş sandalyeler, geniş koltuklar... merdivenler, basamaklar... basamaklar, art arda... cam eşyalar, boş bardaklar... bırakılmış bir bardak, cam bir bölme... mektuplar, kayıp bir mektup... anahtarlıklara asılı anahtarlar... kapı numaralı anahtarlar :
One little glass of champagne and I become completely irresponsible.
Bir bardak şampanya beni sarhoş ederse, artık gerisini siz düşünün.
The customer knew all about that one he kept taking cute little sips out of my glass just to make sure I was getting myself putrefied.
Müşteriler ne istediğini bilir. Kafam kıyak olsun diye.. .. içkime bir çimdik tuz atarlar.
Nathan edward bledsoe, of the bowery bledsoes, a man once, a specter now, one of those myriad, modern-day ghosts that haunt the reeking nights of this city in search of a flop, a handout, a glass of forgetfulness.
Bowery'deki Bledsoe ailesinden Nathan Edward Bledsoe. Eskiden insandı, şimdi hayalet. Köhne şehrin gecelerinde gezen modern çağın hayaletlerinden biri.
Well, you see... if my little pigeon wants a glass of milk... she shall have one... even if I have to force them to open the kitchen.
Görüyorsun. Eğer küçük güvercinim bir bardak süt istiyorsa, onu içecek. Mutfağı açmaları için, zorlamak zorunda kalsam bile.
It's all very well going to Platform One in Justicia and the Glass Pyramid, but what if we end up in Brazil? I might need it.
Justica'daki Platform 1'e ve San Kloon'daki Cam Piramit'e gitmek çok güzel.
Offenders can be sent for one year to the glass factories in the desert, - instantly and without trial. - I understand.
Suçlu bulunursanız, zorunlu olarak çöldeki cam fabrikalarına bir yıllığına gönderilebilirsiniz.
Not a champagne glass. An ordinary one.
Şampanya kadehi değil, su bardağı.
How could one possibly replace a St. Cuthbert stained-glass window?
Aziz Cuthbert mozaiği nasıl ödenebilir ki?
One more glass, please.
Bir kadeh daha, lütfen.
I mean Weis and I and Leszik and Richter and Barabas and we started playing marbles and we rolled the marbles one after the other, there were about twenty of them at the wall three of them were glass ones.
Weis, Leszik, Rihter, Barabas ve ben misket oynamaya başladık ardı ardına misketleri yuvarladık duvarda yirmi kadar misket vardı üç tanesi camdandı.
I'd like to place an order for one miniature glass swan.
Minyatür bir cam kuğu siparişi vermek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]